KESK’in araştırmasına göre kamu emekçisi kadınların neredeyse yarısı işyerinde cinsiyet temelli ayrımcılığa maruz bırakılıyor. Kadınların yüzde 92’si haksızlığa uğradığını belirtirken her üç kadından biri süt izni kullanırken sorun yaşıyor

Kamudaki kadınlara ayrımcılık diz boyu

Haber Merkezi

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), ‘Kadın Araştırması-2020 Kamu Emekçisi Kadınların İşyerlerindeki Temel Sorunları’ başlıklı raporunu yayımladı. Bin 792 kamu emekçisi kadının katıldığı araştırmaya göre katılımcıların yüzde 92’si en az bir haksız duruma maruz kaldığını belirtti.

Kadınların kamusal alandan dışlandığı, kadına yönelik şiddetin boyutlanarak arttığı, savaşların, militarizmin, gericiliğin, şiddetin, yoksulluğun, güvencesizliğin kadınların yaşamını esir almaya çalıştığı, kazanımlarımıza dönük saldırıların devam ettiği belirtilen raporda, esnek, güvencesiz sömürü koşulları altında çalışmak zorunda kalan kadın emekçilerin sorunlarını tespit etmek için 25 Aralık 2019 - 15 Şubat 2020 tarihleri arasında bir anket yapıldı. Kadınların çalışma yaşamında karşılaştığı temel sorunları açığa çıkarılması planlanan ankete 62 ilden, 84 farklı meslek grubundan bin 792 kadın katılımcı yanıt verdi.

17 ve 55 yaş üzerindeki kadınların katıldığı araştırmanın hizmet grubuna göre dağılımı şöyle:
Büro hizmetleri: 296
Diğer hizmetler: 64
Eğitim öğretim hizmetleri: 741
Mimar-mühendis-teknik hizmetler: 118
Sağlık ve sosyal hizmetler: 573

GÜVENCESİZLİK AYRIMCILIĞI ARTIRIYOR

Rapora göre kamu emekçisi kadınların, yüzde 48’i işyerinde cinsiyetinden dolayı ayrımcılığa uğradığını düşünüyor. İşyerinde ayrımcılığa uğradığını düşünen kadın çalışanların kadro durumuna bakıldığında, iş güvencesi daha az olanlar arasında ayrımcılığa uğradığını düşünenler daha fazla.

İşyerinde ayrımcılığa uğradığını düşünen kadınların kadroları şu şekilde:

Memur (657-4/a): yüzde 47
Sözleşmeli (657-4/b): yüzde 53
Diğer: yüzde 59
İşçi (657-4/d): yüzde 50

Ayrıca rapora göre kadınlar işyerinde şiddete maruz kaldığını da düşünüyor. Katılımcıların yüzde 92’si en az bir haksız duruma maruz kaldığını ifade ediyor.

Buna göre kadınların maruz bırakıldıkları şiddet türlerinin oranları şu şekilde:
Mobbing: yüzde 59
Yasal hakların engellenmesi: yüzde 39
Kariyer ve yükselmede ayrımcılık: yüzde 34
Sözlü taciz: yüzde 28
Fiziki taciz: yüzde 5
Cinsel taciz: yüzde 3
Diğer ayrımcılıklar: yüzde 1

'KAMU KURUMLARINA KREŞ AÇILSIN'

Kadınlar kamu işyerlerinin yüzde 89’unda uygun bir kreş olmadığını belirtirken yüzde 94’ü de kreş açılmasını istiyor.
Çocuk bakım hizmetlerinin yetersizliğiyle birlikte düşünüldüğünde mevcut doğum öncesi 8 ve doğum sonrası 8 hafta olan yasal doğum izni, yeni doğum yapmış çalışan kadınlar için yeterli görülmeyen raporda, kadınların yüzde 51'i ücretli doğum izninin 32-44 hafta arasında olması gerektiğini aktarıyor.

ÜÇ KADINDAN BİRİ SÜT HAKKINDA SORUN YAŞIYOR

Araştırmaya katılan her üç kadından biri yasal olan süt izni kullanımında sorun ve engellemelerle karşılaştığına dikkat çekiyor. ‘Süt hakkı’nın birçok işyerinde yasaya uygun kullandırılmadığının altını çizen kamu emekçisi kadınlar, kullanılması durumundaysa çalışana yönelik dışlayıcı tutumlar sergilenebildiğini vurguluyor.

Öte yandan kamu emekçisi kadınların yüzde 84’ü 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün resmi tatil ilan edilmesini istiyor.