Kadın temsiliyeti için tam eşitlik
Bakan Bozdağ’ın, kadınların eşit siyaset hakkının AKP döneminde sağlandığı iddiaları tepki çekti. Uzmanlar, AKP için bu çıkışların gerçekçi olmadığını vurgularken eşit temsil için “Her alanda eşitlik sağlanmalı” diyor.
Umut SERDAROĞLU
AKP Genel Merkezi’nde İnsan Hakları Başkanlığı tarafından düzenlenen, “81 İl Kurum Ziyaretleri Değerlendirme Toplantısı”nda konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, AKP döneminde kadınlara eşit siyaset yapma hakkı tanındığını iddia etti. İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan da pek çok kez benzer çıkışlarda bulundu. Saray yönetiminin konuya ilişkin açıklamaları kamuoyunun tepkisini çekti.
Kadınların siyasetteki temsili ile toplumun farklı aşamalarında kadınlara verilen rol arasında çoğunlukla paralel bir işleyiş olduğunu aktaran Yeditepe Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr Demet Lüküslü, “Hâlâ eğitim ve çalışma hayatında toplumsal cinsiyet eşitliğinden bahsedemiyoruz. Bu tür alanlarda eşitliği sağlayamazken siyasette de eşitliğin sağlanması çok güç” dedi.
Kadın siyasetçilerin bilerek öne çıkarılmaya çalışıldığını söyleyen Lüküslü, şöyle devam etti: “Siyasi partilerin içerisinde bazı kadın profilleri vitrine koyulmaya, yani onların üzerinden ‘biz kadınlara önem veriyoruz’ mesajı iletilmeye çalışılıyor. Oysa ki bu durum kadınların siyasete kısıtlı katılımları olduğunu gösteriyor. Siyasette az olan kadın temsiliyetinin üstünü örtmek için yapılıyor. Diğer tarafta partilerin gençlik kollarına bakıldığında içerisinde kadın kolları olduğunu görüyoruz. Bu aslında erkeklerin siyasetteki etkilerinin de ispatı. Bir nevi ‘size açtığımız bu alanda kendinizi oyalayın’ gibi bir anlam doğuyor. Bu yüzden olaya temelden bakmalı, ‘toplumdaki farklı konumlarda biz eşitliği ne kadar gözetiyoruz’ diye kendimize sormalıyız.”
KADINLAR AYAK UYDURMAYA ÇALIŞIYOR
Siyasetteki erkek üstünlüğü hakkında konuşan Lüküslü, “Bu durum maalesef sadece ülkemizde değil, dünyanın birçok yerinde var. Siyasetin eril bir şekilde inşa edilmesiyle ortaya çıkan ‘makbul’ siyasetçi imajı kadınların siyasette yer alabilmesi için eril düzene ayak uydurmaya çalışmasına yol açıyor. Hiyerarşide yükselmeye çalışan kadın, önündeki örneklere bakarak eril bir dili benimseyen kadın haline geliyor çünkü siyaset sadece bu dile önem veriyor” diye konuştu.
Geleneksel siyaset anlayışının kadınlığı yeterli bulmadığını aktaran Lüküslü, şöyle devam etti: “Siyaset tamamen kadınların üzerine basan, kadınları önemsizleştiren bir yerden konuştuğu vakit ister cumhurbaşkanı ister başbakan kadın olsun bir şey değiştirmiyor. O anlamda siyasetin yeniden inşası üzerine kafa yorarken siyasetin eril dilden arındırılmasına önem gösterilmesi gerekiyor.”
Siyasetçilerin kadınlara yönelik söylemlerinin samimiyetten uzak olduğunun altını çizen Lüküslü, “Söylemlerin tersi şeklinde hareket edildiğinde insanlar üzerinde bu söylemlerin inandırıcılığı kalmıyor. Sadece kadınlar için değil, gençler için de yapılan söylemler günü kurtarmak için dile getiriliyor, samimiyetten uzak kalıyor. Geleneksel siyasette her zaman ikincil planda kaldıkları için benzer durumlara maruz kalıyorlar” dedi.
AMAÇLARI SADECE ALGI YAPMAK
Orana vurulduğunda AKP’nin kadın milletvekili bakımından CHP ve HDP’nin gerisinde kaldığını aktaran CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyesi Avukat Tuba Torun ise, “1935 yılında 18 kadın vekil oranı yüzde 4,5’ken şu anda 17 civarında. AKP döneminde kadın vekil sayısı arttığı düşünülse bile böyle bir rakamla övünülmez. Söylemler eşit temsiliyet sağlamak değil, tamamen kendilerine pay çıkarmak ve algı yapmak yönünde” dedi.
‘Kadın erkek eşit değildir’ diyen Cumhurbaşkanı’nın partisinde eşit temsiliyetin beklenemeyeceğini söyleyen Torun, “Diğer taraftan kendilerinin kurduğu Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) gibi derneklere direktifler vererek politika yapmaya çalışıyorlar. Toplumsal cinsiyet eşitliğini, toplumsal cinsiyet adaleti olarak halka sunmaya çalışıyorlar. Ayrıca İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilmeye karşı çıkan kadın vekilleri oldu, onları da susturdular. Bu algıyı yapacaklarına kendi kadın milletvekillerini dinlemeyi öğrenmeleri gerekiyor” diye konuştu.
Kadınların ataerkil dünyada hedeflerine ulaşmak için ‘erkekleşmek’ zorunda hissedebildiklerini söyleyen Torun, şunları söyledi: “Bu durumun kendi isteklerinden dolayı değil, sistemden dolayı olduğunu dile getiriyoruz. Siyaset eril alanlardan bir tanesi. Böylelikle kadınlar ayak uydurmak için bu dili kullanmak zorunda olduklarını düşünebiliyorlar. Ancak kadın hakları mücadelesinin en önemli noktalarından biri erkekleşmeden bu mücadeleyi verebilmekten geçiyor. Siyasetin de kadın kimliğiyle yapılması gerekiyor.”
Erkeksilik gibi kavramların da sorgulanması gerektiğinin altını çizen Torun, “Bana sorarsanız ‘sert olmak, dediğim dedik olmak, elini masaya vurmak’ erkeksilik olarak algılanıyor. Ancak kadın öfkeyle hak savunduğunda ‘manyak’ olarak tanımlanabiliyor. Bir erkek böyle bir çıkış yaptığında ise ‘yırtıcı’ ya da ‘tuttuğunu koparan’ oluyor. Bu yüzden ne zaman bütün özellikler cinsiyetlerde eşit şekilde değerlendirilir, o zaman ‘erkekleşmeden’ siyaset yapabilme yolu açılır” dedi.
AKP’DE KADIN TEMSİLİYETİ ZAYIF
Siyasette kadınların temsil oranlarını gösteren istatistikler de iktidarın söylemlerini yalanladı. AKP’nin 286 milletvekilinden 54’ünü kadın siyasetçiler oluştururken erkek milletvekili sayısı ise 232. AKP’li belediyelerin yönetiminde olduğu 48 ilde, 47 belediye başkanı erkek. Tek kadın ise Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin.