Kadın işsizliği rekor üstüne rekor kırıyor. Kentlerde her 100 genç kadından 41’inin işsiz olduğuna dikkat çeken uzmanlar, bu konuda acilen tedbir alınması gerektiğini, sorunun ancak bütünlüklü bir yaklaşım ve etkin istihdam politikalarıyla çözülebileceğini belirtiyor.

Kadın işsizliğine karşı acilen önlem alınmalı

MAHİR BAĞIŞ

Genç kadın işsizliği rekor seviyelerde seyrediyor. Resmi veriler ve DİSK AR’ın raporuna göre hem mevsim etkisinden arındırılmış hem de arındırılmamış işsizlik oranlarında tırmanma yaşanırken, en yoğun artışlardan biri kadın işsizliğinde gerçekleşti. Genç kadın işsizliği temmuzda, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 25,6’dan yüzde 33,3’e yükselirken, tarım dışı genç kadın işsizliği de 8,9 puan artarak, yüzde 32,3’ten yüzde 41,2’ye çıktı. Buna göre Türkiye’de her 100 genç kadından 33’ü işsiz. Kentsel alanlarda ise her 100 genç kadından 41’i işsiz.

Bu vahim tabloyu BirGün’e değerlendiren akademisyenler ve araştırmacılar, mevcut kadın istihdamı politikalarının ve parça parça yapılan düzenlemelerin yetersizliğine dikkat çekerek, kadın işsizliği konusunda acilen önlem alınması ve etkin istihdam politikaları oluşturulması gerektiğini vurguladı.

BÜTÜNLÜKLÜ BİR YAKLAŞIM GEREKLİ

Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir, BirGün’e yaptığı değerlendirmede, “Kadın işsizliği, krizin etkisiyle, üretim ekonomisinden vazgeçilmesiyle ve tüm ev içi sorumlulukların kadına yüklenmesi ile artıyor” dedi.
Kriz koşullarında ilk işten çıkarılanların kadın emekçiler olduğunu belirten Özdemir, “Kadınlar emek piyasasında kısa süreli, esnek, güvencesiz ve kayıt dışı olarak çalışıyor. Ayrıca ekonomi üretmiyor ve istihdam sağlamıyor. Diğer yandan tüm ev işlerinin kadınların üzerinde olması kadının evden çıkamaması anlamına geliyor” diye konuştu.

Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadın işsizliğinin sona erdirilmesi için parça parça bazı düzenlemelerden ziyade daha bütünlüklü bir yaklaşım gerekli. Kadın emekçilerin toplumsal, siyasal ve ekonomik yaşamda var olabilmesi ancak emekten yana, laik ve kamucu bir toplum inşası ile mümkündür. Kadın işsizliğini yok edecek olan da bu toplumun yaratılması yolunda verilecek mücadeledir. Kadın emekçiler sırtlarına çöken karanlığı kaldırayım derken, kendi kurtuluşlarını ararken, bu karanlığı dağıtacak itiraz, irade ve mücadelenin de taşıyıcısı olacaklardır.”

İSTİHDAM POLİTİKALARI DEĞİŞMELİ

Doç. Dr. Çağla Ünlütürk Ulutaş ise, Türkiye’nin kriz öncesi en yüksek büyüme oranlarına sahip olduğu dönemlerde dahi istihdam yaratmayan bir büyüme politikası izlediğine işaret ederek, şunları söyledi: “Krizle birlikte yeni istihdam alanları yaratılmazken, işgücüne her yıl ortalama 700-800 bin kişi eklenmeye devam ediyor. Kadınların eğitim düzeyi artıyor, yüksek işsizlik ve düşük ücretler nedeniyle erkeğin tek kazanan olduğu aile modeli çöküyor ve ataerkillik kıskacından kısmen sıyrılmaya başlayan kadınlar işgücüne katılıyorlar. Ne var ki, son derece dar iş olanaklarının yanı sıra, işgücü piyasasındaki ayrımcı uygulamalar nedeniyle istihdam edilemiyorlar.”

Birkaç yıldır Türkiye’de kadın işgücüne katılım oranlarındaki artışın takdirlerle karşılandığına dikkat çeken Ulutaş, “Oysa işgücüne katılım oranı, istihdamdakilere ek olarak işsizleri de içeriyor. Kadınlar açısından işgücüne katılım oranındaki artış kadar önemli bir eğilim, işsizlik oranlarındaki tutarlı yükseliştir” dedi.

Tarım dışı işsizlik oranlarındaki artışın, tarımın metalaşması ve tarımsal istihdamdaki hızlı çözülmeyle ilişkili olduğunu da belirten Ulutaş, “1980’lerden itibaren tavizsiz şekilde uygulanan politikalarla köylülük çözülürken, kentsel işgücüne mecbur bırakılan işgücünün nerede istihdam edileceğine ilişkin cevap üretmeyen istihdam politikalarıyla karşı karşıyayız” şeklinde konuştu.

GÜNDEM BİLE OLAMIYOR

DİSK Araştırma Merkezi’nden (DİSK-AR) Deniz Beyazbulut, son açıklanan temmuz verilerine göre en yüksek işsizlik türünün tarım dışı genç kadın işsizliği olduğunu vurguladı. Genç kadınlarda, özellikle de kentlerde yaşayan genç kadınlarda işsizliğin zirvede olduğunu, bu nedenle bu konuda özel önlemlerin alınması gerektiğini belirten Beyazbulut, bu önlemleri şöyle anlattı:

“DİSK-AR olarak istihdam artışlarında kamunun payının dikkate değer olduğunu düşünüyoruz. Kamu istihdamının artırılması, kamuda kadrolu ve güvenceli istihdam artışının sağlanması kadınlar için önem arz ediyor. Özellikle genç kadın işsizliğinin konuşulması, yaşlı-çocuk bakımı için kamusal ve ulaşılabilir hizmetlerinin yaygınlaşmasına yönelik tartışmalar yapmak, verileri ve gelişmeleri yakından takip etmek gerekiyor. Buna karşın genç kadın işsizliğinin yüzde 42’lere dayandığı bir ülkede bu konu gündem bile olamıyor. Kadın işsizliği, üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir problem ve acilen tedbir alınması gereken önemli bir konu haline çoktan gelmiş durumda.”