Kadın sağlığında bu hafta: HPV

Serviks (rahim ağzı) kanseri, kadınlarda meme kanserinden sonra en sık görülen kanserdir. En tipik bulgusu ağrısız kanama ve et suyu renginde vajinal akıntıdır. Bilinen en önemli risk faktörü HPV (Human Papilloma Virüsü) ile enfekte olmaktır. HPV serviks kanserlerinin % 99’undan sorumludur.

Cinsel yönden aktif bireylerin %50’sinden fazlası, hayatlarının bir döneminde HPV’ye maruz kalmaktadır. Bariyer önlemler (prezervatif gibi) riski azaltır ancak tam olarak koruyucu değildir. HPV’nin bulaşması için mutlaka tam bir cinsel ilişki olması gerekmez, enfekte bölgenin teması ile de bulaşma olabilir. Siğil şeklindeki genital lezyonların olduğu durumlarda bulaşıcılık oldukça yüksektir ancak lezyonların ortaya çıkmadığı dönemde de hastalığın bulaşması mümkündür.

HPV’ye bağlı lezyonlar tek ya da çok sayıda, yumuşak, karnabahar görünümünde, ağrısız, genellikle anüs çevresinde, vulvada, vajende, servikste ve peniste yerleşir. Enfeksiyon bazen görüntü vermeden seyredebilir.

HPV, kanserojen özelliklerine göre iki gruba ayrılır. Birinci grupta “düşük riskli” olarak adlandırılan, genital siğillere neden olan HPV 6 ile 11, ikinci grupta ise “yüksek riskli”, kansere neden olabilen HPV 16 ile 18 yer alır. HPV enfeksiyonunun malign dönüşümünü (kanserleşmesini) hızlandıran pek çok risk faktörü vardır. Bunlar; cinsel ilişkinin erken yaşta başlaması, çok eşli cinsel yaşam, cinsel yolla bulaşan diğer hastalıkların varlığı, sigara kullanma, bağışıklığın baskılandığı durumlar (HIV gibi), kötü beslenme, çok doğum ve kişisel hijyenin bozuk olmasıdır. Serviks kanseri önlenebilir bir hastalıktır. Sonraki yazıda serviks kanserinde taramayı ve HPV aşısını konuşacağız.