Kanal İstanbul'a itiraz eden yurttaşların sayısı her geçen gün artıyor. İtiraz İstanbul'la sınırlı kalmayarak Çanakkale, Samsun ve Artvin gibi birçok ile yayıldı. SOL Parti ile bu kapsamda ilk eylemini gerçekleştirdi

Kanal İstanbul itirazı tüm yurda yayılıyor

BERFİN ŞENGİL

Bilim insanlarının İstanbul ve çevresini geri dönüşü olmayan bir yıkıma sokacağı gerekçesiyle karşı çıktığı Kanal İstanbul’a tepkiler her geçen gün büyüyor. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) projenin iptali için hazırladığı dilekçeyi edinen yurttaşlar, bulundukları illerdeki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne dün de akın etti. İstanbul’da başlayan itiraz furyası dalga dalga büyüyerek, Artvin, Rize Samsun, Çanakkale gibi illere de sıçradı. Buralarda da itiraz dilekçeleriyle Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri’ne giden yurttaşlar, dilekçelerini teslim ederek “Kanal İstanbul’a hayır” dedi.

İstanbul’da Ataşehir ve Beşiktaş’taki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önünde yine uzun kuyruklar oluştu. SOL Parti İstanbul İl Örgütü de Beşiktaş Balmumcu’da kitlesel basın açıklaması gerçekleştirerek, Kanal İstanbul’a karşı topluca itiraz dilekçesi verdi. Ayrıca DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da Beşiktaş Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne itiraz dilekçesi sundu.

SOL PARTİ İLK EYLEMİNİ İSTANBUL İÇİN YAPTI

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bilim insanlarının ve kamuoyunun tepkisine rağmen projeyi savunmaya devam ettiğini ifade eden SOL Parti İstanbul İl Başkanı Deniz Demirdöğen, “İstanbul’un ekosistemini yok edecek, su kaynaklarına ulaşımı engelleyecek, deprem ve afet riskini tetikleyecek bu projeden derhal vazgeçilmesi gerekmekte. Hafta başında kamuoyu ile paylaşılan ÇED raporunda da tüm bu faktörler görmezden gelindi” ifadelerini kullandı.

‘GÖMÜLECEK YER BULAMAYACAĞIZ BU GİDİŞLE’

Müdürlük önünde uzun kuyruklar oluşturan yurttaşlar ise dilekçelerini verebilmek için saatlerce beklemek zorunda kaldı. O kişilerden 65 yaşındaki Ayşe H. “Bu projeye karşı çıkmak için o kadar nedenimiz var ki hangi birini söyleyelim?” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Herkesin ağır basan nedenleri var. Kimisi doğaya zarar veriyor diye karşı çıkıyor. Bazısı birilerine rant kapısı açılıyor diye karşı çıkıyor. Ben topraklarımın yabancılara açılmasını istemediğim için karşıyım. Her şeyimiz satıldı. İstanbul’daki birkaç toprak da bize kalsın istiyoruz. Gömülecek yer bulamayacağız bu gidişle.”

Dilekçe vermeye gelenlerden 60 yaşındaki Aylin Ş. ise “Doğa Kolejleri’ndeki öğretmenlerin aylıkları verilmiyor. Ama Kanal İstanbul’un başlangıcında öyle bir yerden arazi alınıp binalar dikilecekmiş ki… Bu kadar kat trilyonluk, milyon dolarlık para vardı da neden öğretmenlerin parası ödenmiyor? Önce onları ödesinler” dedi.

Yaşına rağmen 1 saat 45 dakikadır sıra beklediğini söyleyen 66 yaşındaki Mustafa G. de “En az bir buçuk saat daha burada beklemem gerek. Ama kararlıyım bu dilekçeyi vereceğim” dedi. “Niye bu projeye karşısınız?” sorusuna ise “Öncelikle israf bir proje bu. İstanbul’un acil ihtiyaçları var. Trafik gibi, depreme karşı önlemler gibi. Ona rağmen böyle bir proje… Bu tamamen ranta dönük bir proje. Ayrıca su kaynakları için de karşı olduğumu söyleyebilirim. O çok kritik bir durum. Su kaynakları tükendiği zaman geri dönüş olmayacak. Suyun ne kadar önemli olduğunun kimse farkında değil maalesef. Ne vatandaşlar ne de yöneticiler…” ifadelerini kullandı.

19 yaşındaki Melis Z. ise üç arkadaşıyla birlikte saatlerdir sıra beklediklerini ifade etti. Melis Z. şöyle konuştu: “Memleketimizin kıymetini biliyoruz. Ve kendi geleceğimize dair söz söylemek istiyoruz aslında. Bunun basit bir kanal projesi olmadığını, altında büyük bir rant olduğunu, işbirlikçi bir proje olduğunu düşünüyoruz. Onun dışında gerek deprem gündemi olsun gerek doğa katliamı vs. olsun bunun yanlış olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle de bu projenin iptal edilmesini istiyoruz” dedi.

ÇANAKKALE HALKI DA İTİRAZ ETTİ

Çanakkale halkı da Kanal İstanbul’un ÇED’inin iptali için dilekçe verdi. Çanakkaleli yurttaşlar, İstanbul İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’ne iletilmek üzere Çanakkale İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü önünde uzun kuyruklar oluşturdular. Bakanlıkların baskıları ile başvuruların değiştirildiğini belirten CHP Genel Sekreteri, Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, “Biz o raporları gördük, okuduk. DSİ’nin verdiği raporlar var; ‘İstanbul su kaynaklarını kaybeder…’ diyor. Bu raporların hepsi değiştirildi. Şu anda dosyada yok. Böyle bir tabloyla karşı karşıyayız” dedi.

Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan da itiraz dilekçesini iletti. Gökhan “Montrö bizim güvencemiz dolayısı ile buna alternatif bir olasılığı olan bir su yolunun açılması yarın Amerika’ya karşı baskılara nasıl direneceğiz. Bir telefonla rahibi saldığımız noktada ve baskıya boyun eğdiğimiz noktada o kanaldan yüksek tonajlı gemilerin geçmesini nasıl engelleyeceğiz sorusu gündemde…” dedi. İşin rant kısmını ayrıca değerlendirmek gerektiğini belirten Gökhan; “Ne hikmetse Arap sermayesi buradan arsa ve tarla kapatmış bu çok önemli…” dedi.

ARTVİN’DE UZUN KUYRUKLAR OLUŞTU

Artvin’de de benzer manzara vardı. Uzun kuyrukların oluştuğu müdürlük önünde yurttaşlar uzun saatler bekledi. İtiraz dilekçesi verenler arasında Yeşil Artvin Derneği Avukatı Bedrettin Kalın ve dernek başkanı Nur Neşe Karahan da yer aldı. Kalın, yaptığı açıklamada “ÇED kararının iptali için itirazlarımı belirtmek üzere dilekçelerimizi veriyoruz. Bunun kanal projesi değil çılgınbir yağma ve rant projesi olduğunu biliyoruz. Araplara çoktan pazarlanmış bir projedir. Bütün ülkeyi borç batağına sokacak bir satış projesidir. Bundan bütün ülke etkilenecektir” dedi.

CHP’DEN ÇED’İ HAZIRLAYANLARA SUÇ DUYURUSU

İtirazlar giderek çoğalırken CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da Kanal İstanbul projesinin ÇED raporunu hazırlayanlar hakkında “görevini kötüye kullanmaktan” suç duyurusunda bulundu. Tanal, Savcılıktan rapordaki eksikliklerin tespiti için bilirkişi ve keşif talep etti.

Tanal dilekçesinde, Kanal İstanbul Projesi’ne ilişkin hazırlanan ÇED raporunun, olumsuz çevresel etkileri bertaraf edecek düzenlemeler içermediğini, bilimsel yeterlilikten uzak oldu- ğunu belirtti. Ayrıca Kanal İstanbul’un olumsuz etki yaratacak birçok noktasına raporda yer verilmediğini dile getirdi. Öte yandan Aşiyan’da “Songa İridium” adlı kargo gemisi karaya oturdu. Kazanın Kanal İstanbul’un tartışıldığı günlere denk gelmesi ise toplumun büyük kesimi tarafından manidar bulundu.