Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine yönelik ifadelerine tepkiler sürerken CHP’li Yüceer “Sözleşmenin feshedilmesi için asılsız argümanlar öne sürülüyor” dedi. HDP’li Kerestecioğlu ise “Etkin şekilde uygulamak yerine kaldırmak istiyorlar” diye konuştu

Kadınlar haklarını çiğnetmeyecek

Dilan Esen

İstanbul Sözleşmesi hükümetin hedefinde. AKP Merkez Yürütme Kurulu toplantısında İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi üzerine yapılan tartışma tepkilere neden oldu. Toplantıda İstanbul Sözleşmesi kararının 5 Ağustos’ta verileceği belirtildi.

İstanbul Sözleşmesi’nin hedef alınmasına ilişkin çok sayıda feminist örgüt, hak savunucusu ve kadından tepki geldi. TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanvekili ve CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, “Uzun zamandır Erdoğan’ın kendi ifadesiyle ‘muhafazakâr camiada’ İstanbul Sözleşmesi’nin ailelerin dağılmasına neden olmasına yönelik asılsız ve temelsiz argümanların öne sürüldüğünü görüyorduk. Daha sonra AKP Genel Başkanvekili, arkasından AKP Genel Başkanı tarafından bu söylemlerin ifade edilmesi gerçekten hayrete düşürdü” dedi.

Sözleşmenin aileyi dağıttığına yönelik ifadelerin gerçekdışı olduğuna dikkat çeken Yüceer, “Ailedeki tüm bireyleri koruyan İstanbul sözleşmesi nasıl aileyi dağıtır? Şiddeti önlemenin, eşitlik politikalarının, toplumsal cinsiyet eşitliğinin nesine karşılar?” diye sordu.

Sözleşmenin aileyi koruduğunun altını çizen Yüceer, şunları dile getirdi:

“Cinsel yönelimi farklı olan bireyleri de kapsıyor bu da neslimize zarar veriyor, söylemlerinin arkasındaki değişen kadının geleneksel rollerine karşılar. 15 Temmuz darbe girişiminde bir tarikatın dümen suyunda yürütülen bir süreçti, biz bu 15 Temmuz’da ise bir başka tarikatın söylemleriyle İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçilmesini konuşuyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nde yıllarca süren kadın hareketi mücadelesi, katledilen, şiddete uğrayan binlerce kadın; faili yakalansın diye failinin adını kendi kanıyla yazan kadınlar; bu kadınların acıları var. Bu hafife alınacak, ‘girdiysek, çıkarız’ denilecek bir sözleşme değil. İstanbul Sözleşmesi’ne karşı olmak ayrımcılığı ve şiddetin tarafı olmak, zalimden taraf olmak demek. Zaten etkin uygulanmayan bir sözleşme. Eğer İstanbul sözleşmesi etkin bir şekilde uygulanmış olsaydı o kadınlar bugün aramızdan koparılmamış olacaktı. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Kadınlar kazandıkları hiçbir haktan geri adım atmayacak. Kadınlardan korkmalarını anlıyoruz ama buna izin vermeyeceğiz.”

kadinlar-haklarini-cignetmeyecek-757670-1.
Candan Yüceer​

ÖNCE ÖVDÜLER ŞİMDİ KALDIRMAK İSTİYORLAR

TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Üyesi ve HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ise Meclis’te 1 yıldır çalışan İstanbul Sözleşmesi’nin Etkin Uygulanması ve İzlenmesi Alt Komisyonu olduğunu hatırlattı. AKP’lilerin de bu komisyonda yer aldığının altını çizen Kerestecioğlu, “Küçük bir grubun spekülasyonlara dayanarak çıkarttığı bu tartışmayı gündeme getirmek anlaşılır gibi değil. ‘Biz imzaladık’ diye övündükleri sözleşmeyi şimdi tartışma konusu haline getirdiler. Bunu aslında toplumu kutuplaştırmak istedikleri yöntemlerden biri olarak düşünüyorum” diye konuştu.

kadinlar-haklarini-cignetmeyecek-757669-1.
Filiz Kerestecioğlu

Sürekli kadınlar öldürülüyorken sözleşmenin etkin uygulanması konusunun Meclis’te konuşulması gerektiğini söyleyen Kerestecioğlu, “Çünkü dünyada her yıl yaklaşık 66 bin kadın öldürülüyor ve bunların yüzde 40’ı ateşli silahlarla gerçekleşiyor. Türkiye’de bu oran daha da yüksek. Militarist erkeklik kültürü, bireysel silahlanma kadın cinayetleri riskini artırıyor ve bunu konuşmak yerine Meclis’te biz bekçilere ve muhtarlara silah kullandırtmayı konuşuyoruz” ifadelerini kullandı.

NEFRET ÖRGÜTLEMEYE ÇALIŞIYORLAR

Kadınların bugüne kadar kazanımlarını mücadeleyle elde ettiklerine vurgu yapan Kerestecioğlu, şunlara dikkat çekti: “Bu konuda bu yüzden çok kararlıyız. İstanbul Sözleşmesi nedir, diye baktığımız zaman ‘Gerçekten bunlara mı karşı çıkıyorsunuz?’ diye sormak istiyorum. Bir araştırmaya göre toplumun yüzde 67,9’u sözleşmeyi duymamış ya da fikri yok. Toplumun sadece yüzde 5’i incelediğini söylüyor. Ortada böyle bir araştırma varken Ensar Vakfı gibi bu konuda en son söz söyleyecek olanlar sözleşmeye karşı bir nefret örgütlemeye çalışıyor. Bu nedenle tavrımız çok net: Asla haklarımızı çiğnetmeyeceğiz!”

***

NE OLMUŞTU?

Kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla hazırlanan ve kamuoyunda İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi, 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da imzaya açılmış ve Türkiye 12 Mart 2012’de sözleşmeyi onaylayan ilk ülke olmuştu. 6284 sayılı, ‘kadına karşı şiddetin önlenmesi’ yasası da bu sözleşmeye göre hazırlanmıştı. Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da geçtiğimiz 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde yaptığı konuşmada yasayı övmüştü.

AKP Merkez Yürütme Kurulu toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleşmenin tek taraflı feshedilmesi ya da tartışmalı maddelere çekince konulmasının sonuçları üzerinde çalışma yapılması talimatı verdiği öğrenildi. Sözleşmenin LGBTİ+’ların ‘marjinal faaliyetlerine’ alan açacağı iddia edildi. Ayrıca İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmanın kadına şiddet vakalarına olumsuz bir etkide bulunmayacağı öne sürüldü.