Zeytin üretiminde son 11 yılın en düşük rekoltesi bekleniyor. Bölgedeki JES’ler ve iklim krizi nedeniyle bölgenin havası değişti, bu durumdan en çok zeytin ağaçları zarar gördü. ZMO Aydın Şube Başkanı Barış ve İstabul Şube Başkanı Kapıkıran zeytin üretiminde yaşanan başlıca sorunları ve çözüm önerilerini sıraladı.

JES’ler zeytin üretimini azalttı: Rekolte beklentisi son 11 yılın gerisinde

HAVVA GÜMÜŞKAYA havvagumuskaya@birgun.net

Zeytin hasadı devam ediyor ancak rekolte beklentisi son 11 yılın en düşük seviyesinde. İklim krizinden en çok etkilenen ürünlerden olan zeytin üretimi ile ilgili Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin 2020-2021 hasat dönemi için hazırladığı rekolte tahmini raporu korkutan gerçeği gözler önüne serdi. Rapora göre bu sezon dane zeytin üretimi 1 milyon 316 bin 850 ton olacak. Bunun 430 bin 327 tonu sofralık zeytin olarak ayrılacak, 886 bin 524 bin tonu ise yağlığa ayrılacak. Zeytinyağı üretiminin ise 172 bin 813 ton olacağı tahmin edildi.

Türkiye sofralık zeytin üretiminde dünyada üçüncü sırada yer alıyor. Bu üretimin yüzde 61’i ise sırasıyla Manisa, Balıkesir, Bursa, Aydın ve İzmir’de gerçekleştiriliyor.

Rekolte Tahmini Rapor’unda bu yıl kuraklık nedeniyle dane büyüklüğü ve yağ oranının istenilen seviyeye gelmemesi, ağacın yeterli suyu alamaması gibi nedenlerle kuraklığın devam etmesi durumunda sofralık zeytine ayrılan miktarda azalma olacağı öngörüldü. Olumsuz iklim koşulları nedeniyle ağaç başına ortalama üretimin 8,3 kilo olacağı ve buna bağlı olarak dane sayısının yüzde 11 azalarak 1 milyon 316 bin 850 ton olacağı tahmin edildi. Geçen sezon zeytin rekoltesi 1 milyon 532 bin tondu.


İKLİMİ JES’LER BOZDU

Zeytin üretiminde yaşanan sorunlar ve çözümler üzerine Ziraat Mühendisleri Odası Aydın Şube Başkanı Mahmut Nedim Barış ve Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Murat Kapıkıran ile konuştuk.

Barış, zeytin üretimindeki düşüşün çiçeklenme zamanında kurak geçen iklimden kaynaklı olduğunu söyledi. Öte yandan zeytin sineği zararlısı gibi hastalıklarla mücadele edilemediği, bunun da verimi etkilediğini söyledi. “Yazın hiç yağmur yağmadı” diyen Barış, “Zeytin bahçelerinin sulanması pek mümkün değil özellikle dağlık alanda olan bahçeler uzak kalıyor. Tabii doğaya etki etmek pek mümkün değil ama bugün yaşadığımız sorunların en büyük nedeni bölgedeki jeotermal enerji santralları. İzmir, Aydın ve Manisa’nın iklimi tamamen bozuldu. JES’lerin havaya saldıkları gaz sera etkisi yapıyor. JES’ler bölgede iklimin klimasını bozdu. Aslında temel mücadelemiz burada JES’ler” dedi.

Öte yandan üreticilere tavsiyelerde bulunan Barış, iyi tarım uygulamalarının yapılması gerektiğini belirtti. Toprak analizlerinin muhakkak yapılması gerektiğini vurguladı.

Kapıkıran ise Covid-19 pandemisi nedeniyle hemen her bölgede toplayıcı tarım işçisi bulma sorunu yaşandığına dikkat çekti. Yevmiye ücretlerinin geçen yıla oranla yüzde 25 civarında arttığını belirten Kapıkıran, “Çeşitli bölgelerdeki zeytinyağı fabrika ve tesisleri işletmecilerinin verdiği bilgilere göre dane büyüklükleri ve yağ oranlarında önemli düşüşler görülmekte. Önceki yıllara oranla sıkım tesislerine getirilen yağlık zeytin miktarında yüzde 35-40 civarında düşüş mevcut. Zeytin çiftçisine göre bu düşüşün en önemli nedeni yağmur rejiminde değişim” ifadelerini kullandı.

DAMLA SULAMAYA GEÇİŞ SAĞLANMALI

İklim krizini nedeniyle bölgede ihtiyaç duyulan yağışların olmamasının verimi daha da düşüreceğini belirten Kapıkıran şöyle konuştu:

“Ağaç varlığında kayda değer bir artış olmamıştır. Diğer zeytin üreten ülkelerde ağaç varlıkları her geçen yıl önemli ölçüde artarken ve ağaç başı ve yağ verimi artarken son yıllarda ülkemizde 11 kg’dan 9,5 kg’a düşüş göstermiştir. Zeytin üretiminde sulamanın önemli etkisi nedeniyle ve iklim krizinin derinleşerek süreceği göz önünde bulundurularak zeytin bahçelerinde damla sulama sistemine geçişi mutlaka sağlanmalıdır. Böylece gerektiği zamanda gereken miktarda sulama yapılabilecektir. Bilinen en yararlı ve çoklu kullanım alanı olan zeytin bitkisinin ekim alanlarının korunması ve artırılması gerekirken çeşitli amaç dışına çıkarma düzenlemeleri, imara açma düzenlemeleri yapılmamalıdır. Zeytin üreticilerini iklim krizinden ve piyasa koşullarından koruyacak desteklemeleri günün şartları ve üretim faaliyetini etkileyen koşullardaki olumsuzlukların artışı dikkate alınarak üreticiye teşvik edecek şekilde artırılması gereklidir. Desteklemeler bölgelerin, havaların özgün ihtiyaçlarına ve üretilen dane zeytin miktarı baz alınarak yapılması gereklidir. Aksi durumda çiftçiden çok zeytin sanayicisi desteklenmiş olacaktır.”