Kadına şiddete ‘yerli  ve milli’ skandal çözüm

Mustafa BİLDİRCİN

Üç bakanlığın ortaklığıyla ‘Kadına yönelik şiddet ile mücadele kapsamında 5 milyon erkekte farkındalık yaratmak’ amacıyla hazırlanan eğitimin etkisizliği, projenin sunum dosyası ile açığa çıktı. Sunumda çok sayıda ifade tepki çekti.

İçişleri Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı arasında 23 Mart’ta, protokol imzalandı. Bol bol dini ve milli uyarıların yapıldığı sunumda, “Şiddet sebebiyle sağlığı bozulan kadın, çocuklarının bakımını sağlamakta güçlük çeker” ifadesi kullanıldı.

Toplam 22 sayfadan oluşan sunumun ilk konusu, “Şiddetin etkisi, şiddet gören ile sınırlı değildir” başlığı altında işlendi. Şiddet gören kişinin, ‘utanma, yalnızlık, yetersizlik ve suçluluk hissi’ sonuçlarına maruz kaldığı belirtildi. Sunumda kadın, ‘anne’ rolü içine sıkıştırıldı. Sunumun, “Şiddetin Anne-Çocuk İlişkisine Etkisi” bölümünde, şunlar sıralandı:

•Şiddet sebebiyle sağlığı bozulan ve zarar gören kadın, çocuklarının bakımını sağlamakta güçlük çeker.

•Şiddete maruz kalan kadın, şiddetin olumsuz etkilerini çocuklarına yansıtır.

•Şiddete maruz kalan anne, çocuklarının bakım ihtiyaçlarını sağlamaktan çok, kendisinin ve çocuklarının güvenliğini sağlamak için çaba gösterir.

Sunumda “Kadına yönelik şiddet, milli değerlere saygısızlıktır” denildi. Kurtuluş Savaşı’nda önemli rolü bulunan kadınlarda örnekler verilerek, “Kadına yönelik şiddete yükselen tepki artık milli bir hassasiyete dönüştü çünkü milli değerlerimizin inşasında kadının rolü ve önemi belki tüm ülkelerin toplamından daha fazla” ifadesi yer aldı. Sunumda, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın etkisi de göze çarptı. Toplam 22 sayfalık sunumun beş sayfasında dini örnekler sıralanırken “Şiddet içerikli bir durumla karşılaşıldığında sessiz ve tepkisiz kalmayıp yapıcı ve etkili bir tavır takınmak her Müslüman’ın görevidir” ifadelerine yer verildi.

BİLİMSELLİKTEN UZAK

Konuyla ilgili BirGün’e değerlendirmelerde bulunan Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici, sunumun bilimsellikten ve evrensel değerlerden uzak olduğunu kaydetti. İktidarın kadınları yok sayan tutumunu da eleştiren Gezici, “Mevcut iktidarın, tarikat cemaatlerin her gün dini buyruklarla kadının yaşam biçiminden, nasıl giyinip nasıl konuşacağına ve hatta hangi koşullarda dayak atılabileceğine dair fetvaları dinliyoruz” diye konuştu.