Elbette devletimize bir öneride bulunmak haddimiz değil ancak lütfen gençliğime versinler

Kamu spotlarına, stop

> ZİHNİ BAŞSARAY zihnibassaray@gmail.com

Çağlar boyu “baba” ismiyle nitelendirilen devletimiz sayesinde Kafka gibi baba korkusuyla anılır olduk. Bazı densizlerin “toplum sözleşmesi”, “aydınlanma”, “özgürlük” gibi kavramlarla birlikte bireyi temel almasına nazire edercesine devletimizin bekası için hemen her şey serbest kılındığı memleketimizden gölgemizden korkar olduk. Binlerce yıllık geçmiş olan ve bugün de etkileri pratikte devam eden kut anlayışı sayesinde de ağzımızı açınca ya haine ya da bir “atayıza” dönüşüveriyoruz.

Bu vatan için yeri geldiğinde rüyasında Gazali ile konuşan, yeri geldiğinde meclis özel oturumunda uyuyan, yeri geldiğinde 2 gün aynı beyaz gömlekle dolaşan cefakâr insanların yönettiği ülkemizde, devletimiz yer yer bize bazı öğütlerde bulunuyor. Bu öğütlerin önemli bir kısmı ise devlet tarafından finanse edilen kamu spotları. Ne yapmamız ve ne yapmamamız konusunda bizi bilgilendirmek amacıyla oluşturulan bu filmlerin izleyicisine verdiği mesajlar, devletimizin bakış açısı için de ayna görevi görüyor.

İlk örneğimiz kadına şiddetle alakalı. Erkek terörünün meşru ve makul görüldüğü ülkemizde devletimiz bu konuyu es geçmemiş ve bize bir kamu spotu hazırlamış. Bu spotta iki çocuk el kızartmaca oynarken içeriden kavga sesleri geliyor ve bununla birlikte mesajı alıyoruz. “Eğer evde kavga ederseniz çocuklar duyar, etkilenir.” Mesaj son derece net. Bir erkeğin, evli olduğu kadına şiddet uygulaması çocukların gelişimini olumsuz etkiler. Dolayısıyla “bir kadın olarak sus”’mak ve mümkünse çocukların duymayacağı şekilde şiddet görmek en makbulü olarak görülebilir.
Diğer bir spotumuz da işçi güvenliği ile alakalı. Bu seride çeşitli sektörlerde çalışan insanlar, kendi hatalarından dolayı iş kazası geçirip sakatlanmakta ve ölmektedir. İşverenin bu noktadaki payına elbette yer verilmemiş, kazaların tümünün çalışanların kusurlarıyla oluştuğu algısı yaratılmıştır. Ancak bu spotta benim gözüme çarpan önemli bir eksiklik var. İş kazası geçiren çalışanların, patronlar üzerinde yarattığı moral bozukluğuna hiç değinilmemiş. Ben açıkçası devletimizden bu konuya değinmesini beklerdim ama ne yazık ki hiç bahsedilmemiş. Çok ama çok acı..
Tamamen devlet tarafından işlevsizleştirilen ÇED hakkındaki kamu spotlarından tutun da, aslında izne tabi olmayan kornea naklini organ bağışı kapsamına alan kamu spotlarına kadar hem mantıksal hem de bilimsel hatalar içeren spotlarımız mevcut.

Darülaceze, Down Sendromlular gibi konuları ele alan, gerçekten gerekli spotları bir kenara koyuyorum. Ancak onlarca örnekle daha beslenebilecek vasat spotlar, vasat oyunculuklar ve anlamsız senaryolar ile ön plana çıkarken ben de yüksek müsaadenizle birkaç kamu spotu önerisinde bulunmak isterim. Elbette devletimize bir öneride bulunmak haddimiz değil ancak lütfen gençliğime versinler.


- En kötü barış, en iyi savaştan iyidir.
- Kafa kesmek kötüdür. Kafa kesen insanlar kötüdür. Lütfen herhangi bir inanç uğruna kafa kesen insanları desteklemeyin.
- Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Lütfen kadınları bir eşya olarak görmeyin.
- Damacanaya, hayvanlara, banklara tecavüz etmeyin.
- Lütfen kamyonda fenalaşan hayvanı TEM otoyolunun kenarında kesmeyin. Hatta lütfen hayvan kesmeyin.
- Çeşitli durumlarda “uyumuyorum ya vatanı seviyorum” gibi bahanelerle vatanseverlik kavramıyla dalga geçmeyin.
- İnsanların rızkını çalmayın.
- İnsanları öldürmeyin, öldürenlerin arkasından gitmeyin.
- Pedofili suçtur, ahlaksızlıktır, her türlü hakareti hak eden bir davranıştır. İnsan olun, kız çocuklarından uzak durun.
Bu başlıklar üzerinden birilerine kamu fonu aktarımı mümkün olur mu bilmiyorum ancak bunlar gibi başlıklarla ilgili de birer kamu spotuna acil olarak ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Tabii illa devletimiz spot geçecek değil ya, biz de devlete bir mesaj verelim: Sana savaş da yaptırmayacağız.