Kadınlar direnişi sırtladı
İzmir’de greve çıkan bin 700 tütün işçisi, düşük ücrete ve ağır çalışma koşullarına karşı mücadeleyi sürdürüyor. Direnişte en ön safta yer alan kadın emekçiler, “Emeğimizin karşılığını alana dek grevden dönmeyiz” dedi.

İlayda SORKU
İzmir’de Sunel Tütün, Oryantal Tütün ve T.T.L. Tütün fabrikalarında çalışan bin 700 işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Düşük ücretlere karşı başlayan grevde kadın işçiler ön saflarda yer aldı.
BirGün’e konuşan kadın işçiler, yıllardır düşük ücretlerle çalıştırıldıklarını, sağlıksız koşullarda emek verdiklerini ve buna rağmen patronların taleplerini görmezden geldiğini belirtti. Ayrıca fabrikalardan birinin patronunun grevden önce, “Bu koyunlar mı greve çıkacak” dediğini aktaran işçiler, “Ciğerimize toz, cebimize kuruş… Grevden dönmeyeceğiz” dedi.
KOAH HASTASI VAR
Çalışma koşullarının ağırlığını ve iş yerindeki baskıları aktaran Aysun Kurtbaş, “Ben 25 senedir çalışıyorum. 25 senedir de bu patron bizi böyle bedavaya çalıştırıyor. Aldığımız aylık belli. 3-4 senede bir erzak kolisi veriyorlar, o kadar. Ustalar geliyor, üslup yüzünden tartışıyoruz. Ben onların ablaları, anneleri yaşındayım. Bana, ‘geç kız şöyle’ diyor. Terbiyeli ol biraz, değil mi? Ama işte ekmeğinin hatrı için bir şey diyemiyorsun” diye konuştu.
Ayrıca tozdan dolayı çalıştığı bandın yanına yaklaşılmadığını aktaran Kurtbaş, “Tarladan geliyor tütün; toz, toprak. 20-30 metre uzunlukta bant var. Önceden sıyırırdık, elek vardı, eleniyordu. Şimdi elenmiyor da oradaki toz olduğu gibi bize geliyor. KOAH hastası olanlar var. Bantta toz topraktan o kadar çalışılmıyor ki, işçilerin halini görseniz madenci zannedersiniz. Madenciler Ankara'da yerin altında direniyor, biz de burada yerin üstünde” dedi.
EKMEK GÖTÜRMEK YASAK
“Emeğime yazık, karşılığını alayım istiyorum” ifadelerini kullanan Kurtbaş, şöyle konuştu: “Diyeyim ki, ‘Bu kadar emek verdim ama karşılığını aldım’. Bu yüzden işimi bırakmak istemiyorum. Niye hakkım burada kalsın? Bir de üstüne içeride baskı var. Öğlen yemekte aldığımız bir elmayı bile eve götürmek yasak mesela artık. Yoğurt oluyor bazen, yemiyorum kenara bırakıyorum ki çıkınca yiyeyim, tozu aşağı indirsin. Bir işçi arkadaşımız ekmeğini eve götürmek istediği için tartıştı. Müdür kameradan izliyor, güvenlikleri peşimize yolluyor. Çanta aratacak, neden? Çünkü fabrikadan dışarı hiçbir şey çıkmayacak. Bir elma, bir yoğurt bile.”
HAKKIMIZI İSTİYORUZ
İşçilerden Aynur Özgür de “Benim 26’ncı sezonum. 26 senedir burada olmama rağmen bu sene giren işçiyle aynı ücrete çalışıyorum. Bizim ciğerlerimize toz işlemiş. Kimimiz KOAH, kimimiz akciğer kanseri. Bugün eksperim hangi kalitede tütün istiyorsa o kalitede tütünü işleyecek tecrübem var. Bir sıyırmacının yetişmesi, tam bir sıyırmacı olabilmesi için 10 sezon çalışması gerekiyor. Ben 26 yılımı vermişim. Şimdi benim hakkım ne olacak” ifadelerini kullandı.
Haklarını almak istediklerini aktaran Özgür, “İşçi burada hangi konumda onu görmek istiyoruz. İşçi bu ülkenin bel kemiği. Biz tütüne ekmeğimiz gözüyle bakıyoruz. Ancak tütün bizim ekmeğimizse, işverenin de ekmeği biziz. Grevde bir adım geriye atmayacağız” diye belirtti.
∗∗∗
İNSANCA YAŞAYAMIYORUZ!
Kadın işçilerin grevden vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Döndü Taşkıran Doğan ise "2005'ten beri çalışıyorum. Verdikleri teklif insanca yaşanabilir bir ücret teklifi değil. İşçilerin yüzde 70’i kadın. Kadınlar kazanır, neye girerlerse girsinler kazanır. Bu birliktelik devam ettiği sürece de kazanacağız” şeklinde konuştu. Patronların birleşip ‘Size zam yok’ dediğini aktaran Doğan, “Madem öyle biz de artık birleştik, sesimizi her yere duyuracağız. Ölmek var, dönmek yok diyorlar ya. Aynen öyle, dönmeyeceğiz. Patronların bir an önce karar almasını, vicdanlı davranmasını ve işimize dönmeyi istiyoruz" dedi.