Kadıköy Belediyesi örnek teşkil edecek bir projeyi hayata geçirdi. Şiddete maruz bırakılan kadınların 12 yaş ve üstü erkek çocuklarıyla sığınaklara alınmaması nedeniyle belediye, bünyesindeki 6 daireyi Kadın Yaşam Evi’ne dönüştürdü. Kadınlar, erkek çocuklarından ayrılmadan burada yeni bir yaşam kurabilecek.

Kadıköy Belediyesi'nden 'Kadın Yaşam Evi' projesi: Şiddete maruz bırakılan kadınlar ve çocukları ayrılmasın

SEDA BALMUMCU

Kadın sığınma evlerine başvuran kadınların 12 yaş ve üstü erkek çocukları, mevzuat gereği anne ile birlikte sığınma evlerine alınmıyor. Kadınları hayatları ile çocukları arasında bir tercih yapma zorunda bırakan bu düzenlemeye karşı Kadıköy Belediyesi yasadaki bir boşluktan yararlanarak Kadın Yaşam Evleri’ni hayata geçirdi.

6284 sayılı kanuna bağlı yönetmelikte yer alan 12 yaş ve üstü erkek çocukları bulunan kadınlar için bağımsız bir ev kiralama imkânı veriliyor. Mevzuatın bu kısmının gözden kaçtığını farkeden Kadıköy Belediye Başkanı Av. Şerdil Dara Odabaşı, kadın örgütleri ile birlikte önemli bir projeye öncülük etti.

Şiddete maruz bırakılan kadınların 12 yaş ve üstü erkek çocukları ile birlikte yeni bir hayata adım atacakları Kadın Yaşam Evleri, tapusu Kadıköy Belediyesi’nde bulunan 6 daire ile eylül ayında alımlara başlayacak.

SIĞINMA EVİ DENETLEYECEK

Kadın Yaşam Evi’nin tüm giderleri Kadıköy Belediyesi tarafından karşılanacak ve aktif olarak çalışan kadınlar sığınma evine bağlı hizmet verecekler. Kadın Yaşam Evi’ne dair tüm işleyiş ve denetleme kadın sığınma evi tarafından yapılacak. Kadın Yaşam Evi’nden hizmet alan kadınlar ve çocuklar için psikolojik ve hukuki destek, kadın dayanışma biriminden sağlanacak.

Kadıköy Belediyesi Sosyal Hizmetler Müdürü Duygu Adıgüzel, projeyi BirGün’e anlattı. Kadın Yaşam Evi fikrinin nasıl ortaya çıktığına değinen Adıgüzel, “Varolan bir kadın sığınma evimiz vardı hem yerel yönetimlerin hem de kadın sivil toplum kuruluşlarının ortak çalışması yürütüyorduk. Çalıştaylarımızda 12 yaş ve üstü çocuklara yönelik uygulama sürekli gündemimizde oluyordu” dedi. Adıgüzel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mevzuatta da yer aldığını görünce neden bu eksiği kapatmayalım diyerek projemize adım attık. Çünkü kadın ve çocuğun tekrar ayrılması maruz bırakıldıkları şiddetin üstüne ayrı bir travma oluyor.”

Birçok kadının çocuğundan ayrılmak istemediği için şiddete maruz bırakıldığı eve geri dönmek zorunda kalıyor diyen Adıgüzel, yıllardır kadınların yeni bir yaşam kurup güçlenmesi için çalışırken sürecin başa dönmesinin yıkıcı olduğunu, bu sebeple ciddi bir ihtiyacın karşılanması gerektiğini belirtti.

kadikoy-belediyesi-nden-kadin-yasam-evi-projesi-siddete-maruz-birakilan-kadinlar-ve-cocuklari-ayrilmasin-771120-1.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN VAZGEÇİLEMEZ

İstanbul Sözleşmesi’nin vazgeçilmez öneme sahip olduğunu vurgulayan Adıgüzel, “Bugün Türkiye’de kadına yönelik şiddetin kayıt altına alınması ve duyulması İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı yasa ve kadın örgütlerinin mücadelesiyle mümkün kılındı. Biz de Kadıköy Belediyesi olarak İstanbul Sözleşmesi’nden ve yükümlülüklerinden vazgeçmeyeceğiz” dedi.

İstanbul Sözleşmesi’nin yükümlülüklerine göre belediyelerin sığınak açması zorunluyken bu durumun denetlenmediği için belediyelerin inisiyatifine bırakıldığının altını çizen Adıgüzel, “Aslında talebimiz sığınaksız bir yaşam ancak şu anda bu pek mümkün değil. Ne kadar çok sığınak olursa kadınların o kadar özgürleşeceğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

Kadın Yaşam Evi’nden hizmet alacak olan kadınların istihdamına ilişkin de bilgi veren Adıgüzel sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sosyal Hizmet Merkezlerimizde kadınlara hukuki, psikososyal ve istihdam çalışmaları yapıyoruz. Türkiye Aile Planlaması Vakfı ile kadın sağlığı eğitimleri ve kadın insan hakları eğitimleri yapıyoruz. Bu programlar tamamen kadınların örgütlenmesi ve mücadele etmesi üzerine eğitimler. Danışmanlık hizmetinin ardından güçlenen kadınlar ‘Ben çalışmaya hazırım, kendi evime çıkmaya hazırım’ diyene kadar yardımlarımızı sürdürüyoruz. Yine mevzuatta gözden kaçan bir uygulamayı hayata geçirerek kadın ve çocuklara harçlık vermeye başladık. Bunların dışında da tüm ihtiyaçları karşılanıyor.”

GİZLİLİK TAAHHÜTNAMESİ İMZALATILDI

Kadın sığınma evlerinin yerlerinin birçok kez deşifre edildiğini ve belediye yetkilerinin sınırlı olduğunu belirten Adıgüzel, Kadın Yaşam Evi’ne ŞÖNİM tarafından belirlenen, can güvenliği riski olmayan kadınların kabul edileceğini açıkladı. “Çok ciddi koruma altına alınması gereken kadınlar bakanlık tarafından koruma altına alınıyor ve kadınların güvenliği için belediyelere gönderilmiyor” diyen Adıgüzel, İstanbul Sözleşmesi güvenlik açısından yine bizim kurtarıcımız oldu çünkü sözleşmeden önce sığınaklarda kalan kadınlar ve çocuklar Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın sisteminde gizlenmiyordu ve güvenlikleri tehlikeye atılıyordu. Sözleşme ile birlikte bunun önüne geçildi” ifadelerini kullandı. Belediye bünyesinde çalışan tüm şoförlere sığınakların gizliliği konusunda taahhütname imzalattıklarını da ekledi.

Bu projenin örnek ve emsal teşkil etmesini temenni ettiklerini vurgulayan Adıgüzel, şiddete maruz bırakılan kadınların ve kız çocuklarının ergenlik çağındaki bir erkekle aynı ortamda bulunmaları onlar açısından da sorun teşkil edeceğini ancak çocuğun anneden ayrılmasının da travma yaratacağı için ayrı yaşam alanlarının oluşturulmasının güçlendirici olacağını belirtti.

ÇOK SAYIDA KADIN BAŞVURDU

Son zamanlarda Kadıköy Belediyesi’ne şiddete maruz bırakılan çok sayıda kadının başvuruda bulunduğunu açıklayan Adıgüzel sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Burada yapmış olduğumuz sosyal hizmet uygulaması, toplumsal cinsiyet açısından her bireyin değerli olduğu ve hak temelli yaklaşımın olduğu sosyal devlet olmasını temenni ediyoruz. Yerel yönetimlerin de taşın altına ellerini koyması gerektiğini düşünüyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden ve yükümlülüklerinden vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha belirtiyoruz.”