Kadınların sözleşme savunması: Hür doğdum hür yaşarım…

Havva GÜMÜŞKAYA

Kadınların haklarını için verdikleri savaşta kritik bir gün yaşandı. Ülkenin dört bir yanından gelen kadınlar, Danıştay’daki İstanbul Sözleşmesi davası için Başkent’te buluştu. 28 Nisan’da görülen ilk duruşmada salonlardan taşan kadın avukatlar, bir kez daha Danıştay binasını sarstı.

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptali talebiyle siyasi partilerin ve baroların da aralarında bulunduğu kuruluşlarca açılan 200’e yakın davadan 15’inin duruşması Danıştay 10. Dairesi’nde görüldü. Bu tarihi davayı izlemek üzere İstanbul Barosu’ndan avukatlar otobüslerle Ankara’ya doğru yola çıktı. Bu haberi izlemek üzere ben de o otobüse bindim.

Otobüsün içi kıpır kıpır. Kimsenin uyumaya niyeti yok. Bu sırada arka fonda kadın eylemlerinin de sloganı haline gelmiş meşhur şarkısı çalıyor; “Hür doğdum hür yaşarım. Kime ne, kime ne. Canım nasıl isterse gezer eğlenirim...” Kadınlar, hep birlikte parçaya eşlik ediyor…

Ankara’ya sabahın ilk saatlerinde böyle bir enerjiyle ulaşıldı. Sabah saatlerinde Danıştay’ın bahçesinde bir araya gelen yüzlerce kadının birbirini tanımamasına rağmen kucaklaşması dayanışmanın göstergesiydi.

28 Nisan’da Danıştay tarihine geçen dava hala hafızalarda, basın açıklaması öncesi kadınlar kendi aralarında bunu konuşuyor. Konferans salonunda görülen duruşmada da tüm salon, merdivenler dahil doluydu. Görülen 20 dava ile ilgili konuşan avukatların hepsi sözleşmenin uygulandığı dönemde yaşanan kadın cinayetlerine dikkat çekti.

Konuşan her avukat birbirinden farklı örneklerle koruma kararına rağmen katledilen kadınların hikayelerini anlatıyor.

Katledilen kadınların fotoğraflarını taşıyan aileler, bu fotoğrafları mahkeme heyetine adeta delil olarak gösteriyor. Tüm salon tüyleri diken diken olmuş bir şekilde Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Müjde Tozbey Erden’in savunmasını dinlerken kayıp yakınları mahkeme heyetinin karşısına dikiliyor.

İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlar için hayati önemde olduğu vurgulanıyor. Kadın avukatların adeta tarihe geçecek savunmaları salonda dakikalarca alkışlanıyor. Avukat Özge Yücel, “Savunma deniyor ama biz davalı değil davacıyız. Ama evet yaşamımızı savunmak için burada bulunuyoruz” diyor.

kadilarin-sozlesme-savunmasi-hur-dogdum-hur-yasarim-1025930-1.

Mahkeme heyetine “Bu tarihi karar sizin elinizde, iptal edin bu kararı” diyen avukat Hülya Gülbahar'ın ardından konuşan Avukat Şenal Sarıhan, 7 kişilik mahkeme heyetinde sadece bir üyenin kadın olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor: İşte eşitsizlik burada.

“Karşınızda yüzlerce kadın var” diyen Sarıhan’ın savunması duruşmaya damga vuran sahnelerden biri oluyor: “Sokakta hepimiz varız. En geniş, en büyük kadınlar olarak sokakta biz varız ve biz bir çığlığı ifade ediyoruz. Biz bu 20 yılı sevmiyoruz. Kadınların yanında olmadığı için haklarımızı giderek elimizden aldığı için son 20 yılı sevmiyoruz. Ama kadınlar birbirini seviyor, kadınlar burada. Size güveniyoruz. Ben kararınızı, vicdanınıza sorarken kızınızı, eşinizi, annenizi anımsayarak verin demek istiyorum.”

SOL Parti adına savunma yapan Avukat Selin Nakıpoğlu, sözleşmenin ilk maddesini okuyarak soruyor: “Bugüne kadar hiçbir yükümlülüğü uygulanmayan sözleşmenin bu maddesi nasıl birilerini rahatsız edebilir? Benim ilk aklıma gelen soru bu oluyor. Karanlığa ışık yakın. Bizim bu ışığa çok ihtiyacımız var.”

Sabah saatlerinden itibaren yapılan savunmalarda İstanbul Sözleşmesinin kadınların için, çocuklar için, şiddetsiz bir hayat isteyen herkes için ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışan avukatlara karşın davalı tarafın avukatları, davanın reddini talep etti ve sözleşmeden çekilmek kadın hakları açısından bir sorun oluşturmayacağını iddia etti.

Davacı avukatların üslubunu ‘ders verme edası’ olarak tanımlayan avukat Gülbahar, “Parmak sallayan bir savunma yapıldı” diyor.

Davalı tarafın bu savunması ise salondakiler tarafından kınandı. Davalı avukatların savunmalarının ardından konuşan Gülbahar: “Anayasa’dan gidelim. Bizim, bir sürü yerini eleştirdiğimiz 82 Anayasasını savunmak durumunda bırakan sisteme itirazımız var. Davalı tarafın bütün itibar kırıcı sözlerini kendisine aynen iade ediyoruz... Anayasa madde 90 çok açık, yoruma gerek yok, okumaları ve anlamaları yeterli. Bu Anayasa artık yürürlükten kalktıysa söyleyin hiç uğraşmayalım!”

Gülbahar'ın bu sözleri sonrasında salonda alkış kopuyor. Ve Danıştay Savcısı bir kez daha İstanbul Sözleşmesi’nin iptali kararının iptal edilmesini talep ediyor. Kadınlar, İstanbul’a dönüş yolunda daha güçlüler.