Ülkemizde çok uzun zamandan beri verilen bir kadın mücadelesi olduğunu anımsatarak, unutulmuş önemli bir kadın hakları savunucusundan söz edelim. Bir sabah İstanbulluların başlarına gökten yağmur gibi bildiri yağar. Tarih 1 Aralık 1913. O güne kadar görülmemiş, duyulmamış bir olaydır bu. İstanbullular gökten yağan bildirilerle kadınların var olduğunu öğrenir...

Kadınlar haklarını sadece yerde aramadılar

Mehmet ERDEM

İki gün sonra 8 Mart Kadınlar Günü’nü kutlayacağız. Nasıl başladığı, neden bugünün seçildiği konusunda çok yazılıp çizilmiştir. 8 Mart’ta daha da yazılacak elbette. BirGün okurlarının bildiğini varsayıp, ülkemizde hem de çok uzun zamandan beri verilen bir kadın mücadelesi olduğunu anımsatarak, unutulmuş önemli bir kadın hakları savunucusundan söz edelim.

Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte kadın hakları konusunda azımsanmayacak adımlar atılmış olsa da Cumhuriyet öncesinde bu mücadeleyi tek başlarına veren, her türlü baskıyı, aşağılanmayı, engellenmeyi göze alan kadınlar da vardı kuşkusuz.

Dönemlerinde, bugünküyle kıyaslanamayacak derecede destekten yoksun olduklarını söylemeye bile gerek yok.
Osmanlı’nın son dönemlerinde bu öncü kadınlar bulabildikleri her zeminde kadın haklarından söz ettiler, hemcinslerine direnmeyi, hak talep etmeyi öğrettiler.

YA BİZ NE OLACAĞIZ?

Bunlardan biri İsmet Hakkı Hanım’dır. 1908’de, Abdülhamid’in etkisini azaltan, yetkisini kısıtlayan, ülkeyi yönetme yetkisini elinde toplayan bir parlamentonun oluşmasına yol açan Meşrutiyet’in ilanından hemen sonra kadınların da olduğunu ilk anımsatan İsmet Hakkı Hanım’dır. İkdam gazetesinde “Ya biz ne olacağız?” başlıklı bir yazıyla, ilk kez kadınların da eşit muamele görmesi gerektiğini yazmıştır. Kıyamet koparan bir yazı olmuştur bu. Ülkeye parlamento gelmiştir ama kadınların lehine bir değişiklik yapmak kimsenin aklına gelmemiştir. Dile getiren İsmet Hakkı Hanım’dır.

kadinlar-haklarini-sadece-yerde-aramadilar-849180-1.

GÖKTEN YAĞAN BİLDİRİ

Tarih 1 Aralık 1913. Bir sabah İstanbulluların başlarına gökten yağmur gibi bildiri yağar. O güne kadar görülmemiş, duyulmamış bir olaydır bu. Askeri bir uçaktan bildiriler atılması kadın haklarını savunmak için kurulmuş bir derneğin eylemidir. Bildirileri atan da bir kadındır; Belkıs Şevket Hanım. Erkek egemen, toksik erkeklik cenneti bir toplumda, Tayyare Mektebi yetkililerini ikna edip, kendisi de uçağa binerek yazdığı o bildirileri tüm İstanbul’a o dağıtmıştır. Alışılmadık bu tür bir eylem karşısında şaşkınlığa düşen toplum, bu yürekli kadını “kahraman” gibi görmüştür kısa sürede. Mevcuda itiraz tutumu Osmanlı gibi bir itaat toplumunda bile itiraz sahibinin kadın da olsa erkek de olsa benimsenmesine yol açar haliyle. Kendilerinin yapamadığını yapanların varlığı bir hayranlık uyandırır her toplumda. Belkıs Şevket Hanım da bu hayranlığı, takdiri kazanmıştır yaşadığı dönemde. Osmanlı hükümeti de kayıtsız kalamaz, takdir duygularını Belkıs Hanım’ın bir fotoğrafını Askeri Müze’ye asarak gösterir.

Yaşadığı toplumun şansılarından sayılır elbette. Paşa torunudur. İyi eğitim almıştır, pedagogdur, müzik öğretmenidir, yazardır, olağanüstü iyi İngilizce bilmektedir. Ama toplumdaki ayrıcalıklığını hemcinslerinin haklarını arama avantajına dönüştürmüştür. Uçuşun gerçekleştiği yıl Kadın Haklarını Savunma Derneği de kurulmuştur. Belkıs Hanım bu derneğin üyesidir, derneğin çıkardığı Kadınlar Dünyası dergisinin de yazarıdır. Osmanlı’da işler karışıktır o sıralar. Milli bir duygu da hakimdir toplumda. Ama özellikle kadınlar Avrupa’daki kadınların havacılığın gelişmesine katkılarını gördükçe üzüntü de duymaktadırlar. Kadınlar Dünyası dergisinde bu duygularını şu cümlelerle açıklarlar: “Biz Osmanlı kadınları Avrupa’daki hemcinslerimizin bu muvaffakiyetlerini uzaktan seyrederek müteessir oluyorduk. ‘Biz niçin yapmıyoruz, yapamıyoruz?’ diyorduk.

Bu konunun konuşulduğu bir toplantıda Belkıs Şevket Hanım’ın aklına bir uçağa binerek hem orduya bir tayyare alınması için bağış çağrısı yapmak hem de kadınların sesini duyurmak gelir. Diğer tüm kadınlar öneriyi heyecanla karşılar.

kadinlar-haklarini-sadece-yerde-aramadilar-849181-1.

15 DAKİKALIK UÇUŞ

Bu talebini ilettiği yetkilileri nasıl ikna ettiği merak konusudur benim açımdan. İkna gücünün yüksek olduğu anlaşılıyor. Kadınları toplumsal yaşamın dışına itmiş bir toplumda bir kadının uçmak istemesi elbette radikal bir taleptir. Kabul ettirir nihayet. İlk girişim, 30 Kasım 1913’te yapılacaktır ama hava koşulları nedeniyle, şiddetli yağmur yağmaktadır çünkü, gerçekleşemez. İkinci girişim başarılı olur. Belkıs Hanım çok sayıda bildiri bastırmıştır. Pilotla beraber bindiği uçaktan 15 dakika süren uçuş boyunca İstanbulluların üzerine atar hepsini. Bildiride şu yazılıdır: “Osmanlı Kadın Haklarını Savunma Cemiyeti üyelerinden ve Kadınlar Dünyası muhabirlerinden Belkıs Şevket Hanım Osmanlı ve İslam kadınlığı namına havada tayrân ederken (uçarken) ‘Kadınlar Dünyası’ ismi ile muhterem ordumuza bir tayyare ihdâsını (hediye edilmesini) bilâ tefrîk-i cins ve mezhep (Irk ve mezhep ayrımı gözetmeksizin) Osmanlı kadınlığından bekler.”

Kadın haklarına ilişkin bir tek sözcük yoktur ama bu eylem kadınların varlığını, örgütlülüğünü duyuran çok ama çok önemli bir eylemdir. Amaç da budur zaten; “Kadınlar vardır” demek. Uçuşun amaçlarından biri olan uçak alma hedefine ulaşılamamıştır ama Belkıs Şevket hanınım eylemi tüm dünyanın ilgisini çekmiş, Osmanlı kadınlarının adını tüm dünyaya duyurmuştur.

FOTOĞRAF DA BİR İLKTİ

Bir ilk daha vardır bu eylemle bağlantılı olarak. Uçuş öncesi uçağın önünde cemiyet üyeleri ile beraber Belkıs Şevket Hanım’ın da bulunduğu bir fotoğraf çekilir. Bu fotoğraf da bir kadın tarafından çekilen ilk fotoğraftır. Fotoğraf çekildikten sonra Belkıs Şevket Hanım, uçağa binmeden önce orada bulunanlara şunları söylemiştir: “Kadınlık cesur olmalı, vatan-ı mukaddesemizi cesaret kurtarır. Kadınlık anca cesaretle tali eder.” Toplum ona takdirini bir müzeye fotoğrafını koymakla, bir de adını bir kolonyaya vererek gösterebildi sadece. Bu toprakların ilk uçan kadını olarak bu kadar unutulmamalıydı Belkıs Şevket Hanım. “Göklerden gelen ses” oydu aslında. Kadınların yerde değil havada da adlarını duyuran ilk kadılardandı. 8 Mart Kadınlar Günü kutlu olsun.