Üst üste kazandığı 4 maçın ardından Fenerbahçe’yle 1-1 berabere kalan Galatasaray, Eskişehirspor’u Burak (2), Bilal ve Selçuk’un golleriyle 4-0 mağlup ederek iyi formunu sürdürdü

Galatasaray taraftarları uzun bir süre sonra rahat maç seyretme imkanı buldular dün akşam. Hamza Hamzaoğlu, yaklaşan Benfica maçı ve cezalı ile sakatlar sebebiyle yoğun bir rotasyona girmişti ki Hakan Balta, Chedjou ve Bilal gibi yaşı ilerlemiş oyuncular için bu rotasyonun yapılması gerekiyordu zaten. İsmail Kartal’ın takımı o kadar güçsüz ve etkisizdi ki rakiplerinin yedek ağırlıklı kadrosunu zorlayamadılar dahi. Tabii Denayer, Olcan ve Selçuk’un da performanslarını atlamamak gerekiyor. Wesley Sneijder ve Bilal’in yokluğunda Selçuk orta sahayı çok iyi idare ederken İzlanda maçında attığı ve Türkiye’yi Euro 2016’ya götüren bir benzerini Eskişehir ağlarına göndererek 2011-12 sezonundan esintiler vermeye devam etti. Olcan da Carole’un yokluğunu iyi değerlendirecek gibi görünüyor şimdilik. Denayer için ise fazla söze gerek yok. Belçikalı oyuncunun hedefinin Türkiye Ligi’nde değil Manchester City’de kendisini göstermek olduğunu yadırgamak mümkün değil. Performansını geliştirmeye son derece yatkın bir oyuncu ve Hamzaoğlu, kendisini hem Pellegrini’ye hem de haziran ayı için Belçika hocası Wilmots’a göstermek için yanıp tutuşan bu adamı bulduğu her fırsatta kullanmalı.

Galatasaray’ın dün akşamki parlak görüntüsünde tek sırıtan isim Lukas Podolski’ydi. Joachim Löw’ün de tribünden izlediği maçta daha aktif olmasını bekliyorduk ama geldiğinden beri saha içinde görmeye alıştığımız oyun içinde saklanan ve ender olarak sahneye çıkıp yaptığı tek vuruşlarla rakip kaleyi yoklayan rolüne bürünmüştü Alman oyuncu yine. Bunun dışında açık bir isteksizliği de var ve vatandaşı Kevin Grooskreutz’ün ilk 11’e yerleşmesiyle bu isteksizliğini bir nebze üzerinden atmasını beklemekten başka çare yok. Tabii hem Bayern Münih hem de Arsenal kariyerlerinde hücum hattında oldukça yetenekli oyunculardan kurulu ve hızlı bir kurguyla oynayan takımlarda uzun süre forma giydikten sonra daha çok set hücumunu deneyen takımlar onun momentumunu bulmasına engel oluyor da diyebiliriz, zira geçtiğimiz sezon Inter’de de aynı problemi yaşamıştı.