Toplu sözleşme görüşmeleri başlayan kamu emekçilerinin toplu sözleşme beklentisi, iş güvencesi, grevli toplu sözleşme ve insanca yaşayabilecek bir ücret. KESK İzmir Şubeler Platformu, "İktidarın 5,5 milyon kamu emekçisine ve emeklisine yaptığı teklifin adı toplu sözleşme teklifi değildir. Teklifin adı sefalet, yoksulluk, güvencesizlik teklifidir" açıklamasını yaptı.

Kamu emekçileri insanca yaşayacak bir ücret istiyor

BİRGÜN EGE

6 milyona yakın kamu emekçisi ve emekliyi ilgilendiren 2022-2023 yıllarını kapsayan 6. dönem toplu sözleşme görüşmeleri 2 Ağustos’ta başladı. Yoksullaşmanın artarak sürdüğü, kayıpların karşılanmadığı, enflasyon karşısında ücretlerin eridiği koşullarda başlayan toplu sözleşme görüşmelerinden kamu emekçilerinin beklentisi ise iş güvencesi ve insanca yaşayabilecek bir ücret.

KESK İzmir Şubeler Platformu, Konak’ta toplu sözleşmeyle ilgili açıklama yaptı. Tüm sendika ve emekçileri söz de zamlara karşı ortak mücadeleye çağıran KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Güven, “İktidarın sunmuş olduğu ücret artışı teklifi yoksulluk teklifidir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından paylaşılan söz konusu teklif aileleri de kattığımızda 20 milyonu aşkın geniş bir kitleyi hayal kırıklığına uğratmıştır. Geçen 9 yılda ortalama kamu emekçisi maaşı ile alınan dolar 450 dolar azalmıştır. Son beş yılda ortalama maaşla alınan çeyrek altın sayısı 6,5 adet azalmıştır. Yine en düşük maaş ile alınan dolar son iki yılda 84 dolar azalmıştır” dedi.

EN DÜŞÜK MAAŞ YOKSULLUK SINIRI ÜSTÜNDE OLMALI

Ücretler belirlenirken yoksulluk sınırının esas alınması gerektiğini belirten Güven, “Biz KESK olarak maaş artışlarımız konusunda en başından beri bu verilerden, 4 kişilik bir ailenin insan onurunun gerektirdiği zorunlu ihtiyaçları karşılayabilmesi için yapması gereken harcama düzeyi olan yoksulluk sınırını esas aldık. Tekliflerimizi ‘Hiçbir kamu emekçisi hanesi yoksulluk sınırı altında kalmasın’ diyerek hazırladık. Buradan hareketle bu dönem teklifimizde eşi çalışmayan, iki çocuklu en düşük maaşı alan kamu emekçisinin eline geçen tutarın Haziran itibari ile 9.332 TL olan 4 kişilik ailenin yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmasını temel aldık” diye konuştu.

Önerilen maaş artışının TÜİK enflasyon rakamlarının bile altında kaldığını dile getiren Güven, şunları söyledi: “Dolayısıyla dün iktidarın 5,5 milyon kamu emekçisine ve emeklisine yaptığı teklifin adı toplu sözleşme teklifi değildir. Açlık sınırının 3 bin, yoksulluk sınırının 9 bin 500 TL’yi bulduğu, yaşanan gerçek hayat pahalılığının yüzde 40’ı aştığı koşullarda yapılan aileleri ile birlikte 20 milyonluk devasa bir kitleye yapılan teklifin adı sefalet, yoksulluk, güvencesizlik teklifidir.”