Azra Gülendam Haytaoğlu'nun Mustafa Murat Ayhan tarafından katledildiğinin ortaya çıkmasının ardından dün İstanbul Kadıköy'de bir araya gelen kadınlar, kadına yönelik şiddetle mücadele politikasını protesto etti.

Kadınlar, katledilen Azra Gülendam Haytaoğlu için sokaklarda

Antalya'da 5 gündür kayıp olan Azra Gülendam Haytaoğlu'nun öldürüldüğünün ortaya çıkmasının ardından dün (2 Ağustos) İstanbul Kadıköy'de bir araya gelen kadınlar, kadına yönelik şiddeti ve iktidarın kadına yönelik şiddetle mücadele politikasını protesto etti.

Antalya’da, gazetecilik bölümü öğrencisi 26 yaşındaki Azra Gülendam Haytaoğlu'ndan 5 gündür haber alınamıyordu. Haytaoğlu'nun, Mustafa Murat Ayhan tarafından cinsel saldırıya uğradığı ve sonra da katledildiği ortaya çıktı.

ANKA'nın aktardığına göre, İstanbul Kadın Meclisleri ile Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun çağrısı ile Kadıköy'de Beşiktaş İskelesi önünde bir araya gelen kadınlar, Haytaoğlu'nun öldürülmesini protesto etti.

Eylemde "Düzeniniz batsın, kadınlar yaşasın", "Azra'nın katili patron düzeni", "Kadınlar boyun eğmeyecek", "Eşitlik, özgürlük kadınlarla gelecek", "Kadın katili yobaz AKP" sloganları atıldı. Eylemde İstanbul Kadın Meclisleri ile Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu adına açıklamayı, aktivist Esin İzel Uysal yaptı.

'SESSİZ KALMIYORUZ'

"Bugün geçen hafta perşembe gününden beri kayıp olan ve bugün canice öldürüldüğü anlaşılan Azra Gülendam için burada toplandık. Azra’nın işkenceyle öldürüldüğünü öğrendik. Azra’nın kayıp ihbarı verildiğinde yetkililer, 'Telefon sinyaline ancak pazartesi günü bakabiliriz' demişler. Azra'nın öldürüldüğü haberini aldığımız bugün, yani pazartesi günü Azra artık aramızda değil" diyen Uysal, şunları söyledi:

"Bugün Azra’nın öldürülmesi üzerine eylemlerimizi planlarken; cumartesi gününden beri kayıp olan Emine Gökkız'ın da cansız bedeni bulundu. Aynı gün iki kayıp kadının ölüm haberini aldık. Kadınları koruması gerekenler nerede? Ormanlar yanıyor, kadınlar öldürülüyor. Günlerdir binlerce ağaç, yüzlerce hayvan, onlarca insan yanarak can verdi. Yangınlar hala söndürülmediği için ormanlar hala yanmaya devam ediyor. Azra’yı günlerdir bulmayanları, yangınlar büyürken havadan müdahale etmeyenleri gayet iyi biliyoruz.

'HAYTAOĞLU'NU DA GÖKKIZ'I DA KORUMAK MÜMKÜNDÜ'

Devlet önlem almak, tedbir almak korumak zorundadır. Kadın cinayetleri için önlem almayanlar da iklim krizleri için, yangınlar, seller depremler için önlem almayanlar da bunlardan sorumlu olanlardır. Sorumluları biliyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasına karar verenler, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun'u uygulamayanlar Azra’nın öldürülmesinin sorumlularıdır. Ormanları talan edenler, arsa arsa patronlara peşkeş çekenler, yangın uçağı almak yerine lüks uçaklarla ülke ziyaretlerine gidenler, yangında, selde ölen canların sorumlusudur. Azra'yı da Emine Gökkız'ı da korumak mümkündü. Günlerce meydanlarda savunduğumuz İstanbul Sözleşmesi ile kadın cinayetlerini önlemek mümkün. İstanbul Sözleşmesi'nden tam da bu yüzden vazgeçmiyoruz.

Yangınlara biz müdahale ederken Azra Gülendam Haytaoğlu’nu biz bulmaya çalışırken, şüpheli kadın ölümlerini biz aydınlatmaya çalışırken yetkililer nerede? Biz doğayı, kadınları, çocukları korumaya çalışırken sorumlular görevlerini yerine getirmek için ne bekliyorlar? Biz yetkililerin yapmadıklarını anlatmaya, görevlerini yapmaları için mücadele etmeye devam edeceğiz. O koltuklarda oturanlar ya görevlerini yapacaklar ya da o koltukları boşaltacaklar. İklim krizini, kadın cinayetlerini durdurmak için mücadelemizi sürdüreceğiz. Anayasa'yı, yasayı, sözleşmeyi uygulatacağız."