Google Play Store
App Store

İzmir'de “Laik Eğitim, Laik Yaşam, Eşit Yurttaşlık için ÇEDES’e Hayır” paneli gerçekleştirildi. Panelde konuşan Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat, “Laik ve kamusal eğitimin arkasında durmalıyız” dedi.

Kaynak: Haber Merkezi
İzmir’de “ÇEDES’e Hayır” paneli düzenlendi: “Laik ve kamusal eğitimi savunacağız”

İzmir Bayraklı’da “Laik Eğitim, Laik Yaşam, Eşit Yurttaşlık için ÇEDES’e Hayır” paneli gerçekleştirildi. bulunan Alevi Kültür Derneği ve Cemevi’nde, Yamanlar Cemevi ve DemiDevran ortaklığında gerçekleştirilen panelde, Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat ve Veli-Der İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Turgut Aydın konuşmacı olarak yer aldı. 
4+4+4 eğitim sistemine geçilmesiyle birlikte eğitime yönelik gerici saldırıların giderek arttığına dikkat çeken Veli-Der İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Turgut Aydın, Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) kapsamında Bornova’da 99 okulda din görevlilerinin görevlendirilmesine dair, “Görevlendirme yazısı müftülük tarafından Milli Eğitim Müdürlüğü'ne açıkça dikte ettirildi. Hatırlarsınız Erdoğan AKP'nin gençlik kolları toplantısında açıkça dindar ve kindar nesil yetiştirme hedefinin olduğunu söylemişti. Bu hedefe ulaşmak için bu ve benzeri projeleri hayata geçirmek istiyorlar” dedi.

Proje kapsamında hayata geçirilen uygulamalarla çocukların zihinsel, bilişsel, ruhsal ve sosyal bakımdan sağlığını tehdit eden uygulamalar olduğuna dikkat çeken Aydın, “ÇEDES mevzuatına göre uygulamaya katılacak olan öğrenci için velinin izni gerekir diyor. Bu maddeye dayanarak okul idarelerine dilekçe verip çocuklarımızı bu uygulamadan muaf tutabiliriz. Ayrıca ÇEDES'in tamamen uygulamadan kaldırılması için de mücadele etmek gerekiyor. Çünkü eğer biz bu mücadeleyi vermezsek uygulama kalıcılaşacak ve eğitim sisteminin bir parçası haline gelecek. Bundan önceki protokollerin belli bir süresi vardı ancak ÇEDES'in uygulaması süresiz” dedi.

"EĞİTİMİN ÖZÜNE AYKIRI"

Öte yandan ÇEDES kapsamında okullarda kurulacak “değerler kulübü”nden doğacak sorunlara değinen Aydın, şunları söyledi: “Okullarda hangi kulüplerin faaliyet göstereceği Öğretmenler Kurulu kararıyla belirlenir. Burada Öğretmenler Kurulu'nun yetki ve sorumlulukları işlevsiz hale getirilmiş oluyor. Ayrıca protokol ile birlikte ‘değerler kulübü’nde başarılı olan öğrencilerin diğer öğrencilere ‘abilik, ablalık’ yapması isteniyor. Eğitim içerisinde böyle bir hiyerarşik sistem olmaz. Ayrıca bu uygulama akran zorbalığını da tetikleyecek bir uygulamadır ve bu uygulamayla çocukların biat, itaat kültürü geliştirilmiş olur. Bu tür uygulamalar eğitimin özüne aykırıdır.”

"TEKİN MAKAMINDA BİR GÜN DAHA OTURMAMALI"

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in tarikat, cemaatlere ilişkin “sivil toplum kuruluşu” ifadelerini hatırlatan Veli-Der İzmir Şube Başkanı Necati Kalafat ise, “İlk geldiği günden beri her daim istifasını istediğimiz Milli Eğitim Bakanı, hükümetin bu karanlık politikalarının sözcülüğü görevini almıştır. Bir ideolojik yaklaşımın son noktasını ortaya koymuştur. Veli-Der olarak açıktan talebimizdir, karanlık zihniyetin ürünü olarak orada duran Bakan Tekin bir gün daha yerinde oturmamalıdır” ifadelerini kullandı.

"KADROLAŞACAKLAR"

Bornova’da din görevlileri atanan 99 okula ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kalafat, şunları aktardı: “O 99 imam tek bir camiden atandı. ÇEDES projesine imam atama görevi için özel cami tanımlaması yaptılar, kadrolaşacaklar. Bugün halk eğitim merkezlerinde usta öğretici adı altında onlarca insan iş yapmadan, bir şey üretmeden kadrolandırılıyor, para kazandırılıyor. ÇEDES meselesinin ekonomi ve istihdam açısından durumu budur.”
Eğitimin bilimsel, laik, demokratik ve kamusal olması gerektiğini vurgulayan Kalafat, “Laik ve kamusal eğitimin arkasında durmalıyız. Sonuna kadar öğrenciyi öne çıkartan, bireyselleştirilmiş eğitim programlarını çıkartan, kamusal eğitimi öne çıkarmalıyız. Devlet görevini yapmak zorunda. Bizim vergilerimizle tanımlanan kamusal eğitim ve sağlık hizmeti verilemezse bu ülkenin yoksul çocuklarına gelecek imkanları kapatılır” şeklinde konuştu.
Son olarak eğitim sisteminde pek çok sorun olduğuna dikkat çeken Kalafat, şu ifadeleri kullandı: “Okullarda fen laboratuvarı yok, bilgisayar laboratuvarı yok, temizlik yok… Veliler para toplayıp kendilerine temizlik yaptırıyorlar. 20 milyon çocuğumuzun eğitim hayatının içinde olup da bu kadar geleceksiz olmasına rağmen kalkıp da, ‘İmamlar sorunu çözecek’ diyorlar. Burada karanlık bir Ortaçağ zihniyeti vardır ve asıl mesele politiktir. Asıl mesele halkın iradesinin yok sayılmasıdır. Asıl mesele yoksul çocuklara okul yolunun kapatılması, farklı inanç ve düşünüşteki insanların kamusal eğitimden tasfiye edilmesi meselesidir. Kabul etmeyeceğiz.”