Kader değil insanlar güçlü

ÖYKÜM DENİZ

Bir sabah uyanırsınız ve o gün işler hep ters gider. Tuttuğunuz bardak elinizden düşüverir, kırılmadıysa bir oh çekip lavaboya koymak istediğinizde bu sefer tezgâha çarpar ve kırılır, o gün ayağınız takılıverir, günün güneşli olma isteği yoktur ve daha nicesi. Sonunda hayat neden bana oyunlar oynuyor der ve ağlarsınız. İşte o zaman büyüklerinizin size sürekli söylediği söz kulaklarınızda çınlar: Hayatta daha zor şeyler yaşanıyorken bunlar için ağlama.

Victoria Jamieson ve Omar Mohamed’in kaleme aldığı çizgi roman ‘Yıldızlar Saçıldığında’, Timaş Genç’in kasım ayı kitapları arasında yerini aldı.

Yazarlarından olan Victoria Jamieson, “All’s Faire in Middle School” ve “Roller Girl” kitaplarına yaptığı grafik tasarımlarıyla Çocuklara Kitap Hizmetleri Derneği tarafından çocuk edebiyatına seçkin katkılar sağlayanlara verilen Newbery Onur Madalyası’nı kazandı. Omar Mohamed ise kendi hayatını bir çizgi romana çevrilmesinde yardımcı olarak gençlere bir nevi zorlukların kavanozunda dibin nasıl olduğunu anlattı. Orijinal ismi ‘When the Stars Scattered’ olan ‘Yıldızlar Saçıldığında’ kitabı, ayrıca 2020 yılında Amerikan Ulusal Kitap Ödülleri’nin finalisti oldu.

Omar ve Hassan, Somali’deki iç savaştan kaçan ve Dadaab’taki mülteci kampına sığınan iki küçük çocuktur. Babasının askerler tarafından gözlerinin önünde vurulduğuna şahit olan Omar, annesinin kucağına verdiği kardeşiyle kaçmasını söylemesi ve ortadan kaybolmasıyla bir nevi yetim kalırlar. Bin bir zorlukla vardıkları mülteci kampında Omar’ın günlerdir yürüyor oluşu hasta olmasına, uzun zamandır yemek ve su bulamamaları da iki kardeşin halsiz olmasına neden olur. Daha sonrasında kampta yalnız başına kalan Fatuma’ya yol ve hayat arkadaşlığı yapar bu iki küçük çocuk. Beraber 15 yıl geçirdikleri bu mülteci kampı savaştan kaçan insanlarla doludur ve bu kamp o kadar büyüktür ki kendi alanınızdan çıktığınız anda kaybolmanız büyük bir ihtimaldir. Hassan, konuşma yetisi gelişmemiş bir çocuk olarak büyür. Bildiği tek kelime ‘Hoyo’ yani annedir.

Mülteci kampında insanlar tüm gün ne yapıyor diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Çünkü okurken bunu ben de merak ettim. Kampta eğitim bile herkese yetecek derecede değil. Bu yüzden ilkokuldan sonra öğrencilerden sadece sınavı geçenler bir üst sınıfa gidebiliyor. Okuyamayan genç kızların erkeklerle evlendirildiği, herkesin su ve yemek için sırada beklediği buna rağmen kısıtlı bir şekilde edinebildiği, örtü sererek soğuk ve rahatsız zemine yatak dedikleri bir hayat işte karşınızdaki. Sonunda tek kurtuluşları Amerika, Kanada veya başka ülkenin kendilerini kabul edeceklerini söyleyen o listede isimlerinin olması.
Omar ve Hassan, kampta geçirdikleri o günleri anlatırken gençlere içlerinde bulunan ama farkında olmadıkları o cevheri bulmalarında yardımcı oluyor.

“Somali’de bu durum için bir kelime var. Buufıs. Yeniden yerleştirilmek için duyulan arzu. Bu tıpkı aklınız bir yerlerde yaşarken bedeninizin mülteci kampında hapsolması gibi.”