İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketlerinden İZELMAN ve İZENERJİ bünyesinde çalışan yaklaşık 18 bin işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi imzalandı. İmza töreninde konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, "Türkiye'de de işçinin emekçinin önderliğine ihtiyaç var" dedi.

İzmir’de 18 bin işçi TİS imzaladı

BİRGÜN EGE 

İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN ve İZENERJİ bünyesindeki toplam 18 bin işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi (TİS), düzenlenen törenle imzalandı.

Kültürpar’ta düzenlenen imza törenine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Özuslu, CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Genel İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan, Genel İş Genel Sekreteri Şükret Sevgener, DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, sendikanın şube başkanları ile işçiler katıldı.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, imza töreninde yaptığı konuşmada "Bugün bizim bayramımız çünkü yaklaşık 18 bin işçi ile ilgili bir toplu iş sözleşmesi sonuçlandı. Bu da aileleri ile birlikte yüz bin kişiyi ilgilendiriyor. 100 bin kişi için bizim bayramımız. Bu aynı zamanda bayram provası. 3 gün sonra 83 milyon için bayram kutlayacağız. Baharları kucaklayacağız. Hep birlikte büyük bayramı yaşayacağız. Ben çok şanslı bir insanım çünkü göreve geldiğimden beri kendimi patron gibi hissettirmediniz. Bir yoldaş gibi hissettirdiniz. Ben de kendimi çok şansı hissediyorum kendimi. Binlerce yoldaşım olduğunu görüyorum. Siz de çok şanslısınız. Çünkü arkanızda en güçlü, en köklü işçi örgütü var. Sizin hakkınızı sonuna kadar koruyan bir örgüt var. Bu örgüt ile yaptığımızgörüşmelerde sizlere hakkınızı, alın terinizin karşılığını teslim etmeye çalışan bir belediye başkanınız var. Çok şanslıyız hepimiz. Ne mutlu bize bu kadar huzurla, güler yüzle, barış içerisinde, birbirimiz duyup dinleyerek, anlayarak, hakkını teslim ederek bir yol sürdürüyoruz" dedi. 

 "TÜRKİYE'DE İŞÇİNİN EMEKÇİNİN ÖNDERLİĞİNE İHTİYAÇ VAR"

Soyer şunları dile getirdi: "Biz kişi başı düşen milli geliri yükseltemezsek, bu rakamlar bir ödül gibi kalır. Halbuki değil. Siz emeğinizin karşılığında çok daha fazlasını hak ediyorsunuz. Yeter ki bu memlekette demokrasi olsun. Demokrasi neden önemli biliyor musunuz? Eğer bir ülkenin kaynaklarını sadece bir gurup çete, bir zümre, bazı sülaleler yiyorsa orada, memleketin ürettiği kaynakların zenginliğinin kıymeti yok. Yoksulluğa, işsizliğe mahkûm kalmaya devam edeceğiz. Bu memleket dünyanın en yüksek refah seviyesini yaşamaya muktedir ama birileri çaldığı için birileri bizim emeğimizden, alın terimizden nemalandığı için biz yoksulluğa mahkûmuz. Onlar obezleşmeye, şişmeye devam ediyor. Biz bunu büyütmek zorundayız. Türkiye'de de işçinin emekçinin önderliğine ihtiyaç var. Sizler, sizin gibi çalışıp da hakkını alamayanları kolunuza takmadıkça bu memlekette demokrasi, özgürlük, barış olamaz. Sizin göreviniz, örgütünüzü büyütmek, işçi sınıfının örgütlenmesine daha çok insanı katmak. İki hedef doğrultusunda yol alacağız. Ve göreceksiniz bugün 100 bin insanımız için  kutladığımız bayramı, 83 milyon için büyük bir bayram olarak kutlayacağız. Emin olun her şey çok güzel olacak. Bir şey değişecek her şey değişecek."

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise "Ülkede demokrasiden söz edeceksek, bunun öncelikli şartının işçi sınıfının örgütlü olmasından geçiyor. O nedenle bilin ki bu TİS sadece işçilerin değil bu ülkenin geleceğidir. Sendikasızlığa mahkûm edilen, TİS hakkı, grev hakkı elinden alınan, açlık sınırının altında çalışmaya mahkûm edilen milyonlarca sınıf kardeşimizin geleceğidir. Böyle bir sözleşmeyi bizlere, bütün ülkeye yaşattığınız için teşekkür ediyorum. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde sendika, DİSK var. Türkiye'nin dört bir yanına baktığımızda siyasi iktidarın politikaları sonucu her şey işçilerin sendikalaşmasının, örgütlenmesinin önünde engeldir. Örgütlendiğiniz her yerde grev hakkımız fiilen ortadan kaldırıldı" dedi. 

"ARTIK BİR DEĞİŞİMİN EŞİĞİNDEYİZ"

Çerkezoğlu, "Açlık sınırın altında asgari ücret ortalama bir ücret haline geldi. Hakkını aramak içi sokağa çıkmak, her türlü baskı ile susturulur hale geldi. Demokrasi işçinin ekmeğidir" dedi ve ekledi: "Demokrasinin olmadığı yerde emeğin hakkı olmaz. Aslında bütün mesele bu. İşçi sınıfı örgütlü olmadan bir ülkenin geleceği olmaz. Demokratik bir cumhuriyet olmaz. İzmir'de yaşadığımız bu tablo 14 Mayıs'tan sonra bu ülkeye baharlar geldiğinde bütün Türkiye'de, bütün iş yerlerinde tüm iş kollarında yaşanacak. Bize dayatılan açlığı ve yoksulluğu örgütlü mücadelemiz ile yeneceğiz. Artık bir değişimin eşiğindeyiz. İki gün sonra o sandıkta vereceğimiz karar sadece ülkeyi hangi cumhurbaşkanının yöneteceği, hangi partilerin hükümet olacağından ibaret değil. Bölünmeden, parçalanmadan birlik olacağımız yer sandıktır. Başkanlık sistemi işçiye, halka, memlekete zararlı. Başta işçi sınıfı olmak üzere bütün toplumun iradesi ile bu değiştirilmek zorunda ve değiştirilecek."