Açıklanan enflasyon rakamına tepki göstermek için TÜİK’e giden ancak kapıdan içeri alınmayan Kılıçdaroğlu, “TÜİK, Saray kurumuna dönüşmüştür. Milyonlarca işçinin hakkını korumak benim temel görevimdir” dedi.

Kamunun değil Saray’ın kurumu

Haber Merkezi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, enflasyon rakamını yüzde 21,31 olarak açıklayan ve tepkilere neden olan Türkiye İstatistik Kurumu’nu (TÜİK) dün ziyaret etmek istedi. TÜİK’ten talep ettiği randevunun kabul edilmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, saat 11.00’de kurumun önüne geldi. Ana muhalefet partisinin lideri, bu açıklamayı yaptıktan sonra güvenlik görevlileri kapıları kapattı. Kılıçdaroğlu ile CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, belirttikleri saatte TÜİK’in önüne gitti. Ancak kapıdan içeri giremedi.

Kılıçdaroğlu, kapının önünde bir açıklama yaparak, “Sağlıklı ve tutarlı bilgiler almaya geldik. Randevu verilmediğini, kabul edilmeyeceğimizi söylediler. TÜİK’in internet sitesinde, ‘Bilgi almak istiyorsanız, merkez teşkilatımıza başvurabilirsiniz, merkez teşkilatımıza gelebilir veya bölge müdürlüklerimizden bilgi alabilirsiniz’ yazıyor. Bu tablo, aslında Türkiye’nin geldiği tabloyu göstermektedir. Bu bilgilerin nasıl toplandığına dair açıklamalar, ana muhalefet partisine yapılmak istenmiyor, kapılar kapanıyor. Böylesine bir tabloyu hiçbir zaman görmedim. Burası, enflasyon oranlarını açıklıyor. Açıklanan rakamlar güven vermiyor. Enflasyon, burası güven vermediği için bir grup akademisyen de rakamlara bakıyorlar, bilgiler topluyor. Burası 3,51 hesaplıyor onlar 9,51 hesaplıyor. Milyonlarca işçinin hakkını korumak, emeklinin hakkını, memurun hakkını korumak benim temel görevimdir” dedi.

Milyonların hakkını savunmak için TÜİK’e geldiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “TÜİK bir devlet kurumu olmaktan çıkmıştır, bir Saray kurumu haline dönüşmüştür. Şu binada oturanlar unutmasın, oturduğunuz binalar vatandaşın parasıyla ödediği vergilerdir. Onlar sizin hakkınızı ve hukukunuzu savunmuyorlar. Bu tablonun, cumhuriyet tarihinde önemli bir nokta olduğunun farkındayım. Devleti oluşturan kurumlar, talimatla görev yapıyorsa kendileri suçludur” ifadelerini kullandı.

CHP’LİLERDEN SOYLU’YA TEPKİ

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kılıçdaroğlu’nun TÜİK’i ziyaretiyle ilgili “Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı mekan basmaya gitmez” yorumunu yaptı. Bu yoruma CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Suç örgütlerinin ağına düşüp suçla mücadele edecek bakanlığı çetelerin emrine veren sensin Küstah Süleyman. Makam sende, yetki sende hadi iddianı ispatla çirkef Süleyman!” diyerek tepki gösterdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba ise Soylu’ya şu şekilde tepki verdi: “Ana muhalefet partisi, kamu adına hesap sorma yetkisine sahiptir. Bunu sen de çok iyi biliyorsun ama korkudan ne yapacağınızı bilemez durumdasınız. Mekan basmak senin gibi mafyayla el ele iş tutan, kabadayı gibi sağa sola racon kesenlerin işidir. Hesap vereceksiniz!" Öte yandan CHP’nin yoksulluğa karşı ilk mitingi bugün Mersin’de saat 13.00’te düzenlenecek.

MUHALEFETİN TAM SAHA PRESİ BAŞLADI

Daha önce Merkez Bankası’nı ziyaret eden, büyükelçilere ve büyük market sahiplerine mektup yazan Kılıçdaroğlu’nun hamleleri ile ilgili değerlendirme bulunan siyaset bilimci Berk Esen, “Türkiye’de ekonomik krizin toplumsal etkileri ağırlaştıkça, enflasyon artıp, TL değer değer kaybettikçe fakirleşme artıyor” dedi. Muhalefetin tam saha pres yaptığına değinen ve iktidara yönelik eleştirilerin ekonomik alanda yoğunlaştığını belirten Esen, “Mersin’de düzenlenecek miting, Merkez Bankası ve TÜİK ziyaretleri ortada ciddi bir kriz olduğunu bütün seçmenlere gösterme isteğinden kaynaklanıyor. İkincisi muhalefet aslında görev almaya hazır. Muhalefet, seçimden hemen sonra bu kurumların hepsinde kontrolü ele alacağına ve sorunları çözebileceğine dair mesaj vermeye çalışıyor” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığına dair de değerlendirme yapan Esen, şunları söyledi: “Kılıçdaroğlu’nun bütün bu hamleleri yaparak adaylık profilini yükseltme amacında olduğunu düşünüyorum. CHP’ye genellikle devletçi parti olduğu, elitlerin ve bürokrasinin desteğini aldığı yönünde eleştiriler yapılırdı. Şu anda TÜİK’in randevu vermediği ve içeri almadığı bir CHP tablosu var. Bürokrasi CHP’ye köstek olan bir çizgiye geldi. Bu ziyaretlerle de seçmene bu gösteriliyor. Böyle bir mesajı da iletmiş oluyor seçmenlere” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu’nun mutfağından çektiği videolarla, sert grup toplantısı konuşmalarıyla, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile girdiği polemiklerle, son Suriye ve Irak tezkeresine hayır demesiyle, helalleşme tartışmasını başlatmasıyla, devlet dairelerine sık sık gitmesiyle adaylık profilini yükselttiğini düşünen Esen, “Kılıçdaroğlu, CHP’nin genel başkanı olarak aday olmak isterse büyük avantaja sahip. Adaylıkta diretirse önünü kesmek mümkün olmayacak. Şu anda anketlerde diğer olası adayların gerisinde yer alıyor. Bu tarz hamlelerden sonra yukarı yönde bir ivme kazanırsa, adaylık ihtimali çok güçlenecek” dedi.

6 PARTİNİN ORTAK METNİNDE SONA GELİNDİ

Muhalefette bulunan 6 partinin hazırlıklarını sürdürdüğü "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" ile ilgili ortak metinde sona gelindi. CHP’li kaynaklardan edinilen bilgiye göre; yasama, yürütme ve yargı ile birlikte kamu yönetimi, üniversiteler, yerel yönetimlerin de içinde olduğu ayrıntılı bir çalışma yapıldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya ve Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp, ortak metin için 9 buluşma gerçekleştirdi. Şu anda metindeki son notlar toparlanıyor. Aralık’ın ikinci haftasında bu metin genel başkanlara sunulacak. Yıl sonunda veya yeni yılın başında 6 genel başkan kamuoyu karşısına çıkarak, metni açıklayacak. 6 partinin genel başkanı ayrıca siyasetle ilgili temel ilkelerin yer aldığı bir metnin de duyurusunu gerçekleştirecek.