Kadın sağlık çalışanı kadının yurdudur

Pınar İçel

Toplumsal cinsiyet kalıpları içerisinde kadınlardan, erkeklere yardımcı olmaları, bulundukları durumdan hoşnut olmaları, otorite figürlerine karşı gelmemeleri ve uyumlu davranmaları istenir. Toplumsal cinsiyet rol kalıpları içerisinde kadın ev içi özel alanda çalışıp kamusal alandan dışlanan birey konumundadır. Toplumsal cinsiyet rollerine göre ev halkı üyelerinin ‘bakım’ı kadının işidir. Bu kişiler başta çocuklar, kocalar, yaşlılar, hasta kişilerdir. Dolayısıyla kadının ev içinde gerçekleştirdiği görünmeyen hizmet, bir anlamda toplumun yeniden üretimidir. Dünyanın her yerinde ‘bakım hizmeti’ ve ‘bakım rolü’ çok eski dönemlerden beri varlığını sürdürmüş, günümüz dünyasındaki işbölümü içinde ortaya çıkan mesleklerde de yansımasını bulmuştur. Bu durum, sağlık sektöründeki yatay ayrışma olarak kendini göstermektedir. Sağlık sektörü, kadınların yoğun olarak istihdam edildiği bir sektördür; ancak aynı zamanda mesleki cinsiyet ayrımcılığı ve ayrışma açısında da tipik bir örnektir. Kadının ev içinde görünmeyen emeğinin niteliği ile benzerlikler taşıdığı görülmektedir.

Sağlık alanında kadın çalışan sayısı erkeklerden fazla olmakla birlikte meslekler bazında bakıldığında oranlar değişmekte, hekimlerde özellikle cerrahi gibi belirli branşlarda kadınların istihdam oranı erkeklere göre düşmektedir. Kadınlara sağlık alanı içinde biçilen rol yine toplumsal cinsiyet rollerinin uzantısı olan ‘bakım rolü’ olarak görülmekte, ebelik-hemşirelik gibi profesyonel meslekler önemsizleştirilmekte ve erkek doktorun yardımcısı olarak görülmektedir.

Toplumsal cinsiyet uçurumu açısından 144 ülke arasında 131’inci sırada yer alan ülkemizde sağlık alanında kadın sağlık çalışanlarının uğradığı cinsiyet ayrımcılık ve toplumsal cinsiyet duyarlılığı derecesi hizmet verdikleri kesim açısından da dikkatle değerlendirmeyi gerektirmektedir.

Sağlık çalışanları, hemşirelik ve tıp öğrencileri arasında toplumsal cinsiyet duyarlılığını değerlendirmek için yapılan çalışmalarda genel olarak olumlu sayılabilecek sonuçlara ulaşılmıştır.

2018’de bir üniversite hastanesindeki kadın sağlık çalışanlarıyla yapılan toplumsal cinsiyet rolleri ile kadınların çalışmasına yönelik tutumlarının değerlendirilmesi çalışmasından elde edilen verilere göre kadın sağlık çalışanlarının toplumsal cinsiyet duyarlılığı ‘orta’ düzeydedir.

Çalışmada, kadınların öğrenim düzeyi yükseldikçe, kadının çalışmasına karşı tutumlarının daha olumlu olduğunu saptamıştır.
Yine aynı yıl farklı bir üniversite hastanesinde yapılmış bir çalışmada da sağlık çalışanlarının toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin tutumları belirlenmeye çalışılmıştır. Söz konusu çalışmada katılımcıların yaklaşık olarak 3/4’ünün toplumsal cinsiyet kavramı hakkında bilgisi sahibi olduğu, kadın katılımcıların erkek katılımcılara göre daha eşitlikçi tutuma sahip oldukları tespit edilmiştir. Hemşireler gibi çoğunluğunu kadınların oluşturduğu grubun daha eşitlikçi bir tutuma sahip olduğu görüldüğü gibi lisansüstü eğitime sahip hemşireler en eşitlikçi yaklaşıma sahip grup olarak bulunmuştur.

Tıp fakültesi öğrencileri ile yapılan bir başka çalışmada anne eğitim düzeyi yükseldikçe katılımcıların tutumlarının daha eşitlikçi olduğu bulunmuş ancak babaların eğitim düzeyi ile katılımcıların tutumları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Ebelik ve hemşirelik bölümü öğrencileri ile yapılan bir başka çalışmada ise annelerinin öğrenim düzeyleri yükseldikçe toplumsal cinsiyet

ROL TUTUMLARININ DAHA EŞİTLİKÇİ OLDUĞU BULUNMUŞTUR

Özetle, sağlık gibi toplumsal cinsiyet eşitliği yaklaşımının hayati olduğu bir meslek grubunda kadın olmak ve yüksek eğitime sahip olmak toplumsal cinsiyet duyarlılığını artıran faktörler olarak görülmektedir.

Ülkemizde toplumsal cinsiyete dayalı bir eşitsizlik olduğunu düşünen sağlık çalışanlarının düşünmeyenlere göre daha eşitlikçi toplumsal cinsiyet rollerine sahip oldukları belirlenmiştir. Bu, toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizliğin farkında olmanın konuya duyarlılığı artırdığı ve daha eşitlikçi bir bakış açısı geliştirme üzerinde etkili olduğunu düşündürmektedir. Kadınların sağlık hizmeti alırken yaşadıkları ayrımcılık göz önüne alındığında sağlık çalışanlarının üzerine ciddi bir sorumluluk düşmektedir. Sağlık alanında yaşanan ayrımcılığı yeniden üretmemek, ayrımcılığı fark etmek ve değiştirmek için mücadele etmek ve hizmet sunulan kesime bu perspektifle yaklaşmak hayati önemdedir.


KAYNAKLAR
Sağlık Sektöründe Kadın Emeğinin Toplumsal Cinsiyet Açısından Analizi, Betül URHAN, Nilay ETİLER
Sağlık Çalışanlarının Toplumsal Cinsiyet Rollerine İlişkin Tutumlarının Belirlenmesi, Serpil ÖZDEN, Zehra GÖLBAŞI
Kadın Sağlık Çalışanlarının Toplumsal Cinsiyet Rolleri ile Kadınların Çalışmasına Yönelik Tutumlarının Değerlendirilmesi, Hacer Alan DİKMEN, Kamile MARAKOĞLU, Kadriye MERTCAN