Google Play Store
App Store

Polonez direnişinin en önünde yer alan kadınlar 83 gündür alanda. Haksızlığa karşı direnmeye devam edeceklerini söyleyen kadınlar, boykot çağrılarını yineliyor: ‘‘En büyük destek Polonez ürünlerini almamak’’

Kadınlar olunca direniş daha güzel
Fotoğraflar: BirGün
Sarya Toprak
Sarya Toprak
saryatoprak@birgun.net

Sendikalı oldukları için işten çıkarılan Polonez işçilerinin direnişi 83’üncü gününde. İşçilerin direniş alanı İstanbul Çatalca'da bulunan Polonez fabrikasının önünde devam ediyor. Daha önce Çatalca Meydanı’nı da direniş alanına çeviren işçiler, mücadele ederek direniş alanlarını geri aldılar. Büyük bir çoğunluğu kadın olan 146 işçi yaklaşık 3 aydır işlerine geri dönmek ve anayasal sendika haklarına saygı duyulmasını istiyor.

Ziyaret ettiğimiz direniş alanına adım attığımız anda bizi coşkuyla karşılayan işçilerin yüzleri gülüyor. Sesleri haklı olmanın ve bir arada direnmenin verdiği güçle gür çıkıyor: Polonez işçisi, direnişin simgesi!

Bu sıcak karşılamanın ardından bizi hemen gölge bir yere oturtuyorlar. 'Yemezseniz çok üzülürüz' ısrarlarına dayanamayarak sandviçlerini paylaşıp çaylarını içiyoruz. Başlıyoruz sohbet etmeye.

Polonez işçilerini direniş alanında ziyaret ettik.
Polonez işçilerini direniş alanında ziyaret ettik.

SOSYAL HAYATIMIZ YOKTU

Emine Erdal direnişte yer alan kadınlardan biri. “Fazla mesai yapıyorduk” diye söze başlayan Erdal şöyle devam ediyor: “Emeğimizin karşılığını alamıyorduk Belki hakkımızı alırız diye sendikaya üye olduk. İlk önce 13 arkadaşımızı işten attılar. Biz de onlara destek vermek için iş yavaşlattık. Bizi de attılar.” Direnişte kadın olmanın önemine değiniyor Erdal: “Kadın olduğumuz için bizi daha çok susturmaya çalıştılar, daha fazla çalışmaya mecbur bıraktılar. Ama başaramadılar. Sonuçta buradayız. Biz işte fazla fazla çalıştırılırken eve gidip bir de evde çalışıyorduk. Hiç dinlenemiyorduk. Sosyal hayatımız yoktu.”

Fadime Gülmez ise sözlerine boykot çağrılarını hatırlatarak başlıyor: “Herkesten boykot çağrımıza destek bekliyoruz. Kimse bizim taleplerimizi dinlemiyor. Valilik önüne gittik gözaltına alındık. Neden? Ne yaptık biz? Hakkımızı istedik sadece, suç mu? Artık sesimizi duyun.”

İşten atılmadan önce sendikaya üye olacaklarını duyan patronun kendilerini konuşmaya çağırdığını söyleyen Gülmez, "Bize dedi ki ‘Bir sorununuz varsa niye gelip konuşmadınız benimle.’ Ben 10 yıl çalıştım, o patron bir kere yüzüme bakmadı benim. Kapısının önünden geçmedim. Sendikaya üye olmasam beni ciddiye alıp konuşmazdı" diyor.

SESİM ÇIKACAK ELBET

Sırma İlhan ise geçen hafta katıldığı Sol Feminist Hareket'in Bursa'da gerçekleştirdiği mitingden güç aldığından bahsediyor: “Biz haftalardır burada direniyoruz ama sadece kadınların olduğu bir eyleme hiç gitmemiştim. Orada bulunmak, kadınların desteğini görmek bize daha da güç verdi.”

İlhan sözlerine şöyle devam ediyor: “Kadınlar olunca her direniş daha güçlü. Biz bu direniş alanında çok kadınız. Birlikte gülüyoruz birlikte ağlıyoruz. Ortamımız da daha neşeli oluyor. Valilik önüne gittiğimizde ters kelepçeyle gözaltına alınmıştık. Polis bana 'bu kadar erkeğin içinde neden bu kadar sesin çıkıyor, utanmıyor musun' dedi. O kadar zoruma gitti ki. Haksızlığa uğruyorsam sesim çıkacak elbet. Ama ne yaparlarsa yapsınlar. Bizi karalayamayacaklar. Biz kazanmaya inandık. Bugün bize en büyük destek Polonez ürünlerini almamak. Bu direnişin sonunda biz kazanamasak da kazanmış olacağız.”