Google Play Store
App Store

Tasarım Melek Zeynep Bulut'tan, emek Kasımpaşalı kadınlardan. Mimar ve tasarımcı Bulut’un “Duo” (İki) adlı eseri, ekim ayında Londra Tasarım Festivali’nde sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.

Kadınların emeği Londra yolcusu
Fotoğraf: Londra Tasarım Festivali

Emrah KOLUKISA

Mimari, tasarım ve sanat, her biri farklı disiplinler olsa da birbirinden çokça beslenen, birbirini dönüştüren ve yeni yaratılara yol açan alanlar. Güzel sanatlar kökenli mimar ve tasarımcı Melek Zeynep Bulut tüm bu disiplinleri harmanladığı sanat eserlerinde matematiğin önemini vurgulayan ve yaratıcılığında bu kanaldan ilerleyen bir isim. Son iki yıldır “Açık Yapıt” adlı eseriyle bir hayli adından söz ettiren ve yurt dışından ödüller alan sanatçı şu sıralar “Açık Anıtlar” adını verdiği serinin ikincisi olan “Duo” (“İki”) adlı eserini sergilemek üzere Londra’ya gitmeye hazırlanıyor.

Londra yolculuğu öncesi Kasımpaşa’daki bir avize imalathanesinde bir araya gelerek “Duo”nun bir nebze olsun nasıl bir iş olduğuna baktık ve sanatçıyla kısa da olsa sohbet imkânı yakaladık. Yaklaşık 3 hafta boyunca bu atölyede mahallenin kadınlarıyla birlikte eserin parçalarını üreterek nakliye için hazır hale getiren Melek Zeynep Bulut, temelde mimari bir unsur olan tonozu işinin merkezine koymuş ve yaklaşık 15 metre uzunluğunda, 6,5 metre yüksekliğindeki “Duo” için 7000 akrilik küp üretmiş. Bir yerleştirme olarak da ele alınabilecek “Duo”nun Londra’daki ikonik Painted Hall’da nasıl bir görünüm alacağını ise sadece çizimlerle anlamaya çalışıyoruz; gerçek deneyimi ancak eser Türkiye’de sergilendiğinde tam olarak algılayacağız.

Melek Zeynep Bulut

Melek Zeynep Bulut İngiltere’deki Londra Tasarım Bienali’nde sergilenen ve ödül alan “Açık Yapıt”ın ardından Londra Tasarım Festivali tarafından davet aldığını söylüyor ve ekliyor: “Festivalin her yıl ‘Landmark’ yani ‘Köşetaşı’ projeleri oluyor. O senenin temasını, konusunu belirleyen projeler bunlar ve bizi de bu yıl bu proje için davet ettiler. Ben de bunu, yani “Duo”yu yolladım, ikinci bir seçenek dahi yollamadım. Temaları da bu arada ‘Dualite’ ve bizim eserle bütünleşmiş durumda, bu da ayrıca bizi mutlu ediyor. 70 ülkeden binlerce katılımcı var ama bizimki gibi ‘landmark’ proje 2 ya da 3 tane var sadece. Diğer ‘Landmark’ projeler de sponsorların ürünleri aslında, örneğin içki markası var bir sponsor, onun şişelerinden bir enstalasyon yapmışlar. Bizimki o anlamda farklı. Londra Tasarım Festivali’nin projesi bu aslında, yani işin tasarım ve üretim tarafındayız biz. Projemiz hemen kabul edildi ve bize Painted Hall’u önerdiler. Muhteşem bir salon gerçekten ve bizim işin ölçeklerine uygun büyüklükte, çünkü başka bir mekân için küçültmeye kalksak dekoratif bir işe dönüşürdü ve tüm duygusunu yitirirdi.”

İngiltere’nin ‘Sistine Chapel’i olarak da anılan ve 18. yüzyıl başlarında inşa edilen Painted Hall tam da Greenwich’de yani dünyanın sıfır noktası olarak adlandırılan yerde bulunuyor. İçindeki çizimler gerçekten de ilk bakışta Vatikan’daki o ünlü Sisitine Chapel’i akla getiriyor. “Duo”nun bu 3700 metrekarelik devasa salona yerleştirilmesiyle ziyaretçiler mekân içinde ikinci bir mekân gibi konumlandırılan eserin içine girip yürüyerek ya da etrafında dolaşarak bu özel deneyimi yaşayacaklar.

Basın bülteninden alıntılamak gerekirse, eser “içinde var olduğumuz bedeni bir çeper kavram olarak tekrar ele almaya güçlü bir atıf yapıyor. Bu çok duyulu tonoz, mekânda asılı bir deri gibi hareket ediyor ve ağır kavramları hafif, ahenkli hâle getiriyor. Dualite kavramını bir karşıtlık değil, birleşme, bütünleşme olarak ele aldığını ifade eden sanatçı; eseri, fizik ve algı kurallarını ironik hâle getirerek, insanlık var olduğundan bu yana temel bir soru olan madde ve anlam karşılaştırmasını üst ve bütünleştiren bir yaklaşım olarak nitelendiriyor.”

Bentley, Victoria & Albert Müzesi ve Londra Belediyesi gibi kurumların ev sahipliğinde yapılacak Londra Tasarım Festivali, uluslararası yeteneklere odaklanarak, “yaratıcılık, yenilik ve dünyamızı şekillendirmek için tasarımın gücünü” kutlamayı hedeflediği yeni bir misyonu ağırlıyor. Yaratıcı yetenekleri şehrin simge yapıları ile buluşturan festival, yüzbinlerce ziyaretçiyi ve onlarca ülkeyi ağırlayan, dünyanın en önde gelen tasarım festivallerinden biri olarak kabul ediliyor.