Kulluk mu, yarı-yurttaşlık mı, yurttaşlık mı, Dünyadaşlık mı? Dünyadaşlık ile yurttaşlık iç içe, benim için. En verimli kalemlerimizden Çetin Altan’la sohbetim bir davete icabet edişiyle oldu, Altmışlarında, kalıplara sığmayan bir enerji yoğunluğuydu. Baktığı kişide özgüven arttırıyordu. Kibar bir eğitimcilik. Çektirilen acılara rağmen ve epey de o nedenle hukukçu, yazar, siyaseti değil verimliliği öven ama sorumluluk […]

Kulluk mu, yarı-yurttaşlık mı, yurttaşlık mı, Dünyadaşlık mı? Dünyadaşlık ile yurttaşlık iç içe, benim için.

En verimli kalemlerimizden Çetin Altan’la sohbetim bir davete icabet edişiyle oldu, Altmışlarında, kalıplara sığmayan bir enerji yoğunluğuydu. Baktığı kişide özgüven arttırıyordu. Kibar bir eğitimcilik. Çektirilen acılara rağmen ve epey de o nedenle hukukçu, yazar, siyaseti değil verimliliği öven ama sorumluluk gereği siyasetçi de olan Dünyadaş bir yurttaş. Nasreddin Hoca’nın torunlarından. Nice göle maya çaldı, iyi ki: yapıtları var. 1968’de, kırkında, radyoda “Dostlarım,” seslenişi yine kulağımda.

Kaf Dağı. Kaf harfi. Kelimenin “tarla kenarlarındaki yüksekçe toprak setler,” anlamı da varmış. Kaf Yayıncılık. Hem tarla hem verim koruyucu. Zarif güneş İshak Reyna kurdu, yönetti, sağ olsun. Kapitalizm krizsiz olabilir mi? Ama neyse ki sağlıklı doğumlar olabildi; Kaf Yayınevi kültür tarihimizde saygın bir yer edindi.

Çetin Altan’ın Sobe adlı fıkralar seçkisi Reyna’nın kazandırdığı kitaplardan. Tek sözle: nefis. Hazırlayan: Solmaz Kâmuran. Karikatürler: Semih Poroy. Grafik tasarımcısı teşekkür borçlu olduğum bir başka usta: Timuçin Unan. Dilerim bu kısa başyapıt yeniden basılır -hem de önümüzdeki bahar, kuzey yarıkürede.

Sevgili arkadaşım Mehmet Altan’ın “Darbelerin Ekonomisi” adlı yapıtı da yeniden basılır, umarım. Otuz yıl önce övgüyle dikkat çekmiştim. Ek bölüm iyi olur.

Şimdi lütfen Çetin Altan ile şu renkli söyleşiyi okur musunuz?
https://www.biyografi.info/kisi/cetin-altan
Hâlâ hapiste olan Ahmet Altan zaten okumuştur, bilir. Umarım yakında babacığını birlikte anarız, yudumlarla, süzüntülerle.
Kaf Dağı’nın ardı kapkara değil; tan al al.

Kadıköy Maarif Koleji ile Anadolu Lisesi’nden Yetişenler Derneği olarak bir başka Salı buluşmamızda Salâh Birsel de konuk olmuş, dolu bir dinginlikle bakıp “İmzanız var,” demekle ödül vermişti. Yapıtlarıyla yaşayanlar arasında Birsel de. Verimli bir seldi; ne mutlu ona, biz okurlarına.

“Küresellik mi, yerellik mi?” ikilemi akıla zarar. “Küyerellik” küresel ile yerel sözlerinin sentezi: Olobal-lokal: glokal. Küyerel denmesi önerilmiş. Marx kapitalist küreselleşmeyi öngörmüştü. Nasıl bir küreselleşme? İşte soru bu. Alternatif küresellik. Nasıl bir sosyalizm? Küyerel imecelerle mi? Bu terimi benimseyen bir oluşum var: Küyerel Düşünce Enstitüsü: https://www.kuyerel.org

Elli yıl önce kızdığım BM için artık –yine eleştirellikle- “hiç yoktan iyi” diyorum, ama sonuçta ağırlıklı olarak hükümetler alanı. Eş-evrilen (birlikte evrilen) hareketler ve yapılar gerekli ki BM daha olumlu işleyebilsin, dünya toplumu oluşup gelişebilsin. Dünya Uygarlığı (Earth Civilization) serpilebilsin. Farkları ne olursa olsun geçmişte kalan Osmanlı ile ve günümüzdeki Suudi Arabistan gibi aile devletleri demode; ama sorunlarıyla birlikte ulus devletleri geçersiz değil; demokratik ve verimli kılmalıyız. Birleşik Krallık’ın Birleşik Cumhuriyet’e dönüşmesi de görece yakındır; İngiltere ile çevresinde bu yönde kararlı bir hareket var.

İnsanlık yol ayırımında. Shakespeare’in “To be or…” sözü bugün özel bir değer taşıyor. Bu nedenle Hamlet çevirimi temel alan oyunlu sunuşum 27 Şubat Çarşamba 19.00 Emre Kınay Oyunculuk Akademisi (EKOA) – Pera şubesinde: Tepebaşı’nda Odakule yanı, Çavuşoğlu İş Merkezi Meşrutiyet Cd. No:131, Kat: 6. (http://emrekinayakademi.com)

Anahtar sözler: İshak Reyna, Kaf Yayıncılık, Çetin Altan, Mehmet Altan, Ahmet Altan, Salah Birsel, Timuçin Unan, Solmaz Kâmuran, Semih Poroy, Kadıköy Maarif Koleji, Marx, küyerellik, Küyerel Düşünce Enstitüsü, Shakespeare, Hamlet, EKOA-Pera.