Kadın ve şiir denince aklıma ilk gelen Nazım’ın o çok bildiğimiz olağanüstü şiiridir. Bu memlekette kadın sorunu bir gün çözülse bile, o şiirin değeri hiç değişmeyecektir. Nazım’ın aşılmaz ürünlerinden biri olan bu şiir kadın sorununa vurulan erken bir neşterdir. Ve bütünlüklü bir elem alışı ifade eder.

8 Mart için, kadınlar için belki ben de şiir yazabilirim. Hatta yazdığım olmuştur; “Aşkı sürgün etmeli kadınlardan” demişimdir örneğin. Erkek egemen iktidarların ezdiği kadını bir aşk öznesi olarak görmemek için böyle bir dize kurmuşumdur. Düşündüğüm denli iyi bir şiir olmamış belli ki; benden başka bilen yoktur!

Yine de kadınlar için hala şiir yazabilirim. Ama 8 Mart 2012’de Bakırköy Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu’nda aklıma hiç şiir gelmedi. Yani bildiğimiz Bakırköy kadın hapishanesinde.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde, kadın hapishanesinde iki kadının ziyaretine gittim. Az olanların, az sayılanların yanında, onların da çok olması için duran iki kadın. Mazlum ve mağdurun yanında oldukları için içeri atılan iki kadın. Mazlum ve mağdurun yanında duranlar olmasın, az olan çoğalmasın diye mazlum ve mağdur edilmek istenen iki kadın; Büşra Ersanlı ve Ayşe Berktay.

Görüş için kapıda bekleşenler, ağlayan çocuklar vardı. Az sonra anneyi, ablayı, teyzeyi görüp sevinecekler, gülecekler… İçerde onlar için yatan iki kadın olduğunu belki bir gün öğrenecekler.

İçerde, muhalif oldukları için cezalandırılan pek çok insan, pek çok kadın var. Pek çok hapishanede pek çok insan, kadın. Ben, görüş yerinde iki kadını bekliyorum. Koridorda yaşlı bir tutuklu kadın, tahta sıraya oturmuş, noter bekliyor, vekaletname verecek. Koğuşun dışında olmanın keyfinde. “Kader kurbanı” yaşlı kadın, kadın gardiyanların kadınlar gününü kutluyor; “Kadınlar gününüz kutlu olsun!” Yanıt kısa, “Sizin de! Sizin de!” İktidarın içeri kapattığı kadınlar, iktidar için ve iktidar adına kadınlar “gözetiyor”.

Görüş yerinde Büşra Ersanlı ve Ayşe Berktay’a, 8 Mart’ı kutlamak yerine “Bu gününüzü anmakla yetineceğim” demeyi uygun buldum.

Evet, belki iyi bir şiir yazamasam da, Kadınlar Günü’nde, Kadın hapishanesinde derim ki; ey iktidar, ey iktidardakiler! Bir kez daha gördüm ak yüzlü iki kadının yüzünde samimiyetsizliğinizi. Bir kez daha gördüm savaş severliğinizi, çünkü barışa düşmansınız. Bir kuş tüyünü kaldırmaya yetse samimiyet, siz o tüyü kaldıramazsınız. Bir kuş tüyünü bir parmak kıpırdatamazsınız samimiyet bahsinde! Çünkü Uludere’de köylülere atılan bombanın şiddeti ve yıkımı neyse, KCK suçlamasıyla insanları ve bu arada iki kadını tutuklamak aynı şiddetin bir parçası.

Haftanın tespiti; 12-15 Mart Gazi-Ümraniye katliamının katilleri hâlâ bulunmadı, hâlâ cezalandırılmadı, katiller hâlâ aramızda!