Tek adam rejimi kendi suretinden bir Türkiye yaratmak, haklarımızı ve özgürlüklerimizi ortadan kaldırmak için tüm pervasızlığıyla saldırmaya devam ediyor.

Seçimler yaklaştıkça dozu da artan bu saldırılar, giderek daha kurumsal ve kanuni nitelik taşımaya başlıyor.

İktidar seçimlere tümüyle kendi belirlediği koşullar altında, toplumsal muhalefeti tamamıyla etkisizleştirerek gitmek istiyor.

Bunun son adımlarından birisi de AKP ve MHP milletvekillerinin ortak imzasıyla TBMM’ye sunulan ve şu anda Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen “Basın Kanunu ve Bazı Konularda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” oldu.

Dünyanın farklı ülkelerinde veri güvenliğinin sağlanması ve dijital ortamların şeffaflığının artırılması için yapılan düzenlemeler gerekçe gösterilerek hazırlanan kanun teklifi, içerik olarak bu amacın tamamen dışında, sosyal medyayı ve muhalif basını susturacak bir nitelik taşıyor.

Bugüne kadar RTÜK eliyle televizyonlara, Basın İlan Kurumu eliyle gazetelere, BTK aracılığıyla internet sitelerine uyguladıkları baskı ve yasakları şimdi de ceza kanunu ve mahkemeler eliyle sosyal medya kullanıcılarına uygulamak istiyorlar.

Bu yasa tasarısı AKP’nin basını ve sosyal medyayı susturmak, internet içeriklerine müdahale etmek için hayata geçirdiği ilk düzenleme değil.

Daha önce de farklı dönemlerde çıkartılan yasalarla pek çok içerik dijital ortamlardan kaldırıldı, “Vikipedi” dahil pek çok internet sitesi erişime kapatıldı, binlerce sosyal medya kullanıcısına farklı cezalar verildi.

Bu yeni düzenleme ise öncekileri aşan cezai yaptırımlar ve mutlak bir denetim olanağı içeriyor.

Kontrol altında tuttuğu ana akımdan istediği verimi alamayan iktidar, özgür ve bağımsız basının sesini kısmak, yurttaş haberciliğini susturmak, kabusu haline gelen sokak röportajlarını ortadan kaldırmak için sert önlemler alıyor.

Hep yalan söylesinler ama yalan söyledikleri dile getirilemesin istiyorlar.

Hep yolsuzluk yapsınlar ama yolsuzlukları yazılamasın istiyorlar.

Hep suç işlesinler ama suçları yüzlerine vurulmasın istiyorlar.

Utanmazlıklarını sansürün ardına gizlemeye çalışıyorlar.

Siyasi iktidar topluma gözdağı vermeyi, toplumu tehdit etmeyi bırakmalıdır.

Yıllardır iktidarın her türlü baskı ve zorbalığı altında yaşama ve kendini var etme mücadelesi veren bu ülke halkı açısından artık pek çok eşik aşılmış, korku duvarı yıkılmış durumda.

Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi baskı yasasını çıkartırlarsa çıkarsınlar bu toplum, tek adam rejiminin tehditlerine, tek adam rejiminin yasaklarına boyun eğmez.

Kaçını tutuklarlarsa tutuklasınlar bu ülkede kalemini satmayan gazeteciler yetişmeye devam eder.

Ne cezalar verirse versinler bu ülkede insanlar doğruları söylemeye devam eder.

Nasıl saldırırsa saldırsınlar toplumsal muhalefet taleplerini yükseltmeye devam eder.

Ne yaparlarsa yapsınlar artık suçlarına örtü çekemez, gerçeğe gem vuramazlar.

Bütün çiçekleri koparabilirler ama artık baharın gelişine engel olamazlar…

Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!