Lıza Featherstone 8 Mart 1917 gününde Rus kadınlar Çarlık düzenini sona erdirmek için harekete geçtiler. Bugün dünyanın dört bir yanında kadınlar onların izinden yürüyorlar. Bu yıl kadınlar günü MetLife, Amazon, McDonald’s ve bazı başka şirketlerin sponsorluğunda – ya da en azından belirlenen ‘uluslararası web sayfası’ öyle… Kapitalistler istedikleri kadar sponsorluk etsin, hashtagler-sloganlar üretsinler; kadınlar gününün […]

Kadınlar tüm dünyada grevde

Lıza Featherstone

8 Mart 1917 gününde Rus kadınlar Çarlık düzenini sona erdirmek için harekete geçtiler. Bugün dünyanın dört bir yanında kadınlar onların izinden yürüyorlar.

Bu yıl kadınlar günü MetLife, Amazon, McDonald’s ve bazı başka şirketlerin sponsorluğunda – ya da en azından belirlenen ‘uluslararası web sayfası’ öyle… Kapitalistler istedikleri kadar sponsorluk etsin, hashtagler-sloganlar üretsinler; kadınlar gününün ‘radikal’ bir geçmişi vardır. 1909 yılında ABD’deki Sosyalist Parti 8 Mart’ı Ulusal Kadın Günü ilan etti – amaç, 1908 yılındaki dokumacı kadınlar grevini onurlandırmaktı. Bir sene sonra Alman sosyalist-feminist Clara Zetkin Dünya Emekçi Kadınlar Günü fikrini ortaya attı. 1913 yılına gelindiğinde birçok sol parti 8 Mart’ı Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak tanımıştı.

1917 yılına gelindiğinde işler ciddileşti: Rus dokumacı kadınlar işi bıraktılar, dünya savaşına ve kölelik benzeri çalışma koşullarına karşı kitlesel protestolar düzenlediler, hep bir ağızdan ‘Ekmek ve Barış’ talep ettiler. Eylemler ve genel karmaşa esasında Çar Nikolay istifa etti ve böylece Bolşevik Devrimi olarak bilinen olaylar dizisi tetiklenmiş oldu.

İSPANYA’DAN BREZİLYA’YA…

Bu tarihsel anekdotlardan daha da etkileyici olanı şu ki, 2019 yılında dünyanın dört bir yanında kadınlar Dünya Kadınlar Günü’nde greve gidiyorlar.

Arjantin, İspanya ve İtalya’da sendikalar emekçi kadınların baskısıyla greve gidiyorlar ve ‘eylemin aşağıdan yukarıya organize edilebileceğini’ ortaya koyuyorlar.

Arjantin’de de iki sendika grev çağrısı yaptı – grevlerin nasıl organize edileceği iş kurumuna göre değişecek. Grevin yanı sıra başlıca Arjantin şehirlerinde eylemler düzenleniyor ve her birine binlerce kişinin katılacağı tahmin ediliyor.

İspanya’da öğretmenler sendikası da dahil olmak üzere çeşitli sendikalar 24 saatlik grev çağrısı yaptı. İspanya’da geçen sene de milyonlarca kadın greve gitmişti.

İtalya’da çeşitli radikal sendikalar grev çağrısı yaptı. Fakat çeşitli sektörlerde çalışan emekçi kadınlar, kendi sendikalarına da grev çağrısı yapmaları için baskı yapmaya başladı. Geçen sene İtalya’da ulaşım sektöründeki grev havayolu, demiryolu ve karayolu trafiğini tüm ülkede etkilemiş, grev toplu taşıma sistemine de yayılmıştı.

Belçika ve Yunanistan’da da kadınlar uluslararası greve ilk kez destek veriyorlar. Yunanistan’da kadınlar kemer sıkma politikalarının kadınlar üzerindeki etkilerine vurgu yapıyor, bunun yanı sıra ücret adaletsizliğine dikkat çekiyorlar. Ülkede görev yapan memurlar Selanik, Girit, Atina gibi şehirlerde iş bırakma eylemi yapıyorlar.

Fransa’nın büyük sendikaları da greve destek veriyor – grev, ücret adaletsizliği nedeniyle kadınların teknik olarak ‘bedavaya çalışmaya başladığı’ 15:40’da başlayacak şekilde planlandı. Dünya Kadınlar Günü grevleri geçmişte çeşitli ülkelerde bu yaklaşımı benimsemişti ve ücret adaletsizliği konusunda güçlü mesajlar verilmişti.

Berlin’de feministler yürüyüşler ve grevler düzenliyorlar. Berlin barlarından biri ‘grev sonrası spa’ etkinliği yapacak ve erkekler kadınlara içki ikram edip, yürüyüş sonrası ayak masajı yapacak.

İrlandalı kadınlar iş bırakma eylemleri planladılar ve kısa süre önce kazandıkları kürtaj hakkının Kuzey İrlanda’daki yoldaşlarına uzanmasını talep ediyorlar.

İngiltere’de seks işçileri grev yapıyor. Seks işçiliğinin yasallaştırılmasını ve eksiksiz işçi hakları kapsamına alınmasını talep ediyorlar.

İzlanda’da Dünya Kadınlar Günü grevleri köklü ve güçlü bir gelenek haline geldi. Otellerde görev yapan temizlikçiler sendikalarının sağladığı fon desteğiyle tam gün grev yapacaklar.

İsviçre’de çeşitli sendikalar bir araya geliyor ve kendi kararlaştırdıkları 14 Haziran gününde greve gidecekler –bu zengin ülkede yüzde 42,9’a varan gelir adaletsizliğini protesto edecekler.

Brezilya’da grev planlanmadı; fakat yüz binlerce, hatta belki milyonlarca kişinin katılması beklenen protestolar düzenleniyor. Brezilya’da aşırı sağcı lider Jair Bolsonaro’ya en büyük tepki ülkenin feministlerinden geldi.

Meksika’da da aynı şekilde grev yok; ancak ondan fazla şehirde protestolar düzenleniyor. Geçen sene Zapatistalar Chiapas’ta 4-5 bin kişinin katıldığı bir eylem düzenlemişlerdi.

ABD’deki kadınlar 2017 yılındaki Dünya Kadınlar Günü grevine şevkle katılmışlardı. Bu yıl ise Dünya Kadınlar Günü grevleri çatısında organize olmak yerine, solcu ve sosyalist feministler önderliğinde işyeri özelinde organize edilen grevlere destek verdiler. Aynı zamanda ülke çapında yürüyüşler düzenlenecek.

KÜRESEL ÖRGÜTLÜLÜK

Henüz bu ay satışa çıkan Yüzde 99’un Feminizmi başlıklı kitabın yazarlarından Cinzia Arruzza’nın söylediğine göre; aynı anda pek çok ülkede tanıklık ettiğimiz grevler, iş bırakma eylemleri ve kitlesel yürüyüşler kadınların küresel ölçekte organize olduklarını gösteriyor.

Neoliberalizm, kadınları bilhassa kötü etkiliyor. Arruzza bir tür “sosyal üreme krizinden” söz ediyor; kemer sıkma politikaları çocuk bakımı, eğitim benzeri birçok kamu hizmetinde kesinti yaşanması anlamına geliyor ve bunlar da kadının ev içi sorumluluklarını büyük oranda artırıyor, aynı zamanda memuriyette olanların da iş yüklerini artırıyor. Bir yandan da işçi maaşları düşüyor, sosyal güvenlik ağları zayıflıyor. Bunun bir sonucu olarak kadınların zararlı ilişkilerden ve çalışma koşullarından uzaklaşma şansı azalıyor.

Kadınların bu sene de işyerlerini terk etmelerine ve sokağa dökülmelerine şaşırmamalı. Sponsorların ürettiği kurumsal sloganlar mide bulandırıcı olsa da sokakta yürüyenlerin kendi sloganları var: #LaHuelgaFeminista2019! (Feminist grev 2019)

Çeviren: Fatih Kıyman
Kaynak: Jacobin Mag