Nisa bebeği terk eden anne E.S. tutuklandı. Medya, hiç vakit kaybetmeden kadını ‘cani’ ilan etti. 20 yaşındaki E.S., şiddet mağduru olduğunu, sığınakta 6 aydan fazla kalamadığı için bebekle gidecek yer bulamadığını söyledi.

Kadını ‘cani’ ilan etmek en kolayı

HABER MERKEZİ

İstanbul Pendik’te boş bir arazide bulunan ve acil tıp teknisyeni Büşra Durmaz’ın emzirmesiyle kamuoyunun tanıdığı 3 aylık Nisa Mihriban bebek, dün sağlık durumu kötüleşince yoğun bakıma alındı. Bebeğin 31 Mart’ta solunum güçlüğü yaşadığı öğrenilirken, yurt görevlilerinin ihmali olduğu iddiasıyla inceleme başlatıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da bebeğin durumunun kritik olduğunu, adli ve idari soruşturma açıldığını duyurdu.


Öte yandan bebeği terk eden 20 yaşındaki E.S., ‘kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan gözaltına alındı. Medyanın hemen ‘cani anne’ ilan ettiği genç kadın, emniyetteki ifadesinde, evli olduğu kişinin kendisine defalarca şiddet uyguladığını, gebe olduğunu sığınma evinde öğrendiğini söyledi. Ailesinden de şiddet gören, sığınma evinde en fazla 6 ay kalınabildiği için bebekle kalacak bir yer bulamadığını kaydeden E.S., başka çaresi olmadığı için bebeği bıraktığını anlattı. E.S., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

NEDEN 6 AY?

E.S.’nin anlattıkları, ülkedeki sığınakların durumunu bir kez daha gündeme getirdi. Şiddet mağduru kadınlar, devlete bağlı sığınaklarda 6 aydan uzun süre kalamıyor. Ancak birçok kadın, güçlenebilmek ve yeni bir hayat kurabilmek için daha fazla süreye gereksinim duyuyor. Dahası sayısı zaten çok az olan bu sığınaklarda kadınlara gerekli destek de sağlanamıyor.

Mor Çatı gönüllüsü Elif Ege de 6 ay şartının değiştirilmesi gerektiğini, her kadının deneyiminin ve gereksinimlerinin biricik olduğunu vurguladı:
“Bir kadın belki 1 ay kalıp toparlanabilir, bir diğeri 3 ayda. Ama örneğin gebe bir kadının çok daha uzun süre kalması gerekebilir. Biz Mor Çatı’nın sığınağında süre kısıtlaması uygulamıyoruz. Maalesef devletin sığınakları, kadınların gereksinimlerini önceleyen bütüncül bir yaklaşımla işletilmiyor. Kadınlarla sosyal çalışma yapılmıyor.”

Sığınaklardaki tek kısıtlamanın süre olmadığına da dikkat çeken Ege, “12 yaşından büyük oğlan çocuğunuz varsa sığınakta kalamazsınız örneğin. Ya da belli bir yaşın üzerindeyseniz… Bu kısıtlamalar, birçok kadının şiddet döngüsünden çıkamamasına neden oluyor. İşte burada feminist yöntemin önemi açığa çıkıyor. Kadınları her açıdan güçlendirecek, onlara ekonomik, sosyal, psikolojik destek sağlayacak mekanizmalar kurulmalı. Ama devlet bu mekanizmaları kurmuyor. E.S.’nin de bu destekten yoksun kaldığı anlaşılıyor” dedi.

Sığınakların hem sayıca hem de nitelik açısından yetersizliğine de işaret eden Ege, “Medyanın yaptığı gibi kadını suçlamak en kolayı. Ancak patriarkal bir toplumda bizim sığınakların durumunu, erkek şiddetine maruz bırakılmış kadınların neden desteksiz bırakıldığını tartışmamız gerekiyor” diye konuştu.