Kanal kente ihanettir
Okullara sabun koyamayan iktidar, 65 milyar dolar harcayacağı Kanal İstanbul projesine İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla hız verdi. Yandaşları zengin edecek olan bu talan girişimi su kaynaklarını, tarım alanlarını yok edecek, deprem sonrası riski artıracak.

Gökay BAŞCAN
CHP’nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun dikkat çekmesi üzerine gözler yeniden Kanal İstanbul Projesi’ne çevrildi. İstanbul’un her gün azalan su kaynaklarına ve tarım arazilerini yok edecek olan, iktidarın en büyük rant ve talan projesinde yeni binalar yükselmeye devam ediyor.
Üç etaptan oluşan Kanal İstanbul, nüfusu her geçen gün artan İstanbul’un ortası delik deşik edilerek kanal geçirilmek isteniyor. Büyük İstanbul depreminin beklendiği, su stresinin yaşandığı, ormanlık ve tarım alanlarının yok edilmek istendiği projeyi meslek örgütleri ‘konut projesi’ olarak adlandırıyor.
Kanal İstanbul, toplamda 350 milyon metrekarelik alanı kapsayan, İstanbul’un yüzölçümünün %6,4’üne denk gelen bir araziyi içeriyor. Arazinin %51’i tarım, %13’ü çayır ve fundalık, %5’i orman, %4’ü yerleşim alanları, %11’i göl ve %8’i kıyı kumullarından oluşuyor.
EKOSİSTEM YOK OLACAK
Tutuklu Buğra Gökçe’nin başında olduğu İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) verilerine göre, Kanal İstanbul’un tarıma etkisi şu şekilde:
• 136 milyon metrekare tarım arazisi yok edilecek.
• 30 bin kişilik tarımsal istihdam fırsatı yok olacak.
• 200 bin ton buğday üretimi yok olacak.
• Kanal İstanbul, maden ocakları, RES ve GES’lerin kıskacında kalan Kuzey Ormanları’nı ve su kaynaklarını da tehdit ediyor. Projenin ekosisteme faturası ağır olacak:
• 394 bin ağaç kesilecek.
• 1,2 milyon kişinin soluduğu oksijen yok edilecek.
• Terkos Barajı, tuzlanma durumunda su kaynağı olarak kullanılamayacak.
• Marmara Denizi, çürük yumurta gibi kokacak.
• İstanbulluların 55 milyon metreküplük içme suyu deposu olan Sazlıdere Barajı kamu eliyle yıkılacak.
• Müsilaj tehlikesiyle karşı karşıya kalan, her geçen gün oksijen miktarı ve canlı popülasyonu azalan Marmara Denizi’nde tehlike büyüyecek.
• 2 bin türe ve 15 endemik bitki türüne ev sahipliği yapan proje sahası çölleşecek.
• Karadeniz kıyısına 38 kilometre uzunluğunda 53 milyon metreküp dolgu hafriyat dökülecek.
• Hafriyat kamyonları İstanbul’da 14 yıl boyunca sürmesi beklenen çalışmalar kapsamında trafiği %10 artıracak.
• Şantiye ve yeni yapılaşma hava kirliliğine neden olacak.
• Proje kapsamında 14 milyon metrekare arkeolojik sit alanı ve 850 bin metrekare doğal sit alanı, 2 milyon metrekare karma sit alanı yok edilecek.
Kanal İstanbul, İstanbul’u bekleyen en büyük tehlike olan deprem sonrasında riskleri de artıracak. İki tarafı boğaz ve kanalla çevrilmiş olan 9 milyon İstanbullu bir adaya hapsolacak. Ekonomiye yükü 65 milyar dolar olan bu rant projesinin yandaşları zengin ederken İstanbulluların hayatını zorlaştıracak.
∗∗∗
İPA’nın verilerine göre:


∗∗∗
DAVALAR SÜRÜYOR
Kanal projesi İmamoğlu’nun tutuklanması bahane edilerek süren davalara rağmen hız kazandı. İPA’nın derlediği bilgilere göre, Kanal İstanbul’un süreci ve açılan davalar şu şekilde:
• 27 Nisan 2011: Kanal İstanbul Kamuoyuna açıklandı.
• 15 Aralık 2012: Avrupa Yakası rezerv yapı alanı sınırları belirlendi.
• 14 Temmuz 2017: Kanal İstanbul Proje Hizmetleri Etüdü yapıldı.
• 14 Ağustos 2018: Çevre Düzeni Planları Bakanlığa iletildi.
• 16 Ocak 2019: Rezerv Yapı Alanına son hali verildi.
• 23 Aralık 2019: ÇED Raporu yayınlandı. On binlerce itiraz dilekçesi ÇŞB’ye sunuldu.
• 17 Ocak 2020: ÇŞB, 100 bin itiraz dilekçesinin verildiği ÇED raporuna olumlu karar verdi.
• 23 Aralık 2019: ÇED Raporu yayınlandı. On binlerce itiraz dilekçesi ÇŞB’ye sunuldu.
• 2025 Günümüz: ÇED davası sürüyor. ÇDP, İmar ve Uygulama Planlarına ilişkin iptal kararları var.
İKTİDAR ALGI PEŞİNDE
İktidar, Kanal İstanbul projesindeki en büyük amaçlarının ‘İstanbul Boğazın’daki gemi trafiğini azaltmak’ olarak açıklasa da veriler farklı. İktidar gemi trafiğinin arttığını iddia etse 2006 ve 2020 yılları arasında İstanbul Boğazı’ndaki gemi trafiği %30 azaldı. Yine 2006 yılında İstanbul Boğazı’ndan geçen gemi sayısı 54 bin 580’ken 2022’de bu sayı 35 bin 146’ya geriledi. Yine iktidarın en önemli argümanlarından biri Kanal İstanbul’u, Süveyş ve Panama ile kıyaslaması. Ancak Süveyş Kanalı 6 bin kilometre, Panama ise 13 bin kilometre avantaj sağlarken Kanal İstanbul’un yaratacağı bir mesafe avantajı bulunmuyor.


