Proje güzergâhında yaşayan yurttaşlar endişeli. Evlerinin, yok pahasına ellerinden alınıp kendilerinin yaşam şartları ve geçim olanaklarının olmadığı bölgelere gönderilmekten korkuyorlar. Bölgede yaşayanları buralardan uzaklaştırmak için bir takım “kirli” bilinçli politikalar izlendiğine dikkat çekiliyor

Kanal İstanbul güzergâhında son durum: Evlerinden kovulma korkusu yaşıyorlar

MELTEM YILMAZ / @meltemmmylmz

Siyasi iktidarın “çılgın” projelerinden birisi olan Kanal İstanbul’un güzergâhı hafta başında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan tarafından resmen açıklandı. Buna göre proje Küçükçekmece - Sazlıdere - Durusu koridorundan geçecek. Uzmanların, şehir plancılarının, mimarların, çevrecilerin ve yaşam savunucularının tüm uyarılarına ve de itirazlarına rağmen yapılmasına karar verilen proje kelimenin tam anlamıyla bir rant projesi.

Kanal İstanbul netleştikçe projenin İstanbul’un ve İstanbullunun hiçbir yararını gözetmediği daha net ortaya çıkıyor. Kentin batısını yağma ve talana açacak olan proje su havzalarının bozulmasından trafik yoğunluğuna kadar birçok sorun yaratacak. Kanal İstanbul projesini ilk günden beri en yakından takip eden, bu konuda önemli çalışmalar yapan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyeleri Avukat Erhan Aslaner ve Ekrem Kaya ile proje güzergahını dolaştık, yurttaşlarla bir araya geldik, projenin etki ve yansımalarını konuştuk. Uzmanlara göre İstanbul ve bölgeyi derinden etkileyecek bu projenin ön çalışması detaylı yapılmamış, getirisi ve götürüsü iyi hesaplanmamış, özellikle projeden etkilenecek yurttaşların geleceği belirsiziliği büyük sıkıntı.

Yurttaşlar endişeli

kanal-istanbul-guzergahinda-son-durum-evlerinden-kovulma-korkusu-yasiyorlar-416541-1.

Tam da bu nedenle proje güzergâhında yaşayan yurttaşlar son derece endişeli. Evlerinin, yok pahasına ellerinden alınıp yaşam şartları ve geçim olanaklarının olmadığı bölgelere gönderilmekten korkuyorlar. Tıpkı Sulukule örneğinde olduğu gibi. Küçükçekmece Yarımburgaz mahallesinde konuştuğumuz yurttaşlar, kendilerine soru sorulmasının bir gereği olmadığını, zira hükümet neye karar verdiyse onun yapılacağını belirterek, çaresizliklerini dile getiriyorlar.

Kahvehanede konuştuğumuz Fikret Aydemir adlı yurttaş ise insanların, insanların kendi hayatları hakkında söz hakkından uzak oldukları bir çaresizliği kabullenmiş olmalarından şikayetçi: “Burada başlarda bir hareketlilik oldu ama artık heyecan yok. İnsanlar beklemede. Ne olacağını kimse bilmiyor. Herkes doğduğu, büyüdüğü yerden kapı dışarı edileceği korkusu yaşıyor ama hükümete karşıt bir görüntü vermemek için ses de çıkaramıyorlar” diye konuşan Aydemir, bu kabullenmişliğe anlam veremediğini de ifade ediyor: “Ben, bir partiyi veya kişiyi ne kadar tutsam, ne kadar sevsem de, benim hayatımı tehlikeye atıyorsa sorgularım. Ama burada insanların büyük bir çoğunluğunun haklarını talep etmekten çok uzak oldukları gibi bir gerçek var. Ancak son ana gelindiğinde herkesin sesi çıkacak ama o zaman da geç kalınmış olunacak.”

Ardından ziyaret ettiğimiz Ali Özpolat adlı emlakçı da, Kanal İstanbul projesinin ilk gündeme geldiği 2011 tarihinde bölgeye bir hayli fazla yatırımcı geldiğini, arsa fiyatlarının bir anda katlanarak arttığını ancak son dönemde böyle bir hareketlenme gözlenmediğini söylüyor. Ancak bölgede yaşayan insanların çok uzun zamandır, büyük bir mağduriyet yaşadıklarını söylüyor ve şöyle devam ediyor:

“Biz bu bölge rezerv alanı ilan edildiği 15 yıl öncesinden bu yana elimiz kolumuz bağlı durumdayız. Evlerimiz neredeyse üstümüze yıkılıyor ama bir çivi bile çakamıyoruz. Çok olumsuz şartlarda ve zor koşullarda yaşıyoruz. Tapularımız üzerinde söz hakkımız dahi yok.”

kanal-istanbul-guzergahinda-son-durum-evlerinden-kovulma-korkusu-yasiyorlar-416543-1.

Yarımburgaz Koruma ve Dayanışma Derneği yetkilileri ile aynı konudan şikâyetçi. Dahası, bölgede yaşayanları buralardan uzaklaştırmak için başta uyuşturucu satıcılarının artması gibi bilinçli bir politika izlendiğine dikkat çekiyorlar:

“Bizim bölgemizde her yer tapuludur, santimine kadar. Buna rağmen bölge 15 yıldır işkence yaşıyor. AKP’ye belki düzeltirler bu durumu diye oy verdiler ama bu şekilde düzelmeyeceğini anlamış bulunuyorlar. Biz yerlerimiz vermeyeceğiz onlara. Son dönemde her türlü pislik bu bölgeye yerleştiriliyor. Ne kadar uyuşturucu satıcısı ararsanız buraya yerleşti. Burada yaşananları bu şekilde taciz edip uzun vadede kaçırmayı planlıyorlar, bize kalırsa bu bilinçli bir politika, insanlar birilerine devretsinler tapuları ve gitsinler, amaç bu. Mahallemizde bile sokağa çıkamaz hale geldik.”

Madde madde Kanal’ın zararları:

Uzmanlardan madde madde Kanal İstanbul gerçeği:

»Kanal İstanbul projesinin muhtemelen iklimi ve doğayı değiştirecek olmasının jeolojik sonuçları hakkında gerekli öngörüler ve çalışmalar yapılmadı, bu kapsamda deprem sonrası oluşacak tsunami ve deniz yükselmesinin etkileri hesaplanmadı.

» İnsanların içme suyu ihtiyacının karşılanmasında ciddi zorluklar ile karşı karşıya kalacağız.

»Başta Trakya’nın Doğusu olmak üzere İstanbul’un ekolojisini ne şekilde değiştireceği, kaybedilecek tarım arazileri, kesilecek ağaçları, yok edilecek yeşil alanlar konusunda bir çalışma yok.

»Proje hattı üzerinde bulunan Yarımburgaz Mağaraları, Resneli Çiftliği, Azatlı Baruthanesi ve Şamlar Bendi civarı doğal müze olarak düzenlenmesi gerekirken kanal projesi konusunda bu yönlü bir çalışma yok.

»Başakşehir İlçe sınırları içinde yer alan II. Meşrutiyetin ilanında önemli bir rol oynamış olan Resneli Niyazi tarafından inşa ettirilen Resneli Çiftliği yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.

»Sazlıbosna Barajı üzerinde II. Mahmut tarafından yaptırılan Şamlar Bendi ile Küçükçekmece Gölü’nün kıyısından Cennet Mahallesi’ne uzanan Rhegion Antik Kenti’nin nasıl korunacağı bilinmiyor.

»Dünyanın en büyük 10 keşfi arasında gösterilen Bathonea Antik Kentinde paleolitik döneme ait çakmak taşlarından Genç Osmanlı Dönemi’ne ait çiftliğe kadar insanlık tarihinin hemen hemen dönemlerini görmek mümkün olmakla birlikte, kent en parlak çağını Roma Döneminde yaşamıştır. En son Eylül 2015 tarihinde gündeme gelen bu arkeolojik kent “Kanal Projesi” kapsamında olan bu bölgenin akıbeti belirsizliğe bürünecek.

***

Kanal Katar’ın radarında

kanal-istanbul-guzergahinda-son-durum-evlerinden-kovulma-korkusu-yasiyorlar-416542-1.

Proje açıklanır açıklanmaz güzergahta 4.6 milyon metrekare arsa stokuna sahip TOKİ iştiraki Emlak Konut GYO’nun ortak yatırım için Katar’a ait Qatari Diar’a teklif götürdüğü ortaya çıktı. 17-19 Ocak tarihlerinde Katar’daki “Expo Turkey By Qatar” fuarında sunum yapan Emlak GYO Başkanı Ertan Yetim, “Katarlılar ile Kanal İstanbul civarındaki 4.6 milyon metrekarelik arsalarımızda neler yapabileceğimizi konuştuk” diyerek, projenin kimlerin yararını gözettiğinin bilgisini de vermiş oldu. Emlak Konut GYO’nun, güzergâh üstünde Arnavutköy- Dursunköy’de 3.6 milyon metrekare, Küçükçekmece’deki Bizim Mahalle projesinin ihale edilmemiş 450 bin metrekarelik bölümü, Başakşehir- Hoşdere’de 340 bin metrekare ve Başakşehir-İkitelli-Ayazma- Kayabaşı bölgesinde 240 bin metrekarelik arsası bulunuyor. Bu arsalar toplamda 4.6 milyon metrekareye denk geliyor.