Attila Aşut

yazievi@yahoo.com
“Kabristanlık”

Arapça “kabir” sözcüğünün dilimizde daha yaygın kullanılan karşılığı “mezar”dır. Öz Türkçesi ise “sin” ya da “gömüt”tür. “Gömü” ile “gömüt”ü karıştırmamak gerekir. “Gömü”, define, hazine demektir.

Gömütlerin yer aldığı alana “mezarlık” ya da “kabristan” denir. “-istan” eki Farsçadır ve Türkçedeki “-lık,-lik,-luk,-lük” yapım ekine denk düşmektedir. Sözgelimi “gülistan”, gül bahçesi, güllük demektir. “Kabristan” ise sinlik, gömütlük, mezarlık anlamına gelir…

Gelin görün ki zaman zaman “kabristanlık” biçiminde yanlış yazımlarla karşılaşıyoruz. Yani Farsça “-stan / -istan” eki almış sözcüğe bir de Türkçe “-lık” yapım eki takılıyor.

Türkiye’deki kimi gömütlüklerde karşımıza çıkan bu yanlış yazım biçiminden daha önce söz etmiştim.

Meğer bu kullanım bize özgü değilmiş…

KKTC’de kaldığım günlerde kimi gömütlüklerde de benzer yazımlarla karşılaştım. Örneğin zaman zaman önünden geçtiğim bir gömütlüğün kapısında “Lefkoşa Türk Belediyesi Kabristanlığı” diye yazıyordu…

Demek ki “Türkiye’de ne varsa Yavru Vatan’da da olacak” söylemi, gömütlük adlarında bile karşılık bulmaya başlamış!

Önce bizdeki yanlış kullanımlardan bir örnek vereyim:

“Sanatçı (…), Zincirlikuyu Mezarlığı'nda kılınan cenaze namazının ardından aile kabristanlığında toprağa verildi.” (“Handan Ertuğrul'a veda”, Odatv, 2 Nisan 2021)

Şu haberler ise Kuzey Kıbrıs gazetelerinden:

“Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Raif Denktaş’ın eşi, Maliye Bakanı ve Demokrat Parti Genel Başkanı Serdar Denktaş’ın annesi Aydın Denktaş, Selimiye Camii’nde kılınan cenaze namazının ardından Lefkoşa Kabristanlığı’nda toprağa verildi.” (Gündem Kıbrıs, 4 Şubat 2019)

27 Mayıs 2021 tarihli Voice Kıbrıs Haber sitesinden bir başka haber:

“Toplumcu Kurtuluş Partisi’nin eski milletvekili, sendikacı İbrahim Koreli, vefatının 1. yıldönümünde cumartesi günü Lefkoşa Kabristanlığı’ndaki kabri başında saat 10.30’da anılacak.” (https://voicekibrishaber.com/tag/lefkosa-kabristanligi/)

Dilimizdeki birçok sözcüğün Kıbrıs Türkçesinde farklı biçimde yazılıp söylendiğini biliyoruz. Ama Türkçenin sözvarlığı içinde “kabristanlık” diye bir sözcük olmadığını Kıbrıslı dostlarımıza anımsatmak isterim.

* * *

RTE’NİN TÜRKÇESİ

Türkiye’nin pek çok yerinde 50’den fazla kitaplık ve Aydınlanma Evi açan eğitimci Recai Şeyhoğlu, aynı zamanda üretken bir yazardır. Dile kolay, 35 kitaba imza atmıştır. Şimdilerde İzmir’deki yerel gazetelerde sürdürüyor yazılarını...

Recai Bey meraklı bir insandır, araştırmayı ve danışmayı sever. Dil duyarlığı da üst düzeydedir. Yazı yazarken duraksadığı bir sözcük olursa -hangi saatte olursa olsun- hemen ileti gönderir, sorular yöneltir bana. Bazen de gazete haberlerinden, siyasetçi demeçlerinden örnekler paylaşır; bir güzel didikler onları!

Birkaç gün önce yine bir iletisi düştü posta kutuma.

Hani Kemal Kılıçdaroğlu, “Saray’a ait 13 uçağın bir kısmını satacağız” deyince, Tayyip Erdoğan kızıp “Dünyayı neyle dolaşacaksın?” diye sormuştu ya…

Recai Bey, Erdoğan’ın bu yanıtına takılmış. İletisinde madde madde soruyor:

“1. Cumhurbaşkanları ülkesi ve devleti adına ‘dolaşır’ mı yoksa ‘resmi ziyaret’te mi bulunur?

2. Devlet adamları ‘dolaşır’ mı yoksa ‘resmi görüşmeler’ için yabancı ülkelere mi gider?

Fiilin ‘dolaşmak’ biçiminde kullanılması size de ters gelmiyor mu?”

Görüldüğü gibi, Recai Bey’in soruları, yanıtlarını da içinde barındırıyor.

Demek ki Tayyip Erdoğan, “resmi ziyaret” için değil, “dünyayı dolaşmak için” çıkıyormuş bu gezilere. Ne diyelim?

* * *

Yazıyı böyle bağlamışken, gece yarısı Recai Bey’den bir ileti daha geldi. Bu kez de Erdoğan’ın kimi sözcükleri seslendirme biçimini eleştiriyordu:

“Cumhurbaşkanı, BeMeCe’ye ‘BiEmSi’, CeHePe’ye ‘CeHaPe’ diyerek herkese kötü örnek oluyor. Bunları kitaplarımda da yazıyorum. BMC ya da CHP demek bu denli zor mu?”

İnsan hem eğitimci hem Türkçe sevdalısı olursa böyle şeyleri kendine dert edinir işte!