Tuvalet kâğıdından ambalaj kâğıdına, dergiden gazeteye kâğıtla işi olan sektörde herkes ‘ekonomist gibi’ dolar kurunu takip ediyor. Matbaalar karton üretmeye başlarken gazeteler fiyat artırma yoluna gidiyor.

Kâğıttan sebepler

Filiz Gazi

Kâğıdın kullanıldığı sektörler zor zamanlardan geçiyor. Zira kâğıt fiyatları her geçen gün artıyor. Bunun altında ise dışa bağımlılık var. Tuvalet kâğıdından yazı kâğıdı yapımına kadar kullanılan kâğıt hammaddesi selüloz, 2005 yılından bu yana Türkiye’de üretilmiyor. Bu tarihten itibaren dışa bağımlı olan kâğıt sanayisi dolar kurundaki oynaklık ve dış piyasada yaşanan gelişmelere karşı en savunmasız alanların başında yer alıyor. Fiyat artışları internetten yapılan alışverişlerin artmasıyla birlikte karton paketlere ve ambalaj kâğıdından dolayı da gıda ürünlerine etki ediyor.


2020 yılında 3,2 milyar dolarlık kâğıt ithal edilen ülkede ithalat giderek pahalılaşıyor. Sonuç olarak doğrudan matbaacılık ve yayıncılık sektörünü dahası kâğıtla işi olan herkesi etkiliyor. Tüketiciler ise zamlarla karşılaşıyor.

Gazeteler çareyi fiyat artımakta arıyor, matbaalar ise karton üretimine geçiyor.

PAKETLEMEDE KULLANILAN KARTONA TALEP VAR

İlk olarak matbaacı Veysel Arslan ile sektörde yaşanan sorunları konuştuk. Arslan yayın dünyasını ilgilendiren üçüncü hamur kâğıt üreticilerinin çoktandır fabrikalarını kapatıp, karton üretime geçtiklerini bilgisini veriyor. Bunun sebebini ise şöyle açıklıyor:

kagittan-sebepler-941124-1.
Veysel Arslan - Matbaacı



“Dünyada özellikle pandemi ile birlikte paketlemede kullanılan kartonun tüketimi arttı. Şu an dünyanın hiçbir yerinde rahatlıkla üçüncü hamur kâğıt temin edilemiyor.”

Arslan, kâğıt ürünlerinde dışa bağımı olduğumuzu hatırlatarak, küresel ısınmanın da etkisinden söz ediyor:

“Yıllar önce Türkiye’de kâğıt üretimi yapılıyordu. Küresel ısınmanın da etkisi olduğu biliniyor. Türkiye’deki iklim artık üçüncü hamur kâğıt üretmeye müsait değil. Dünyadaki kağıt üreticilerine baktığımızda zaten çoğu Kuzey ülkeler üreticileridir. Rusya, İsveç, Kanada, Norveç, Litvanya, Finlandiya gibi… En son Giresun’da bir fabrika açıldı fakat tomruğu ithal etmek zorunda kaldılar. Üretime devam edilebilirdi, tabiiki bunlar bahane değil.”

FABRİKA MAKİNALARI HURDACIYA SATILDI

Giresun Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikası (SEKA) Aksu İşletmesi, özelleştirme programı çerçevesinde 2003 yılında özelleştirildi. Ancak şirket zarar etti ve fabrika arazisini 2013 yılında satışa çıkardı. 2010 yılında şirketin makinelerini 11 milyon TL’ye hurdacıya sattığı biliniyor. 2014 yılında yıkılan fabrika arsasının olduğu yer TOKİ’ye devredildi.

Arslan, 2018’de benzer bir kriz yaşandığına dikkat çekerek, bu krizin de atlatılacağına ancak gazetelerin sayfa sayılarını azaltabileceğine dikkat çekiyor: “Şu an 900 dolar seviyesinde olan üçüncü hamur daha da artabilir. Ton olarak aldığımız kâğıdı kilo olarak alacağımız günler yaşayabiliriz. Türkiye’de gazete tutkunları var, o yüzden çıkmaya devam eder ama sayfalarını azaltarak devam ederler. 2018’de de benzer bir kriz yaşanmıştı. Gazeteler ama fiyat artırarak ama küçülerek bir şekilde ayak uydurmaya çalıştılar fakat her seferinde bu işten küçülerek çıktılar.”

GAZETELER FİYATLARINI ARTIRABİLİR

Yaşanan kur artışlarının gazetelere yansımasını ise Cumhuriyet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Olcay Büyüktaş Akça ile konuştuk. Ekonomik gidişatın dağıtım ve baskıyı nasıl etkilediğini anlatan Akça şöyle konuşuyor: “En büyük giderlerimiz kâğıt ve baskı. Kendi kâğıt fabrikalarımızı çoktan kapattığımız için bunların ikisi de ne yazık ki dışarıya bağlı. Bu tip kriz dönemlerinde baskı da dağıtım da sekteye uğruyor. Çünkü kurla birlikte fiyatı katlanan en büyük maliyet kalemi olan kâğıdı dışardan alıyoruz. Dağıtımı da benzin, petrol fiyatları etkiliyor. Orda da üst üste koyduğunuzda peyderpey yüzde 70’lere gelen zamlar yapıldı. Ne yazık ki basılı yayını ciddi biçimde etkileyecek gelişmeler bunlar.”

kagittan-sebepler-941125-1.
Olcay Büyüktaş Akça - Cumhuriyet Gazetesi
Yazı İşleri Müdürü



Akça, ileriki günlerde gazete fiyatlarının artabileceğine işaret ediyor: “Nerden gelirleri kısabilirsin? Ya sayfa sayısını azaltacaksın ya daha az sayıda basacak, satışı az yerlere daha az dağıtacaksın. Az sayfa basman demek daha az haber, daha az görüş, daha az yorum demek. Zaten memlekette bu işi doğru düzgün yapan çok az sayıda yayın var. Önümüzde tatsız bir süreç var. Hâlihazırda zaten zamlardan kıvrılan okur, gazete fiyatlarının arttığını da görebilir.”

EKONOMİST GİBİ KURLARI TAKİP EDİYORUZ

Notabene yayınları direktörü Emre Battal, “Yayıncılar olarak ekonomist gibi kurları takip ediyoruz” diyerek başlıyor sözlerine. Dövizin artışının sektörlere domino etkisini yaratacağını söyleyerek “Korsana yönelimden, yayınevlerinin az kitap basmasına, çeviri kitapların azalmasına ve hatta kitap kapaklarının, sayfalarının kalitesine kadar her şey etkilenecek” diyor.

20 TL OLAN KİTAP 35 LİRA OLMUŞ

Dergilerin basıldığı kağıtta ciddi sorunlar yaşandığına dikkat çeken Battal, şöyle konuşuyor: “Yurt dışındaki üreticiler Türkiye ekonomisine güvenmedikleri için kâğıt göndermiyorlar. Mesela şu an dergilerin basıldığı, parlak göründüğü kuşe kâğıdında inanılmaz bir sıkıntı var. Birkaç ay sonra hiç bulunamayacak. Bunun dışında diğer sıkıntı çeviri kitaplar… Yani yurt dışından çevirmek üzere kitap alıyorsunuz, basabilmek için onun telifini veriyorsunuz. Yayıncı kitabı almak için dışarıya telif verecek, çevirmene de telif verecek, kâğıt fiyatı da yükseldi. Matbaada kullanılan boyasından makinesine kadar hepsi yurt dışından geliyor. Okur bir bakıyor, 20 TL olan kitap 35 TL olmuş. Oysa bu fiyatın bizle alakası yok. Yayıncılar olarak kara kara ne yapacağız, diye düşünüyoruz.”

kagittan-sebepler-941126-1.
Emre Battal - Notabene
Yayınları Direktörü



KALİTE GİDEREK DÜŞÜYOR

Kalitenin düştüğünü söyleyen Battal, “Domino taşları gibi düşünün. Kâğıt kalitesinden çeviri dünyasına sektördeki entelektüel üretime kadar her şeyi etkileyebilir. Şu an mesela sektörde kuşe dışında kapağı neyle bassak diye düşünülüyor. Kalite düştüğünde okuyucu sizi yargılamaya başlıyor. Ucuza kaçılmış gibi… Oysa kâğıt bulunamıyor” ifadelerini kullanıyor.

***

Kâğıt fiyatlarındaki artış Almanya’da gündemde

Kâğıt fiyatlarındaki artış Almanya’da da dikkat çeken boyutlara ulaştı. Kağıt üretimi için gerekli olan atık kağıt veya selüloz gibi hammaddelerin fiyatları Almanya Federal İstatistik Ofisi’ne göre ortalamanın üzerinde yükseldi. Ülkede karışık geri kazanılmış kağıt toptan fiyatları, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 222’lik bir artışla Eylül 2021’de üç katından fazla arttı. Kağıt ve karton artıkları son zamanlarda toptan satışta yüzde 147 daha pahalıydı. Federal Büro’ya göre kağıt yapımında önemli bir hammadde olan ahşap ve selüloz, geçen yılın aynı ayına göre yaklaşık yüzde 46 daha fazla ithal edildiğinde de daha pahalıya mal oldu. Ülkede yaşanan gelişme, yayıncılar ve matbaacılar için endişe verici.Bazı hizmet sağlayıcılar daha yüksek maliyetleri müşterilerine yansıtıyor.

***

Seka’nın özelleştirilmesi

Yaşanan kâğıt krizinin arkasında ise yapılan plansız özelleştirmeler ve kâğıt üreticisi olan Türkiye’nin kâğıt ithalatçısı konumuna getirilmesi var. 1936’da Türkiye’de kâğıt sanayisinde yatırım ve planlamalar yapmak üzere kurulan SEKA, 1998 yılında özelleştirme kapsamına alınıp anonim şirkete dönüştürüldü. Kuruluş, 2005 yılında Sümer Holding ile birleştirilerek kapatıldı. SEKA’nın kurduğu İzmit Kağıt Fabrikası, Giresun Aksu Kağıt Fabrikası ve Balıkesir Kağıt Fabrikası’nın akıbeti ise, bugün yaşanan ve gazete-kitap basılamaz duruma gelinen krizin nedenini açıkça ortaya koyuyor.