Esnek çalışma ile esas olarak kısmi zamanlı çalışma, geçici süreli çalışma, özel istihdam büroları üzerinden geçici çalışma kastediliyor. Bu çalışma biçimlerinin özellikle kadınlar için öngörülüyor olması, onların geleneksel annelik ve ev kadınlığı sorumluluklarının devamı ve bunun yanı sıra çalışma yaşamına sınırlı katılımı anlamına geliyor.

Kadın istihdamı hangi politikalarla artar?

Gülay Toksöz

Türkiye’de kadınların işgücü piyasasına katılımının sınırlı olması, yıllardan bu yana akademik çalışmalarda, kadın örgütlerinin faaliyetlerinde ve de ilgili kamu kurumlarının metinlerinde dile getirilen bir olgu.

Bu olgu, kadın işgücü arzını etkileyen sosyo-kültürel etkenlerin yanı sıra Türkiye’de uygulanan ekonomik büyüme politikalarıyla yakından ilişkili. Son yirmi yılda iktidarlar ekonomik büyümede önceliği inşaat sektörüne verdiler. İnşaat sektöründe istihdam erkek ağırlıklı ve ayrıca bir kez tamamlandıktan sonra istihdam sona eriyor. Oysa öncelik; hizmetler sektöründe özellikle eğitim, sağlık ve bakım hizmetleri alanlarına verilmiş olsaydı, bu alanlara yapılacak yatırımlar insan odaklı kalkınma açısından çok daha anlamlı ve kadınlar için çok daha fazla istihdam imkânı sunuyor olacaktı.


Bu saptamada bulunduktan sonra kadın istihdamının düşük düzeyini artırma ve kayıtdışı kadın istihdamıyla mücadele etme hedeflerinin başta kalkınma planı, kadının güçlenmesi eylem planı olmak üzere ilgili bakanlıkların ve bağlı kuruluşların strateji metinleri, çalışma programları vb. resmi metinlerde yer aldığı belirtilmeli. Ancak bu konuda neden ciddi bir ilerleme sağlanamıyor diye sorulursa, özellikle son yıllarda toplumsal cinsiyet eşitliği normundan vazgeçilmesinin, bunun yerine kadının güçlenmesinden söz ederken bunun asıl olarak ailenin güçlenmesi için hedeflenmesinin kadınların işgücü piyasasında eşit haklara sahip bireyler olarak yer almasını zorlaştırdığı söylenebilir.

Birkaç örnek verilebilir. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanan 11. Kalkınma Planı’na (2019-2023) göre kadın istihdamını artırmak için bakım hizmetlerine erişimin kolaylaştırılması başta olmak üzere iş ve aile yaşamını uyumlaştıran uygulamalar hayata geçirilecek. Kaliteli, ekonomik ve kolay erişilebilir çocuk, engelli ve yaşlı bakım imkânlarının yaygınlaştırılması sağlanacak. Ancak bu doğrultuda hangi somut adımların atılacağı konusunda bir açıklama, zamana bağlı bir hedef yok. Bunun yerine eğitimin tüm kademelerinde ev içi sorumlulukların adil paylaşımı konusunda sorumluluk bilincini yükseltici eğitim faaliyetleri düzenleneceği var. Böylece kamunun sorumluluğu eğitim vermek, farkındalığı artırmak gibi dolaylı eylemlere indirgeniyor.

Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı 2018-2023’de kadın istihdamını artırmak üzere iş ve aile yaşamını uyumlaştırmak için çocuk bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına yönelik eylemler öngörülüyor. Bunlar arasında işverenlerin kreş açma yükümlülüklerinin kadın çalışan sayısına bağlı olmaktan çıkartılması için yasal değişiklik yapılması var. Belediyelerin kreş ve gündüz bakımevi açmasına yönelik mevzuat düzenlemesi yapılması, nüfusu 100 bin ve üzerinde bulunan Belediyelere kreş ve gündüz bakımevi açma ve işletme zorunluluğunun getirilmesi var. Her iki konuda da şimdiye kadar herhangi bir yasa değişikliği gündeme gelmedi.

Öte yandan kadın istihdamını artırmak üzere kadın girişimciliğinin ve esnek çalışma biçimlerinin desteklenmesi, bu resmi metinlerin temel hedeflerinden. Kadın girişimciliğini desteklemeye yönelik olan çok sayıda proje ve mikro kredi uygulamaları ile kendi hesabına çalışan kadın sayılarında kısmi bir artış yaşandı. Ancak kendi hesabına çalışmanın yaygınlaşması, kayıt dışılığı artırıyor ve kayıt dışılığı azaltma hedefiyle çelişiyor. Çünkü kendi hesabına çalışma genellikle düzensiz ve sınırlı bir gelir elde etmek anlamına geliyor, kişilerin sosyal güvenlik primlerini düzenli ödemesine elvermiyor. Bunun için kendi hesabına çalışanlar arasında kayıt dışılık son derce yaygın.

Hükümetler ‘güvenceli esneklik’ olarak tanımladıkları esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılmasının kayıt dışılıkla mücadelede etkili olacağını öne sürüyor. Esnek çalışma ile esas olarak kısmi zamanlı çalışma, geçici süreli çalışma, özel istihdam büroları üzerinden geçici çalışma kastediliyor. Bu çalışma biçimlerinin özellikle kadınlar için öngörülüyor olması, onların geleneksel annelik ve ev kadınlığı sorumluluklarının devamı ve bunun yanı sıra çalışma yaşamına sınırlı katılımı anlamına geliyor. Bu tarz çalışma kadınların sosyal güvenlik haklarından tam olarak yararlanmasına imkân vermiyor, kadınlar çoğu zaman ne işsizlik sigortasına ne emeklilik sigortasına hak kazanıyor.

Kadınların işgücü piyasasına tam zamanlı ve güvenceli işler üzerinden katılımını destekleyen makro ekonomik politikalar ve çocuk, özürlü, yaşlı bakım hizmetlerinin kamusal, kurumsal hizmetler olarak sunumunu öngören sosyal politikalar olmadıkça toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması mümkün değil. Toplumsal cinsiyet eşitliği temel bir norm olarak benimsenmedikçe böylesi ekonomik ve sosyal politikaların uygulanması mümkün değil.