Hrant Dink ve eşi Rakel Dink’in de kaldığı, kimsesiz Ermeni çocukların emeğiyle inşa edilen Tuzla Çocuk Kampı'nın yıkımı Ermeni Protestan Kilisesi'ni de derinden yaraladı: Acı duyuyoruz, çok incindik

Kamp Armen'in yıkımı Ermeni Kilisesi'ni derinden yaraladı: Yüreğimiz kanıyor

OLGU KUNDAKÇI olgukundakci@birgun.net

Kamp Armen ya da Hrant Dink’in deyişiyle ‘Atlantis Uygarlığı’… Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi’nin 1962 yılında Tuzla’da bir arazi satın alarak Anadolu’dan gelen kimsesiz Ermeni çocuklar için bir çocuk kampı kurma düşüncesiyle inşa edildi. Kampta kalan 8-12 yaşlarında 30 çocuk kampın yapımında çalıştı; yazları taş taşıyıp ağaç dikerek kampı kendi elleriyle var etti. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün kilise vakfının elindeki tapunun iptal edilmesini ve arazinin eski sahibine geri verilmesini istemesi ardından 1983’te kapatılana kadar kampta bin 500 çocuk yetişti. Hrant Dink, eşi Rakel Dink, HDP Mardin Milletvekili Erol Dora kampta yetişen isimler arasındaydı. Tuzla Çocuk Kampı dün araziye giren iş makineleriyle yerle bir edildi. Kamp alanına giden az sayıda insanın taşeron işçilere yıktıkları binanın gasp edilmiş bir Ermeni yetimhanesi olduğunu anlatmasıyla yıkım durduruldu. Arsaya apart otel yapılacağı iddia ediliyor.

Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi Pastörü Kirkor Ağabaloğlu, yıkımı mülklerinin gasp edilmesi ardından ‘ikinci darbe’ olarak niteledi. BirGün’e konuşan Ağabaloğlu, “Çok üzgünüz. Kampın elimizden gasp edilerek alınmış olmasının acısını bir yanımızda taşıyorduk. Ancak bir tesellimiz vardı ki oraya dokunulmuyordu. Eşlerimiz, dostlarımız oraya gidip ağaçların arasında dolaşıp kampın önünde oturup özlem gideriyorlardı. Bu bir teselli oluyordu. Kampın yıkılmasıyla bu tesellimiz de ortadan kalktı. İkinci bir yıkım yaşadık. Acı duyuyoruz, çok incindik. Yüreğimiz kanıyor” dedi.

‘SORUMLULUK DEVLETTEDİR'
Kampın yıkılmasında bütün sorumluluğun ‘devleti yönetenlerde’ olduğunu söyleyen Ağabaloğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Gasp edilmiş mallar geri iade edilecek diye bizleri oyaladılar. Sus payı verir gibi bir iyileştirme yaptılar, yavaş yavaş her işi çözeceğiz denilerek uluslararası mahkemelere gidilmesin; kamuoyu oluşturulmasın istediler. Ancak hiçbir şey çözülmedi. Sonuç böyle yıkım ve harabiyet. Tuzla Çocuk Kampı’nın gasp edildiği gün yüzüne çıkmıştı.Yıllardır öyle dururken kampta birden bire bir faaliyet başlamasının masumane olduğunu düşünmüyoruz. Bu sorunu çözmek bugün devleti yönetenlerin inisiyatifindeydi. Bizim malımız bize geri verilecekti, ancak bu yapılmadı.”

‘YIKIMLA BİR YANIMIZ EKSİLDİ'
Yedi yaşından on beş yaşına kadar Tuzla Çocuk Kampı’nda kalan, kampın “Kaybolmayın Çocuklar” adlı belgeselini çeken Garabet Orunöz, 1967 yılında kamp binasının ikinci katının inşası için denizden kum taşıdığı zamanları hatırlıyor. Yıkımı duyması ardından kampa gittiğinde karşılaştığı manzarayı “Binanın yarısının yıkıldığını gördüğümde bir tarafımın eksildiğini hissettim. Binada müdür odası, çocukların yatmakta olduğu beş ayrı oda, banyo,  dua salonumuz, kız çocuklarına ait yatakhaneler tamamen yıkılmış” diye anlatıyor. Orunöz, taleplerinin yıkımın durdurulup, kamp arazisinin kamulaştırılarak tekrar çocuklar için kullanılması olduğunu belirtiyor.

***
Gasp ve adalet mücadelesi…


Gedikpaşa Ermeni Protestan Kilisesi’ne ait Tuzla Çocuk Kampı’nın arazisinin tapusunun iptali ve eski sahibine iadesi için 1979’da Vakıflar Genel Müdürlüğü Kartal 3. Asliye Hukuk Hâkimliği’ne başvurdu. Dört yıl süren davanın sonunda, mahkeme, kamp arazisinin vakfın elinden alınarak eski sahibi Sait Durmaz’a verilmesine karar verdi. Ermeni Protestan Kilisesi Vakfı satın alıp kendi üzerlerine tescilledikleri araziyi eski sahibine iade ederken, Yargıtay’ın 1987’de yerel mahkeme kararını onaması ardından kampın gasp edilme süreci tamamlandı. Kilise vakfının mülkün iadesi için 2000’li yıllarda ve 2011 kararnamesi kapsamında yaptığı başvurular reddedildi. Hukuk mücadelesi sürerken arazinin pek çok kez el değiştirdiğini söyleyen Ağabaloğlu, araziyi satın alan müteahhitlerin en başından beri oraya villa yapma niyetinde olduğunu belirtiyor.

Tuzla Ermeni Yetimhanesi’nde taşeron yıkımı durdurdu: Burada yetim hakkı var