WOW - Dünya Kadınlar Festivali İstanbul için geri sayım başladı. British Council’ın Türkiye Sanat Direktörü Aysun, “Festivalimizi #Birlikteyiz çağrısıyla duyuruyoruz çünkü bir araya gelmenin önemine inanıyoruz” diyor.

Kadınlar sanatıyla #Birlikteyiz diyor

Işıl ÇALIŞKAN

Kadınların karşılaştığı güçlükleri ve daha eşit bir dünya için ürettikleri çözümleri görünür kılmayı hedefleyen WOW-Dünya Kadınlar Festivali, 19-20 Mart arasında Müze Gazhane’de gerçekleştirilecek. Sanatın yeni bakış açıları kazandıran ve diyalog oluşturma gücüne dayanarak kültür ve sanat alanını sivil toplumla bir araya getiren festival; müzik, performans, sohbetler ve atölyeler yoluyla kadınların hikâyelerini ve seslerini paylaşan bir platform sunuyor. Dünya Kadınlar Vakfı ve British Council ortaklığında ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) desteği ile gerçekleştirilecek olan festival, İstanbul’da ilk kez fiziksel katılıma açık olacak. British Council’ın Türkiye Sanat Direktörü Esra Aysun ile konuştuk.

WOW - Dünya Kadınlar Festivali bu yıl ilk kez fiziksel olarak İstanbul’da gerçekleştirilecek. 2010’da Londra’da gerçekleştirilen bu festivalin İstanbul’a taşınması nasıl bir önem atfediyor?
İlk kez 2010’da Londra’da başlayan WOW Festivalleri, günümüzde 6 kıtada 30’dan fazla şehre yayılmış durumda ve biz de İstanbul olarak, 2020’den itibaren bu haritanın bir parçası olmaktan dolayı çok mutluyuz. Festivalin global ortaklarından biri olan British Council olarak, WOW Vakfı ortaklığıyla pandemi şartlarında geçen sene çevrimiçi başladığımız WOW İstanbul’u şimdi yüz yüze gerçekleştirecek olmak heyecan verici.
WOW Festivalleri’nin yaratıcı ve global bir metodolojisi var ama aslen bir şehir festivali olarak içerikleri yer aldıkları şehre göre şekilleniyor. Festivalimizin, Türkiye’nin toplam nüfusunun neredeyse yüzde 20’sine ev sahipliği yapan ve yarısı kadınlardan oluşan 15 milyonluk İstanbul’da olması ve diğer coğrafyalardaki festivallerle bir bağ kuruyor olması çok değerli. WOW İstanbul Festivali’ni var eden konuşmacılar, sanatçılar, STK’ler ve tüm katılımcıların sesleri artık WOW Global ailesinin de bir parçası. İstanbul tüm dünya dinamiklerini - iklim krizi, derin yoksulluk, savaş, göç, eşitlik mücadelesiyle birebir yansıtan bir metropol. Biz bu şehirde, sadece kendi ülkemizin değil tüm dünya dengelerinin yansımalarıyla var oluyoruz. Festivalimizin de açtığı yaratıcı platformla sadece sivil toplum ve kültür sanat alanı aktörlerinin değil, şehir yaşayanlarının seslerini, dayanışmalarını görünür kılmasını amaçlıyoruz.

İlk yılında çevrimiçi gerçekleştirilen Dünya Kadınlar Festivali İstanbul nasıl değerlendirildi?
2017’den beri ön etkinlikleriyle programımıza aldığımız ve aslen 2020’de gerçekleştirmek üzere çalıştığımız festivali, daha önce hiç tecrübe edilmemiş bir şekilde pandemi şartlarında çevrimiçi olarak gerçekleştirmek çok özel bir deneyim oldu. Festivalin yüz yüze olmasını planladığımız bölümlerini, biz aslen gene yüz yüze ama seyircisiz olarak şubat ayı içerisinde yaptığımız çekimlerle gerçekleştirdik ve festival tarihlerimizde bir film olarak YouTube kanallarımızdan paylaştık. Açıkçası çekimlerde kısıtlı sayıda kişi olarak bir araya gelebilmiş olmak bile bize güç verdi ve seyircimizle yüz yüze gelemesek de Türkiye çapında toplam 80 ilden seyirci çekebilmiş olmak ve dünyada üç milyon izleyiciye ulaşmak ne kadar kalabalık olduğumuzu gösterdi.

Kadınların bu festivalde bir araya gelmesi neden önemli?
Festivalimizi #Birlikteyiz çağrısıyla duyuruyoruz çünkü bir araya gelmenin, başkalarının hikâyelerini dinlemenin önemine inanıyoruz. Her hikâye birbirinden başka ve değerli. WOW İstanbul’un yaratıcı platformu ise tam da bu hikâye anlatıcılığı üzerine kurulmuş bir yapı. Festivalde dinleyeceğimiz birbirinden bambaşka gerçeklikten ve yapılardan gelen kadınları bir araya getiren ortak yön ise başkalarının hikâyelerinden ilham alabilecek olmaları ve ilham verebilecekleri inançları.

Sanatın dayanışmadaki rolünden bahsedecek olsanız neler söylersiniz?
Sanat müthiş bir kolaylaştırıcı. Hepimizin kendini güvende hissedebileceği, kapsayıcı ve de yakınlaştırıcı bir alan yaratabiliyor. Bize nefes oluyor ve dayanışmak için de güç veriyor. Biz de bu sene festivalde özellikle müzik bölümümüze bu nedenle çok ağırlık verdik. Her yaştan, her deneyim skalasından hem Türkiye’den hem Birleşik Krallık’tan müzisyenler şarkılarıyla bize esin olacaklar. Festival katılımcıları olarak, birbirimize ses olmak üzere hep beraber müziklerine eşlik edeceğimize inanıyorum. Konserlerimizin yanı sıra BeatzbyGirlz ortaklığı ile ‘Benim Şehrim, Benim Sesim’ projesi kapsamında yollarımızın kesiştiği genç kadın müzisyenlerin kısa performanslarını da heyecanla bekliyorum.

Kadınlara buradan iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
Herkesi, #Birlikteyiz diyebilmek için festivalimize çağırıyoruz. İzleyicilerimize, eşzamanlı programlardan kendi istek ve tercihlerine göre kendi festivallerini yaratabileceklerini de belirtmek isterim.