İster bireysel bir direngenlikle ister feminist bir örgütlenmeyle olsun mücadeleyi bırakmayan kadınlar baskılara rağmen her gün yeniden ayağa kalkıyor. ‘Kırmızı Bisiklet’ de bu yolda atılmış umut verici adımlardan biri.

Kadınların hikâyelerine kulak verin
Mehmet Yapar

Nilgün TAYLAN

Bir bisiklet ne işe yarar?” diye sorsak, birbirinden değerli onlarca cevap bulabiliriz. Ancak Mehmet Yapar’ın cevabı oldukça farklı ve etkili. Zira Yapar, bisikleti bir ulaşım aracı olarak kullanmanın dışında ona bir de misyon yüklüyor ve onca zorluk altında kalmasına rağmen mücadele etmeyi bırakmayan kadınların hikâyelerini bizlere ulaştırıyor.

1981’de, Ankara’da doğan Yapar, ailesiyle beraber uzun bir süredir İstanbul’da yaşıyor. Şehrin kaotik yapısı, bitmek bilmeyen koşuşturmacası onu da olumsuz etkilediğinden bir gün bir bisiklet almaya karar veriyor. Hem de 60’lardan kalma kırmızı bir bisiklet. İlk zamanlar kısa mesafeli yolculuklara çıkıyor. Sonra yolu biraz daha uzatıyor. Hızını kendi belirlediği, istediği yerde mola verdiği bu yolculuklarda adeta şehrin farklı bir yüzünü görüyor; daha evvel dikkat etmediği ayrıntılarla karşılaşıp bir sürü insanla tanışıyor ve onların anlattığı hikâyeleri ‘Kırmızı Bisikletim’ adlı bir Instagram hesabında paylaşmaya başlıyor.

Şimdilerde yaklaşık 227 bin takipçisi bulanan ‘Kırmızı Bisikletim’, birbirinden değerli kadın hikâyelerine sahip bir hesap olarak insanlara güç vermeye devam ediyor. Müptela Yayınları da bu oluşumu daha çok insana duyurup farkındalığı artırmak için Yapar’ın hikâyelerinden derlenen bir kitap hazırladı: ‘Kırmızı Bisikletim: Yaşanmış Kadın Hikâyeleri’.

‘Kırmızı Bisikletim’, ‘Kadınlar Vardır… Kadınlar Her Yerde’ ve ‘Adı Bende Saklı…’ başlıklarında iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde, aralarında Yazar Bahar Eriş, yine bir yazar olan Defne Ongun, bale sanatçısı İlke Kodal, eski eşini Çorlu Tren Kazası’nda kaybeden Mısra Öz gibi bilindik isimlerin de bulunduğu pek çok başarı hikâyesiyle karşılaşıyoruz. İkinci bölümdeyse ismini gizleyen kadınların hikâyeleri var. Burada okuduklarımız biraz daha sarsıcı ve travmatik olaylar, fakat hepsinin sonu öyle yerlere bağlanıyor ki, her bir kadının hayatın zorluklarına ve insanların kötülüklerine karşı gösterdikleri direnişe alkış tutarken buluyoruz kendimizi.

KIRMIZI BİSİKLETİM, Yaşanmış Kadın Hikâyeleri, Mehmet Yapar, Müptela Yayınları, 2022KIRMIZI BİSİKLETİM, Yaşanmış Kadın Hikâyeleri, Mehmet Yapar, Müptela Yayınları, 2022

Aslında iki bölümde de anlatılan hikâyeler birbirine benziyor. Kadınlar cinsiyet ayrımcılığı sebebiyle hayatın pek çok alanında ikinci sınıf insan muamelesi görüyor ve sürekli psikolojik-fiziksel şiddete maruz kalıyorlar. Ancak her şeye rağmen verilen bu destansı mücadelelerse bizlere şunu hatırlatıyor:

Bütün şartlar aksini söylediği halde hayata sıkıca sarılan güçlü kadınların başaramayacakları hiçbir şey yok. Tek mesele savaşa devam etmek!

‘ÇOK İYİ BİR SAVAŞÇIYDIN!’

Kitaptaki en etkileyici hikâyelerden biri Asya Koşal’a ait. Koşal, 17 Ağustos 1999 Depremi’nde eşini, iki çocuğunu ve sağ koluyla sağ bacağını kaybediyor. Enkaz altında geçirdiği 3 günden sonra yoğun tedavi süreci görüyor, ancak direnmeyi bırakmıyor. 12 yıl sonra aşkı yeniden bularak biraz daha güç kazandığında hepten silahlarını kuşanıyor ve vaktiyle en sevdiği hobilerinden biri olan örgüye yeniden merak salıyor. “Bir insan tek eliyle nasıl örgü örer?” diye sorduğunuzu duyar gibiyim. İşte Koşal bu mucizeyi gerçekleştiren bir kahraman. Tüm bunların yanında şimdilerde üniversite öğrencilerine motivasyon konuşması yaparak onlara mücadele etmenin önemini anlatıyor.

Genç yaşta Akdeniz anemisi teşhisiyle tedavi görmeye başlayan Sema Sırtıkkızıl da bir başka kahraman. Sırtıkkızıl bir yandan tedavisiyle uğraşırken bir yandan da iş hayatına atılıyor ve kuzeninin yanında inşaatta amelelik yapmaya başlıyor. Sadece bu kadar da değil. Çok sıkı çalışıp ustaları izliyor, zamanla işin bütün inceliğini kavrıyor ve nihayetinde kendi inşaat şirketini kuruyor... Başarılı bir iş insanı olarak zorluklara karşı yenilmediğini her gün yeniden ispat etmekten daha büyük bir mutluluk var mı?

İkinci bölümde yer alan 28 yaşındaki isimsiz kahramanımızsa aile içi şiddet mağdurlarından biri. Annesiyle birlikte babasının fiziksel ve psikolojik şiddetine maruz kalarak büyüyor ve babasının yalanları yüzünden birbirinden kötü paranoyalarla yıpranıyor. Kendini çaresiz hissettiği bir gün intihara teşebbüs edip kurtarılsa da baba şiddeti hiç bitmiyor. Biraz büyüdüğünde çözümün boşanmada olduğuna inanıyor, ancak boşanma gerçekleştiği halde üstlerindeki baba lanetinden kolay kolay kurtulamıyor... Şimdilerde babasından uzakta yeni bir hayat süren kahramanımızın sabrı ve mücadele azmi örnek alınmaya değer.

HER ŞEYE RAĞMEN MÜCADELE ETMEK

‘Kırmızı Bisikletim’in ilk bölümünde 31, ikinci bölümünde 22 kadın hikâyesi mevcut. Hepsi de yukarıda örneklerini verdiğimiz gibi hayatın içinden ve alabildiğine gerçek. O kadar ki, kitabı okurken muhakkak benzeri bir olayı yakınlarımızda gördüğümüzü/duyduğumuzu anımsıyoruz. Zira bu topraklarda kadınlar hep benzer dertlerden muzdaripler. Bunu ben söylemiyorum, hemen her gün sosyal medyadan gördüğümüz şiddet ve cinayet haberleri söylüyor. Sadece 2022’nin şu gününe kadar işlenen kadın cinayeti sayısı 241 olduğunu söylemem bile nasıl bir toplum içinde yaşadığımızı görmeye yeterli olacaktır sanıyorum.

Ancak bu bir yas değil, isyan! İster bireysel bir direngenlikle ister feminist bir örgütlenmeyle olsun mücadeleyi bırakmayan kadınların bütün baskılara rağmen her gün yeniden ayağa kalktıklarını görüyoruz. Kırmızı Bisiklet de bu yolda atılmış umut verici adımlardan biri. E o zaman bir kez daha tekrarlayalım: İstanbul Sözleşmesi Yaşatır!