18 Aralık 1969 tarihinde Essex bölgesinin Brentwood kasabasında dünyaya gelmiş futbol sevdalısı. Amatör kümelerde top koşturduğu zamanlarda 4. Ligde mücadele eden Southend United’ın scoutları tarafından keşfedilmiş. 1988 senesinde sahil takımında ilk profesyonel sözleşmesine imza atmış. 1990 senesine kadar kaldığı takımda 47 maça çıkarken takımın demirbaşıymış. 1990 senesinin Ocak ayında Kuzey Londra’nın beyazlı takımına 150 bin […]

18 Aralık 1969 tarihinde Essex bölgesinin Brentwood kasabasında dünyaya gelmiş futbol sevdalısı. Amatör kümelerde top koşturduğu zamanlarda 4. Ligde mücadele eden Southend United’ın scoutları tarafından keşfedilmiş. 1988 senesinde sahil takımında ilk profesyonel sözleşmesine imza atmış. 1990 senesine kadar kaldığı takımda 47 maça çıkarken takımın demirbaşıymış. 1990 senesinin Ocak ayında Kuzey Londra’nın beyazlı takımına 150 bin sterlin karışlığında transfer olması kariyerinin yükselişe geçtiği zamanlar. Tottenham Hotspur’un başında o zamanlar Terry Venables var, takım arkadaşları arasında Gary Lineker, Paul Gascoigne, Gary Mabbutt ve Paul Stewart… 20 yaşındaki bir futbolcu için futbolun efsaneleriyle aynı takımda forma giymek kaçına nasip olur ki! Ada futboluna aşina olanlar ve yaşı yetenler hatırlar, savunmanın solunda çabukluğu ve sertliğiyle göze batardı 12 numaralı formasıyla. İnatçıydı, mağlubiyeti asla kabul etmez, hırsı, özgüveni ve kazanma arzusuyla göze batardı. 2000 senesine kadar top koşturduğu takımda 231 maçta forma giydi, bir golü var. O yıllarda savunma oyuncuların asli görevi rakibe gol fırsatı vermemek, kalelerini gole kapatmaktı. Günümüz futbolunda olduğu gibi hücum beki konsepti henüz gelişmemişti, haliyle savunma oyuncuların gole katkısı düşüktü. O yıllarda Tottenham’da kazandığı iki kupa, 1990-91 sezonunda Federasyon Kupası ve 1998-99 sezonunda Lig Kupası. 2000 senesinde 175 bin sterlin bedelle Portsmouth’un saflarına katıldı, 2003 senesinde kaldığı takımda sakatlıklar nedeniyle ancak 35 maçta forma giyebildi…

Kolay olmaz onun gibi futbol sevdalılarının aktif futbol hayatı sonrası futboldan kopması. Futbolculuğu bıraktığı ama futbolu bırakmadığı zamanlarda antrenörlük serüvenine atıldı. İlk takımı amatör kümelerde Fisher Athletic. Onlara da selam çakalım yeri gelmişken, malum amatör candır. 2009 senesinin Mayıs ayında borçları nedeniyle kapandılar, yerine Fisher FC adını verdikleri kulübü kurdu sevdalıları, şimdilerde bölgesel amatör liglerde mücadele ediyorlar. Futbolcuya dönersek, kariyerinin ilerleyen yılları alt lig takımlarında kazandığı deneyimler, her teknik direktör gibi iyi ve kötü zamanlar. 2017 senesinin başında önce Gillingham, sonra Northampton Town’da çalıştı ama hocalık kariyerinin en güzel bölümü Leyton Orient macerası. 2017 senesinin yazında katıldığı takım amatör kümelerde geçen iki seneden sonra profesyonel liglere dönüşlerini kutluyordu sevdalıları. Onları da hatırlayalım, Londra’nın Fulham’dan sonra en eski takımı, 117 seneden sonra 2016-17 sezonunda profesyonel liglere veda etti, iki sene aradan sonra döndü bıraktığı yere. 2018-19 sezonunda, amatör kümede çile çektikleri zamanlarda mabetleri Brisbane Road Stadında 5.444 taraftar ortalaması yakaladılar. Dönüşleri daim olsun…

Geçtiğimiz günlerde, takvim yaprakları 8 Haziran’ı gösterirken kalp krizi nedeniyle 49 yaşında aramızdan ayrıldı Justin Edinburgh, yeşil sahaların mütevazı, efendi futbolcusu. Tottenham’ın Madrid’de oynadığı Şampiyonlar Ligi finalinde tribünde yerini almıştı, malum “Spurs” denilince akan sular dururdu. Arkadaş canlısıymış, sevilirmiş futbol aleminde. Portsmouth günlerinde aynı takımda forma giydiği arkadaşı Andy Awford, Leyton Orient’in geçtiğimiz günlerde profesyonel liglere dönüşünü kutlamak için aramış. Her zamanki alçakgönüllülüğüyle, “Şampiyonluklar gelir geçer, futbolu boş ver sen iyi misin, onu söyle!” diye cevaplamış arkadaşını. Leyton Orient’in golcüsü Macauley, “Mükemmel bir lider, kazandığımız başarının mimarıydı. O bize takım olmayı öğretti, Orient için yaptıklarına sonsuza kadar minnettar kalacağız,” diyerek dile getirmiş üzüntüsünü. Futbol sezonu olmamasına rağmen kulübün stadını taziye içine gelen sevdalılarına açtığını hatırlatalım. 1991 senesinde Federasyon Kupasını birlikte kaldırdığı Tottenham’dan takım arkadaşı Gary Mabbutt, “Yaşasaydı mutlaka gelecekte Tottenham Hotspur’un başında olurdu,” cümlesiyle özetlemiş dostunu.
Son sözü ölüm haberini aldıktan sonra göz yaşlarını tutamayan Gary Lineker’e bırakalım: “O mükemmel bir antrenör, iyi bir savunma oyuncusu, iyi bir takım arkadaşı ve o yıllarda Tottenham Hotspur’un soyunma odasının neşesiydi. Hiçbir zaman unutulmayacaktır…”

Tottenham Hotspur onun 12 numaralı formasını emekli eder mi bilinmez ama Leyton Orient taraftarları Brisbane Road Stadının tribünlerinden birine onun adının verilmesi için kampanya başlattı. 2017 senesinin Nisan ayında 44 yaşında aramızdan ayrılan Ugo Ehiogu’dan sonra bir Tottenham sevdalısı daha geçti gitti fani dünyadan. “Her ölüm erken ölümdür,” der Cemal Süreyya dizelerinde ama onların ölümü çok erken. İkisinin de mekânı cennet olsun…