AKP’nin boşanmalarda eşlerin mağduriyetine karşı ödenen süresiz nafakaya sınır getirme tartışmaları uzun süredir devam ediyor. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’nın birlikte düzenlediği nafaka çalıştayından çıkan taslak belli oldu. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile Süresiz Nafaka Mağdurları Platformu kurucularından Mesut Arabul, bir araya geldi. Arabul, görüşmede Selçuk’un […]

Kadın düşmanı taslak

AKP’nin boşanmalarda eşlerin mağduriyetine karşı ödenen süresiz nafakaya sınır getirme tartışmaları uzun süredir devam ediyor.

Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’nın birlikte düzenlediği nafaka çalıştayından çıkan taslak belli oldu. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile Süresiz Nafaka Mağdurları Platformu kurucularından Mesut Arabul, bir araya geldi. Arabul, görüşmede Selçuk’un çalıştaydan çıkan sonucu savunduğunu kaydetti. Çalıştayda, kısa süreli evliliklerde en az iki yıl, uzun süreli evliliklerde ise, nafakanın evlilik süresine göre belirlenmesi (evlilik 10 yılsa 10 yıl boyunca nafaka) sonucunun benimsendiği belirtildi.

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) Genel Başkanı Canan Güllü ve TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyon Üyesi CHP Milletvekili Gamze Taşçıer, çalıştaydan çıkan sonucu BirGün’e değerlendirdi.

Kadını eve kapatma politikası

Canan Güllü, hükümetin kadına yönelik politikalarının ‘kadını eve kapatma politikası’ olduğunu aktardı. Nafaka ödeyenlerin mağdur olduğuna dair bir araştırma olmadığını kaydeden Güllü, “Kaç kişi mağdur, ne kadar süredir evlilik devam etti vb. araştırmalar bulunmuyor. Belki arıza vardır ama arıza nerede bunu bulmak gerekir. Bu sorunun çözümü, yasayı değiştirmek değil” dedi.

Asıl hedefin medeni kanunla ilgili yeniden yapılandırma olduğunu aktaran Güllü, nafaka konusunun kadına şiddeti meşru hale getireceğinin altını çizdi. Uzlaşma, arabuluculuk ve kürtaj yasağıyla kadını savunan politikaların olmadığı bir ülkede yaşadığımızı dile getiren Güllü konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Nafaka konusunun gündemde olması; kadını şiddeti evinde çekmesine, mahkemelere gidip boşanma talebinde bulunmamasına neden olur. Bu, kadının elindeki yasal hakları tırpanlanmaya girer. Kadının gelirinin olmayışı ve kadını ‘30’undan sonra boşanırsan ortada kalırsın’ düşüncesine sokmak istiyorlar.”

Sürmemesi gereken evlilikler devam eder

Gamze Taşçıer, nafakanın sadece kadını koruyan bir şey olmadığını kaydederek, “Her iki cinsten kim ihtiyaç sahibiyse yoksulluk durumuna düşmesini engellemek için koruyucu bir tedbir olarak nafaka verilir” dedi. Nafakanın kaldırılmasıyla istenmeyen evliliklerin önünün açılabileceğini söyleyen Taşçıer,

“Şiddete uğrayan kadın boşandıktan sonra yoksulluk durumuna düşmemek için, sürdürmemesi gereken hayatı sürdürmek zorunda kalabilir. Nafaka ödeyerek mağdur olduğunu söyleyenlerin savunduğu şey, kadının haksız yere nafaka alması. Hâlbuki haksız yere değil. Bunun ödenme koşulları var. Kadının iş bulma ve evlenme durumunda kesilen bir şey. Kadının korunması için olması gereken bir şey” dedi.