Farklı ülkelerden kadın şairleri ağırlayan ‘FeminİSTANBUL’un direktörü Op. Dr. Hilal Karahan, “Hepimiz biriz; birlikte çeşitliyiz ve biz kadınlar bir aradayken daha güçlüyüz” diyor.

Kadın sorunlarına şiirle dışavurum

IŞIL ÇALIŞKAN

UNESCO’ya bağlı Uluslararası Şiir Organizasyonları içinde yer alan, “FeminİSTANBUL Kadın Şiiri Festivali” bu yıl beşinci kez gerçekleştiriliyor. “Küresel Bir İnsanlığın Şafağında” manifestosuyla yola çıkan FeminİSTANBUL, yarın son bulacak. Festivalde; Hindistan, İran, İtalya, Romanya, İngiltere, Fransa gibi ülkelerden gelen şairler kendi ülkelerindeki kadınların sorunlarını şiirle dile getiriyor. Festivalin direktörü Op. Dr. Hilal Karahan ile festivali konuştuk.

Kadın şairlerin buluştuğu bu festival ne amaçlıyor?

Ben bir kadın doğum uzmanıyım. Aynı zamanda bir şair ve kadın hakları aktivistiyim. Mesleğim gereği, kadının her türlü halini gördüm. Kadınların zor koşullarda ne denli soylu ve güçlü olduklarını bilirim. İstedim ki iki alanı birleştirelim ve kadın sorunlarına şiirle dikkat koyalım. FeminİSTANBUL fikri işte böyle doğdu.

Amacımız, her dilden, dinden, ırktan ve milliyetten insana kadın sorunlarıyla ilgili şiir yazdırmak; onların bakış açısıyla toplumdaki kadının yerini irdelemek. Sudanlı bir kadınla Hindistanlı bir kadının sorunlarını aynı kefeye koyup tartmak, elimizden geldiği kadar çözüm üretmek.

Bu tarz festivaller şairler arasında bir bağ kuruyor, insan birbirini yüzünün sıcağından tanıyor. Bu sene burada, seneye orada… Biz onları davet ediyoruz, onlar da bizi… Kadın sorunları üzerine bir platform kuruyoruz bu şekilde. Her şey birlikte ve iç içe daha anlamlı oluyor.

“Küresel Bir İnsanlığın Şafağında” manifestosunu biraz detaylandırabilir misiniz?

Pandemi hepimize bir gerçeği gösterdi. Şairlerin kadim zamanlardan bildiği bir gerçeği; insan ve insanlığın evrensel kaderi birbirine bağlıdır. Kapitalizmin tüm yabancılaştırma düzeneklerine karşı, insan kendini sadece insanlıkta gerçekleştirir. Tek başına ne kadar değerli olursak olalım, o değer insanlıkla buluşmuyorsa, anlamsızdır.

Bir süredir büyük hayallerimizden, küresel düşlerimizden vazgeçmiştik. Küçük ve kimi konforlu günlük hayat ritüellerimizle bizim olanı korumaya çalışarak geçiyordu günlerimiz. Pandemi hepimize, bir kez daha büyük insanlık ailesinin birbiriyle nasıl derin ve kopmaz bağlara sahip olduğunu gösterdi.

Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla dünya küçücük bir köye dönüştü artık. Hepimiz biriz; birlikte çeşitliyiz ve biz kadınlar bir aradayken daha güçlüyüz. Küresel insanlık bu demek işte, varlığını önemsediğimiz, varlığından vazgeçemediğimiz o yüce insanlık idesi. Gözümüzün değdiği, elimizin erdiği herkes ve her şey. Dikkatimizin kuşattığı tüm varlıklar… Bu farkındalığa yeni yeni erişiyoruz sanırım.

Festivale katılacak şairler neye göre belirlendi?

Öncelikle, kendi ülkelerinde kadın hakları aktivisti olmalarını istiyoruz. Kadın sorunlarına değen şiirler yazmış olmalılar. Ayrıca İstanbul’a bir sempati beslemeliler, neticede Femina ve İstanbul bir arada bu festivalde.