Her gün eğitsel zaman planlayın! Hem kendinizin hem de çocuğunuzun gelişimi için evde yapabileceğiniz pek çok şey var. Tıpkı okul zamanlarında olduğu gibi her gün belli bir zamanı kendiniz ve çocuklarınız için eğitim ve öğrenme faaliyetlerine ayırın

İzolasyonda evde yaşam kılavuzu!

Doç. Dr. Aylin Demirli Yıldız / Başkent Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Programı

Hiç beklemediğimiz bir anda ne yapsak hazırlıklı olamayacağımız bir kriz sürecine girdik. Bu süreçte bizi geçmişimiz ve geleceğimizden koparan bir zamansızlık hali yaşıyoruz. Virüsün bulaşma hızı ve yoğunluğu insanlığı hızlı bir davranış değişikliğine zorluyor; bireylerin yoğun kaygı ve panik yaşamasına neden oluyor. Bazı bireyler bu kaygı ile stok yapmak gibi aşırı tepkiler vererek baş etmeye çalışırken bazıları da tehlikeyi yok sayarak kendini rahatlatmayı seçiyor. En geniş kesim ise daha çok bilgiye ulaşarak belirsizliği azaltma ihtiyacı duyuyor.

Bir noktada sosyal medyadan virüs taraması yapmaya son vermek durumundayız. Artık hepimiz nasıl bir risk altında olduğumuzu biliyoruz. Sürekli tarama yaparak pandemi hakkında haberlere tekrar tekrar maruz kalmak bilgimizi artırmaktan çok kaygımızı artıracaktır. Peki kendimiz ve sevdiklerimiz için neler yapabiliriz? Dahası bu kriz döneminde ruh sağlığımızı nasıl koruyabiliriz?

Öncelikle, bir an önce bu yeni gerçeklikle barışıp buna uygun davranışlar geliştirmek gerektiğini kabul etmek gerekiyor. Biz yetişkinler yeni şartlara uygun davranış ve rutinler geliştirerek bunları hem kendimiz hem de çocuklarımız için işler kılmalıyız. Evde kalmaktan şikâyet etmeyin! Bunun herkesin sahip olamadığı bir şans olduğunu hatırlayın ve gününüzü planlayıp mümkün olduğunca doldurun! Kendinizle ve ailenizle zaman geçirmeyi öğrenmek için mükemmel bir fırsat! Bu süreçte:

Anda kalın! Sorumuz: Tam şu anda ne yapabilirim? Kendimi ve sevdiklerimi nasıl koruyabilirim? Yarın için plan yapabilirsiniz ama yarın için endişelenmeyin! Geleceğin sorununu güncellemek sadece stres hormonu salgılamamıza ve panik duygumuzun artmasına sebep olur! Bu da bağışıklık sistemini zayıflatır ve kişiyi hastalıklara açık hale getirir!

Evdeki zamanınızı mutlaka planlayın. Kendinize günlük planlar oluşturun. Kaçta kalkacağınızı ne zaman ne yapacağınızı belirleyin ve buna uymaya çalışın. Günlük rutin ve kurallar belirlemek gününüzü dolu geçirmenizi sağlayacak; hem size hem çocuklara iyi gelecektir. Çocuklar rutin ve kurallar varken kendilerini güvende hisseder.

Fiziksel aktivitelerinizi gününüzün bir parçası haline getirin ve artırın. Uzun süre evde kapalı kalmak yeterli kas hareketine izin vermediği için kişilerde bir süre sonra huzursuzluk, uykusuzluk ve gerginlik oluşmaya başlar. Başta çocuklar, hepimizin iyi hissetmemizi sağlayan seratonin ve dopamin salgılamak için fiziksel aktiviteye ihtiyacı var. Basit gevşeme ve kültür fizik hareketleri hem ailece eğlenceli zaman geçirmenizi sağlayabilir hem de çocuklar için sakinleştirici bir etki yaratır.

Her gün eğitsel zaman planlayın! Hem kendinizin hem de çocuğunuzun gelişimi için evde yapabileceğiniz pek çok şey var. Tıpkı okul zamanlarında olduğu gibi her gün belli bir zamanı kendiniz ve çocuklarınız için eğitim ve öğrenme faaliyetlerine ayırın. Okulların uzun bir süre kapalı olma ihtimaline karşı evde düzenli çalışma koşulları oluşturulabilir.

Kendi kendinize kalma fırsatları yaratın! Ortak zaman faaliyetleri kadar insanların kendi kendine kalmaya da ihtiyacı vardır. Hem biz yetişkinler hem de çocuklar için kendi kendine zaman geçirme fırsatı ve alanı yaratılması önemli bir gerekliliktir. Bunun için aynı odanın içinde bile küçük ve ayrı alanlar yaratılması önemlidir.

Sosyalleşin! Sosyalleşmenin en ideal formu yüz yüze ilişki kurmaktır. Ama tek yolu bu değildir. Sevdiklerinize telefon edin. İnternet üzerinden sohbet edin. Bol bol görüntülü konuşma yapın. Ama bu sohbetler kaygıyı büyütmeye değil birbirine destek olmayı sağlayan bir içeriğe sahip olsun. Ne kendiniz için ne de sevdikleriniz için gerilimi artırmayın.

İşe gitmek zorundaysanız kontrol edebildiklerinize odaklanın! Kimseye yaklaşmamak, hijyen kurallarına ve sosyal mesafeye dikkat etmek; hatta izin hakkı için mücadele etmek! Ama kenarda oturup tırnaklarınızı yemeyin! Kendinizi çaresiz ve kurban olarak tanımlamayın! Yapabileceklerinize odaklanın!

Son olarak, unutmayın ki çocuklarımızın sadece fiziksel sağlığından değil ruh sağlığından da sorumluyuz! Biz yetişkinler sakin olacağız ki onları da sakinleştirebilelim! Bilsinler ama korkmasınlar! Dakikada bir kolonya sıkmak onları korumaz; sadece korkutur. Lütfen onların sağ duyusuna güvenin ve doğru bilgiyi çocuklarınıza sakince verin! Kendilerini nasıl hissettiklerini anlatmalarına fırsat verin. Dahası süreçle baş ederken yaşadığınız zorluklarla nasıl baş ettiğinizi de çocuklarınızla paylaşın.