Kadınlar, gericilerin Meclis’e dolmasıyla baskıların daha da artacağını söyledi. İktidarın kendilerini ‘hedef alan’ politikasına karşı mücadele ettiklerini vurgulayan kadınlar “Gerici karanlığı birlikte yeneceğiz” dedi.

Kadınlar baskıya boyun eğmeyecek
Fotoğraf: Depo Photos

İlayda KAYA

Kadın düşmanı HÜDA PAR ile Yeniden Refah Partisi’nin Meclis’e girmesiyle ‘tarihin en gerici Meclis’i’ ortaya çıktı. Meclis’te sağcı partilerin hakimiyeti endişe veriyor. LGBTİ+’ların sık sık hedef gösterildiği günlerden geçilirken 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi’ne ilişkin kanun da tartışmaya açılıyor. Kadınların kazanılmış hakları iktidarın hedefinde. Kadın dernekleri, “21 yıllık bir mücadeleden geliyoruz. Biz hep beraber kadınları hedef alan, gerici karanlığı yeneceğiz” diye konuşuyor.

SOL Feminist Hareket’ten Gizem Gül Kürekçi, iktidarın kadınları baskılayan politikalarına karşı yıllardır direndiklerini söyledi. Kürekçi, BirGün’e yaptığı açıklamada şunları anlattı:

 “Tüm baskılara rağmen  kadınların direnişi bugüne kadar geldi. Şimdi de bu karanlık tablo içerisinde geleceği, çocukları için yaşamından endişe eden milyonlarca kadın var ve meclis düzlemi bu endişenin ne kadar gerçek olduğunu hatırlatıyor. Ne yazık ki karşımızda Türkiye tarihinin en gerici-sağcı meclisi var. Seçimin ardından tablonun bütününe baktığımızda 21 yıldır medyasıyla, maddi tüm kaynaklarıyla, yargı müdahaleleriyle tasarlanmaya çalışılan gerici, tek adam rejimi, toplumun rızasını alamamış her türlü kriz içerisinde boğulan iktidarın kutuplaştırma siyasetinden başka elinde hiçbir şey kalmamıştır. Memleketin geleceğini belirleyecek olan da ülkeyi krizlere sürükleyen gerici tek adam rejiminin karşısında yükselen eşit, laik ve bağımsız ülke mücadelemizden geçiyor.”

21 YILLIK MÜCADELE

LGBTİ+ bireylerin hedef gösterildiğini de anımsatan Kürekçi, “Elinde baskı ve zor kullanmaktan başka seçeneği olmayan bir iktidar var. Tam da bu noktada şimdiye kadar olduğu gibi umudu, direnci, dayanışmayı büyütmek, daha da sıkı sarılmak gericilik karşısındaki barikatımızı güçlendirecektir” dedi. 

Kadınlara, umutsuzluğa kapılmamaları yönünde çağrı yapan Kürekçi, “21 yıldır dinmeyen, durmayan bir mücadeleden ve dayanışmadan geliyoruz. Yan yana gelince yapabileceklerimizi biliyoruz. Laikliğin, özgürlüğün ve yaşamlarımızın garantisi biziz ve elbet bu gerici karanlığı yeneceğiz” diye konuştu.

***

OMUZ OMUZA DİRENECEĞİZ

29 Ekim Kadınları Derneği Başkanı Şenal Sarıhan da kadınların kazandıkları haklara birçok kez saldırıda bulunulduğunu kaydederek “Özellikle son 10 yılda ceza yasasında, Anayasa’da, Medeni Kanun’da çok fazla değişiklik oldu ve bu yasalar kadınların lehine olan, kadınları eşitleyen hükümlerdi. Tabii ki en büyük tehlike 6284 Sayılı Kanun’un da temeli olan İstanbul Sözleşmesi’nin bir gecede feshedilmesiydi. Ama kadınlar İstanbul Sözleşmesi'ni ayakta tutmaya devam ediyorlar.  Bu sebeple kadınların birbirine daha çok dayanarak yürümeleri gereken bir yol var" dedi. İktidarın sık sık gündeme getirdiği ‘türban’ ve ‘zina’ konularının da kadınların üzerindeki baskıyı artırdığını kaydeden Sarıhan şöyle devam etti: “Türban konusunda sadece bir avuç insan aksi görüşte. Ama sorun genel olarak çözüldü. Bunu yeniden gündeme getirmek ülkedeki bölünmek için ortaya çıkan bir tutumdur. Sık sık gündeme gelen ‘zina’ konusu ise kadın ve erkeğin şiddete dayalı olmayan farklı bir tercihidir ve bunu bir yasa ile cezalandırmak doğru değildir. Verdiğimiz mücadeleyle suç olmaktan çıkarıldı ama yine de verilecek çok mücadelemiz var. Bugün, sağ eğilimlerin çoğunlukta olduğu bir parlamento var. Bu noktada ben sayıları azalmış olsa da laik, demokratik anlayışa sahip olan vekillerin haklarımız için çaba göstereceklerini umut ediyorum. Kadın örgütlerine kulak vermek, bizimle çalışmak durumundalar.”

***

ÖZGÜRLEŞMEYE BİLE KARŞILAR

Mor Çatı üyesi Avukat Özlem Özkan da seçimlerin ardından kadın ve LGBTİ+ düşmanı görüşün mecliste hâkim olduğunu söyledi. Özkan özetle şunları kaydetti: “İktidar partisi başta olmak üzere birçok parti kampanyalarını sürekli olarak kadın düşmanı politikalar üzerine kurdu. İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kaldırılması ve bununla birlikte 6284 Sayılı Kanun’un da kaldırılmasını şart koyan çeşitli pazarlıklar yapıldı. Biz bu saldırıların daha da artacağını öngörebiliyoruz. AKP’nin özellikle yasal olarak gündeme getirmeye çalıştığı düzenlemeler kadınların özgürleşmemesine yönelikti. Cinsiyet eşitliğine yönelik çalışmalar yapılması bir yana tam tersi propagandalar yapılmaya başlandı. Kadınların özgürleştirilmesine karşı ‘ailenin güçlendirilmesi’ adıyla çalışmalar yapılmaya başlandı. Baskılara rağmen mücadele etmekten vazgeçmiyoruz. Seçimle başlayan ya da biten bir mücadelemiz olmadı. Biz Mor Çatı olarak kadınları her alanda birleşmeye, birlikte yürümeye devam edeceğiz.”