‘Edebiyat Dersleri’, yazarın 1980’de Berkeley Üniversitesi’nde verdiği, onun kişisel ve edebi dünyasını içtenlikle öğrencileriyle paylaştığı derslerden oluşuyor. Eser, ayrıca, Cortázar’ın çağdaş öykü ve Latin Amerika edebiyatıyla ilgili metinsel, bağlamsal ve teorik olarak değerlendirmelerini anlamamıza imkân sunuyor.

Julio Cortázar’dan ‘Edebiyat Dersleri’

İLKE KAMAR

Julıo Cortázar’ın ‘Latin Amerika Boom’ akımının en önemli temsilcilerinden biri olarak hem okuyucular hem de yazarlar üzerinde büyük bir etkisi oldu.
Edebiyata ve hayata dair gerçeklik arayışı onu her zaman ‘zor bir yazar’ yapsa da bir şeyi başka bir şekilde anlatma isteğiyle, imgelemeleriyle dilin mevcut sınırlarını aşmaya çalıştı. Çünkü okuyucuyla her türlü sınırlamanın ötesinde bir bağ kurmak ve etkileşime girmek istiyordu. Bu uğraşı sonucunda dil ve kurgu alanında kendi tarzını yaratmayı başardı. Asla bir okur kitlesi hedeflemedi -çünkü böyle bir hedeflemede eserin gücünün azalacağına inanıyordu- ama bugün tüm dünyada Latin Amerika Edebiyatı denilince Jorge Luis Borges ile birlikte anılan ilk iki isimden biri olacak kadar kitleler üzerinde etki yarattı. Yazarın görevi olarak başta ‘yazar olmayı’ ön kabul görse de temelde yazmayı iktidarların propagandasına karşı koymak olarak görmekten vazgeçmedi asla. Tüm bu girizgâh, yazarın ders sohbetlerinden oluşan, yaşamı boyunca hayata ve edebiyata dair ‘gerçeği’ arayışına tanıklık edebileceğimiz çalışmayla ilgili. Kitabın ismi ‘Edebiyat Dersleri’. Eser, yazarın 1980’de Berkeley Üniversitesi’nde verdiği, onun kişisel ve edebi dünyasını içtenlikle öğrencileriyle paylaştığı derslerden oluşuyor. Aynı zamanda ‘Edebiyat Dersleri’, Cortázar’ın çağdaş öykü ve Latin Amerika edebiyatıyla ilgili metinsel, bağlamsal ve teorik olarak değerlendirmelerini anlamamıza imkân sunuyor.

EDEBİYATIN SORGULAYICILIĞI

Kitapta yer alan bölümlerde yazarın seçiciliğine ve yaratım sürecine dair sınırsız ilham kaynağını da görmek mümkün. En başta rüyalar bu ilham kaynağından biri mesela. Ama kitabın ekinde yer alan ‘Günümüzde Latin Amerika Edebiyatı’ bölümü yazarın edebiyatla ilgili en kritik sorulardan birine cevap aramasıyla öne çıkıyor. Cortázar için edebiyat cevap vermek değil sorular sormak, endişelendirmek, akıl ve hassasiyeti gerçeğin yeni perspektiflerine açmak için vardır:

“Her soru her zaman bir sorudan fazlasıdır ve entelektüel ya da psikolojik bir boşluğu doldurmak için bir eksikliği, bir endişeyi yoklamaktır ve çoğu zaman bir cevap bulmak soruyu dolu dolu yaşamaya muktedir olmaktan, bizlerde açılmaya meyilli patikalardan hevesli ilerlemekten daha az önemlidir. Bu bakış açısından bakıldığında güncel Latin Amerika Edebiyatı kendimizi bildik bileli tanıdığımız en muhteşem sorgulayıcıdır ve siz genç okurlar bunu çok iyi biliyorsunuz ve eğer konferanslara, edebi okumalara iştirak ediyorsanız bunu daha önceki kuşakların öğretmenlerini dinledikleri gibi sadece o yazarları dinlemek için değil onlara sorular sormak için yapıyorsunuz.”

Edebiyat Dersleri tam da Cortázar’ın istediği gibi sınıf sohbetlerinde sorulara cevap arıyor.

OYUNUN EDEBİYATLA İLİŞKİSİ

Kitapta yer alan 8 ders, yazarı, yazma eylemini görünür kılarken; edebiyat ve sanat alanında mizahi şiirsel oyunlar, düz yazı anlatı tarzındaki şiirleri eğitsel bir oyun gibi kılavuzluk ediyor okuyucuya.

Yazar deneysel yazın anlayışı, şiirsel oyunlar, biçim ve anlatıyla ilgili sürekli bir yenilik arayışında olmasıyla ilgili kitabın bir bölümünde şunları söylüyor:

“Benim içimdeki çocuk hiçbir zaman ölmedi ve özünde hiçbir şair ya da yazarın içindeki çocuğun da ölmediğine inanırım. Büyük bir oyun kapasitesini içimde her zaman muhafaza ettim ve ayrıca oyunun ciddiyeti diye adlandırdığım şey üzerine bir kuramım bile var, ona burada girmeyeceğim ama oyunun ne kadar ciddi, önemli ve belli durumlarda da ne kadar dramatik bir şey olabildiğine dair bir alıntı yapacağız. Tam da kısa metinler ve kronoplar gibi karakterlerin söz konusu olmasından ötürü, bütün o şeyler biraz farklı dönemlerin üzerinden uçuyor, gidiyor geliyor ve öykülerle romanların arasında yer alıyorlar.”

Cortázar oyun ve onun edebiyatla ilişkisini anlatan Seksek kitabıyla ilgili bölümde de bu kitabın her okura dinamik bir güç kazandırdığına ve okurun oyuna nasıl dâhil olduğuna detaylıca yer veriyor. Yazar oyun konusuna edebiyat çevrelerinde çok iyi bakılmadığını buna rağmen oyun olgusunun Latin Amerika’da ifade zenginliğinin bir parçası olmasından hoşnut olduğunu vurguluyor. Ama uyarıyor da! Oyun kuramıyla hiçbir ilgisi olmayan ‘eğlencelik oyunun’ birbiriyle karıştırılamaması gerektiğinin altını çiziyor. Tıpkı mizah ile ‘komiklik’ arasındaki ayrım gibi!

‘Gerçekçi Kısa’ öykü bölümünde ise yazar kendi kişisel yazarlık deneyimlerinden yola çıkarken; fantastik türe ait başarılı bir eserin, gündelik gerçekliğe ait öğelerle bir arada var olduğunu paylaşıyor; kendi yapıtlarında yer verdiği psikanalitik ve metafizik gibi unsurların da altını çiziyor. Yazar, Latin Amerika yaşamının gerçekliğini fantastikle çeşitlendirerek nasıl dönüştürdüğünü ifade ediyor. Yazara göre fantastik öğeler bildiğimiz dünyanın haliyle etrafımızı saran dünyayı iyi görmemizi sağlıyor. Gerçeklik düş, gerçeküstü, fantastik gibi yaratım biçimleriyle yeni anlamlar üreterek kendi gerilimlerini, karşıtlıkların konumlanışlarından bahseden Cortázar bu yaratım sürecine öykü örnekleriyle cevaplar arıyor ilerleyen sayfalarda. Fantastik Öykü, Edebiyattaki Gerçeklik, Müzikalite, Mizah, Oyun ve Erotizm, Seksek’in Yazımı gibi başlıklar üzerinden edebiyat ve sanat anlayışını aktarıyor. Yazarın eserlerinin fantastik tür ile ilişkisini, yaratım sürecini de kapsamlı bir şekilde anlıyoruz ders içeriklerinden. Bununla birlikte Borges öykülerine, Dorian Gray’in Portresi’nden, Kafka’nın Dava’sı gibi birçok yapıtta gerçeküstücülük etkisi, psikanalitik içerik zaman kavramının işlenişi ve fantastiğin etkisinden bahsediyor yazar. Cortázar’ın derslerinde, muğlaklık, anlam çokluğu, gerçeklik, psikolojik derinlik gibi anlatının eksen çeşitliliğine de sık sık yer verdiğini görmek mümkün.

Cortázar’ın ‘Edebiyat Dersleri’ Latin Amerika Edebiyatı’nı onun değerlendirmesiyle anlamanın yanında, yazarın bir edebi alanı yaratma ve mücadelesini görme açısından da önemli bir çalışma. Ve tabii ki Latin Amerika’da olup biteni anlamak ve günümüzde de yeni sorular sormak için...