Kalbin bilincimiz üzerine etkileri

Esra AL

İnsanların nasıl bilinçli olarak dış dünyayı algılayabildikleri yıllardır bilimde merak konusu. Çevremizdeki bir uyarıyı neden bazen fark edip bazen ise hissetmediğimiz tam olarak bilinmemekte. Bugüne kadar yapılan pek çok araştırma, bilincin nasıl çalıştığını açıklamak için sadece beyin üzerine odaklansa da, yapılan yeni araştırmalar bedenimizin de bilinç üzerine etkileri olabileceğini gösteriyor. Almanya’da Max Planck Enstitüsü’nde (Max Planck Institute for Human Cognitive and Brain Sciences) çalışan Esra Al ve meslektaşları kalbin bilinç üzerine bazı etkilerini ortaya çıkardılar. Al ve beraberindeki bilim insanları kalbimizin beynimizi ve bilincimizi nasıl etkilediğini açıklayan iki mekanizma buldular:

Araştırmacıların ilk bulduğu mekanizma kalbin düzenli atışıyla oluşan kan dolaşımı ve bilinç üzerine. Kalbimizdeki kaslar her kasıldığında kan vücudumuza gider ve kalp gevşediğinde kan kalbe geri gelir. Al ve meslektaşları, bilincimizin kanın vücuda gittiği ve kalbe geri döndüğü evrede farklı işlediğini gösterdiler. Kısaca açıklamak gerekirse, vücudumuza kanın gittiği evrede parmaklarımızdaki dokunma duyumuzun ve dokunma ile ilgili beyin aktivemizin azaldığını gösterdiler. Çalışma, bu bulguyu iç organlarımızdan ritmik bir şekilde gelen sinyallerin bizi devamlı rahatsız etmemesi için bastırılmasına bağlıyor. Al, bu bulguyu “Normal koşullarda kalbimiz her atışında vücudumuzda güçlü bir etki yaratmasına rağmen, kalp atışlarımızı çoğunlukla hissetmeyiz. Böylelikle devamlı parmaklarımızda değişen kan basıncına odaklanmaz ve sürekli rahatsız olmayız. Ama bu mekanizma kan basıncının arttığı sırada dışarıdan gelen uyarıları da (hafif bir dokunuş gibi) bastırmamıza neden olabilir.” şeklinde açıklıyor.

Al ve meslektaşlarının ortaya çıkardığı ikinci mekanizma ise kalbimizin atış döngüsünün yanı sıra, beynimizin kalp atışına gösterdiği tepkinin de algımızı etkilemesi üzerine. Çalışma beynimizin kalp atışına karşı güçlü bir tepki verdiği zamanlarda parmağımızdaki uyarıları daha az hissettiğimizi gösteriyor.

Araştırmacılar bu etkiyi, bilincimizin dikkatimizi iç dünyamıza mı yoksa dış çevremize mi yönlendirdiğimize göre değişmesiyle açıklıyor. Başka bir deyişle, vücudumuzdan gelen sinyallere dikkatimizi yönlendirdiğimizde beynin kalp atışına verdiği tepki yükselir ve çevremize yönelik algımız azalır.

Bu bulgular sadece sağlıklı insanlarda değil, aynı zamanda hastalarda da kalp ve beyin arasındaki bağlantıyı anlamamıza yardım edebilir. Çalışmanın başındaki Prof. Dr. Arno Villringer, bu sonuçların felç geçiren hastaların neden sıklıkla kalpleri ile ilgili problemler geliştirdiklerini anlamımıza yardımcı olabileceğini açıklıyor. Ayrıca, Villringer’a göre, kalp ve beyin arasındaki buldukları bağlantı, kalp hastalıkları geçiren kişilerde sıklıkla oluşan bilişsel problemlerin nedenlerini anlamımızda faydalı olabilir.

Al, E., Iliopoulos, F., Forschack, N., Nierhaus, T., Grund, M., Motyka, P., ... & Villringer, A. (2020). Heart–brain interactions shape somatosensory perception and evoked potentials. Proceedings of the National Academy of Sciences, 117(19), 10575-10584. https://www.pnas.org/content/117/19/10575.short