Google Play Store
App Store

İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, baro seçiminin ardından Anayasa'nın ilk 4 maddesine ilişkin söylediği sözlere dair açıklama yaptı. Kaboğlu, "Seçim sürecinde hakkımda yürütülen gerçek dışı söylemlere karşı yaptığım teknik açıklama, siyasi bir zemine çekilmiş bağlamından koparılmış ve anlaşılamamıştır" dedi.

Kaynak: Haber Merkezi
Kaboğlu'ndan 'ilk 4 madde' açıklaması: Teknik açıklama bağlamından koparıldı
FOTOĞRAF: İHA

İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, baro seçiminin ardından söylediği sözlere dair açıklama yaptı. Anayasa’nın değişmez maddelerine yönelik olarak ifadelerine açıklık getiren Kaboğlu, "İfadelerimin kurucu irade ile sürekli çatışma içerisinde olan kişi ve kurumların beyanlarıyla ortaklaştırılması doğru ve iyi niyetli değildir" dedi.

Sosyal medyadan açıklama yayımlayan Kaboğlu, şu ifadeleri kullandı:

"20 Ekim akşamı İstanbul Barosu Olağan Genel Kurulu ardından hukukçulara yaptığım kısa değerlendirme sonrası, Anayasa’nın ilk dört maddesi üzerine bir karaçalma kampanyası başlatıldı.. Seçim sürecinde hakkımda yürütülen gerçek dışı söylemlere karşı yaptığım teknik açıklama, siyasi bir zemine çekilmiş bağlamından koparılmış ve anlaşılamamıştır.

İlk üç madde, ülke, toplum ve devlet üçlüsünü kucaklayan kurallar bütününün sacayağı olarak temeldir. Değiştirilmesinin teklifi dahi olanaksızdır. İfadelerimin kurucu irade ile sürekli çatışma içerisinde olan kişi ve kurumların beyanlarıyla ortaklaştırılması doğru ve iyi niyetli değildir. Bu konuda toplumdaki hassasiyetin farkındayım ve bu hassasiyetle ömrünü ülkede yapılan anayasal tahribata karşı koymakla geçirmiş, bu konuda bedeller ödemiş bir hukuk insanıyım. Bu itibarla, devraldığımız görevin de sorumluluğuyla, Anayasa’nın en net savunuculuğuna devam edeceğimiz gibi, avukatlık mesleğinin sorunlarını çözmek için çalışacağız ve genç meslektaşların gündemini gündemimiz yapacağız."

Kaboğlu, baro seçiminin ardından yaptığı açıkmada şu ifadeleri kullanmıştı:

“Değişmez maddelere olumlu anlamda dokunulabilir. Tıpkı 1995’te yapıldığı gibi tıpkı 2001’de yapıldığı gibi. 1995’te başlangıç kısmındaki ırkçı ibareler çıkarıldı. 2001 değişikliğindeyse Madde 14’e ‘İnsan haklarına dayanan laik ve demokratik cumhuriyet’ tanımı kondu. O zaman 1961’de öngörülmüş olan ‘İnsan haklarına dayanan devlet’ kavramı anayasaya yeniden girmiş oldu. Yani daha ileriye götürüldü. Anayasa Mahkemesi de artık bu kavramı kullanmaya başladı.”