Hafta sonu TTB’nin seçimli Büyük Kongresi vardı.

Gene bizim Etkin-Demokratik TTB grubu, üstelik oy sayısını ve oranını arttırarak kazandı.

Aslında öyle olacağı baştan belliydi ama, gene de hiç heyecanlanmıyor değildik.

Bu işler de heyecansız olmuyor zaten.

İşin ilginci…

Her ne kadar liste çıkardılarsa da, diğer iki grup çok iddiasız ve heyecansızdı.

Feride’nin büyük emeklerle hazırladığı bin beş yüz sayfalık Çalışma Raporu’ndan sonra hele…

Eski Kongre’lerden alıştığımız polemikler bile yaşanmadı.

***

Açılışta…

Aile hekimliğinden taşeronlaşmaya, Genel Sağlık Sigortası’ndan sezaryene…

Sağlıkta şiddetten iş cinayetlerine, Kamu Hastane Birlikleri’nden Kamu Özel Ortaklığı’na, performanstan sağlıkta piyasalaşmaya…

KCK operasyonlarında tutuklanan SES ve KESK’lilerden Sincan Cezaevi’nde yatan yaşları küçük, yürekleri büyük sağlıkçı öğrencilere…

Suriye’den Roboski Katliamı’na…

“Ağır” bir konuşma yaptı Eriş.

“Ağır” demem, kimseye yüklendiğinden filan değil (Eriş’in tarzı değildir, zaten)…

Hem bilgi hem duygu yüklü olması, hem akıllara hem kalplere hitap etmesinden.

AKP’nin başımıza musallat ettiği şu saçma en fazla iki dönem yöneticilik sınırlaması nedeniyle…

TTB’ye değil ama TTB Başkanlığı’na veda konuşması da oldu, aynı zamanda.

***

DİSK’ten, KESK’ten, TMMOB’den, SES’ten, Dev Sağlık-İş’ten, ÖDP’den, TKP’den, HKP’den, Halkevleri’nden dostlarımız, ne kadar güzel, her zamanki gibi yanımızdaydılar.

Basının en çok ilgisini çeken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu oldu, doğal olarak.

AKP’nin baskıcı rejiminden, aydınların korkaklığından, baroların, sendikaların, sivil toplum örgütlerinin suskunluğundan bahsettikten sonra…

“Herkes suskun, TTB konuşuyor; TTB’yi kutluyorum.” sözleriyle büyük alkış aldı salondan.

Konuşmasının sonunda Dr. Nusret Fişek’i, Dr. Türkan Saylan’ı, Dr. Ersin Arslan’ı anması da beğeni topladı.

***

KESK Başkanı Lami Özgen’in serbest bırakılmasından hemen sonra TTB Kongresi’ne gelmesi büyük heyecan yarattı delegelerde.

Gözaltı, sorgu sürecini anlatırken…

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin birlikte örgütlediği 8 Ekim Mitingi’ni, 21 Aralık grevini yasadışı gördüklerini…

Bu eylemler için hangi örgütten direktif aldığını sorduklarını aktardı.

Sonra da “TTB’li dostlar, dikkat edin; sizi de alabilirler.” diye uyarınca…

“Yaktın bizi Lami Başkan!” diye geçirdim içimden.

***

Kongre de seçimler de güzel gitti, iyi bitti, kazandık da…

Pazar akşamı Özdemir Abi’yle birlikte İstanbul’a dönerken ikimizi de fena halde hüzün bastı.

O da nereden çıktı derseniz söyleyeyim.

Yasal kısıtlılıktı, kişisel tercihti, örgütsel ihtiyaçtı, şuydu buydu derken…

Eriş, Feride, Özlem, Halis ve Hüseyin yeni dönemde TTB Merkez Konseyi’nde olmayacaklar çünkü.

Yok hayır hiçbir yere gittikleri yok, gitmeye kalksalar bırakacağımız da yok da…

İnsan gene de hüzünleniyor işte.

“Ayrılanlar İçin” yazısını borç haneme yazayım da…

Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık’ın Kongre’deki sözlerini ithaf ederek bitireyim.

***

Feride’nin eşi olmanın yanında TMMOB geleneğinden geldiği için…

Erdal Atabek, Nusret Fişek, Selim Ölçer, Füsun Sayek’lerden bu yana TTB Başkanlarını, aktivistlerini yakından tanıdığını belirtip…

Kongrenin en güzel cümlesini kurdu Bülent Tanık…

“Çok sayıda kahramanı olan bir örgüttür, TTB.” dedi…

Çok sayıda kahramanı olan bir örgüt!..