Kanal İstanbul’a karşı açılan davada bilirkişi raporu açıklandı. Heyetten bazıları ‘yeterli’ görse de raporda önemli tespitler yer aldı: Var olmayan çalışma kaynak gösterildi, uzmanlığı olmayan doktora öğrencisinin raporda imzası var, bazı veriler güncel gibi gösterildi.

Kanal’ın ÇED’inden hile hurda çıktı
Yaşam savununcuları Kanal İstanbul’a tepki gösteriyor. (Fotoğraf: Depo Photos)

Gökay BAŞCAN

Kente hançer gibi saplanacak Kanal İstanbul için verilen çevresel etki değerlendirme (ÇED) olumlu kararına karşı açılan davada bilirkişi raporu açıklandı. ÇED dosyasında imzası bulunan bazı kişilerin alanında uzman olmadığı, çelişkili verilerin olduğu belirtilen raporda, top mahkemeye atıldı. Raporun son bölümünde şu ifadeler dikkat çekti: "ÇED raporunun bazı uzmanlık alanları için uygun olduğu, bazı uzmanlık alanları açısından ise uygun olmadığı görüldü."

İktidarın rant projesi Kanal İstanbul için Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından ÇED olumlu kararı verildi. ÇED olumlu kararına karşı meslek odalarınca açılan davada mahkeme, bilirkişi keşfi yapılmasına karar verdi. Atanan bilirkişi heyeti de tepkilere neden oldu. İktidarın birçok ‘mega projesi’nde yer alan ‘tanıdık’ isimlere yapılan itirazlar mahkeme tarafından reddedildi.

Geçen yıl mart ayında yapılacak keşif öncesinde mahkeme heyeti ve taraflar, İstanbul Bölge İdare Mahkemeleri’nde toplandı. Davacılar, keşif öncesinde itirazlarının tutanak altına alınmasını istedi. Mahkeme heyeti ise beyanların, keşiften sonra kayıt altına alınacağını belirtti. Davacılar bunun üzerine hukuksuzluğa ortak olmayacaklarını belirterek keşfe katılmayacaklarını açıkladı.

KOPYALA-YAPIŞTIR YÖNTEMİ

Davacılar olmadan yapılan keşif sonrası hazırlanan rapor mahkemeye sunuldu. Bazı uzmanlık alanları ÇED raporunu yeterli görse de orman, arkeoloji, deniz biyolojisi gibi birçok alandaki uzmanlar ÇED’e itiraz etti. Ayrıca bilirkişiler Kanal İstanbul için hazırlanan ÇED dosyasında şu hususlara dikkat çekildi:

•Var olmayan araştırma kaynak gösterildi.

•Raporda kaleme aldığı alanda hiçbir uzmanlığı olmayan doktora öğrencisi bulunuyor.

•Kopyala-yapıştır yöntemiyle dosyaya konulan bazı verilen güncelmiş gibi gösterildi. 

BALIKÇILAR RAPORDA YOK

Raporun ‘Proje ve Etki Alanındaki Su Ürünleri ve Balıkçılık Faaliyetleri’ başlığı adı altında ÇED raporunun eksikliğine dikkat çekildi. Raporda, “… dip taraması ve yapılacak dolgu çalışmaları sonucunda kaybolacak balıkçılık sahaları, bunların balıkçılara etkisi, alınacak önlemler hakkında bu bölümde hiçbir bilgi verilmemiştir” denildi. Raporda, ÇED dosyasında imzası bulunan ‘Su Ürünleri Mühendisi Tufan Göktürk’ ile ilgili çarpıcı ifadeler yer aldı. Göktürk’ün halen doktora öğrencisi olduğu ve yüksek lisans tezinin de ÇED dosyasında yer alan bölümle ilgili olmadığına dikkat çekildi.

SU İHTİYACI GÖZARDI EDİLDİ

Kanal İstanbul ile birlikte nüfus artışı yaşanacağı ve su kaynakları üzerinde baskının artacağına dikkat çekilen raporda, su ihtiyacına ilişkin analizlerin Marmara Havzası Master Plan Raporu’nun 1980-2014 yıllarından alındığı ve yine DSİ’den alınan değerlerle uyuşmadığına dikkat çekildi.

İstanbul’da beklenen büyük deprem ve tsunami tehlikesine ilişkin raporda “… Tsunami etkisi ile kanal boyunca yer alan Acil Durum Yanaşma yerlerinde bekleyen ya da seyir halinde olan gemilerin de kontrol dışı sürüklenmesi söz konusu olabilecektir" ifadeleri yer aldı.

Bilirkişi raporunda, inşaat safhasında hafriyat toz emisyonlarının hesaplanmasında eksiklikler belirlendiği ve özellikle malzeme taşıma işlemi emisyonlarının tamamen göz ardı edildiğine dikkat çekildi. Ayrıca inşaat safhasında kullanılan makina ve ekipmanların egzos gazlarından kaynaklanan kirleticilerin modellenmesi de yapılmadığı belirtildi.

KÜLTÜR MİRASI GÖRÜLMEDİ

Raporda en dikkat çekici bölümlerden bir diğer ise arkeoloji alanında oldu. ÇED dosyasında kültürel miras konusunda çok zayıf ve yetersiz olduğu belirtildi. Kanal İstanbul güzergahı ve çevresindeki kentsel gelişme alanında arkeolojik, doğal, endüstriyel, askeri, kırsal ve su mirası gibi farklı türlerde kültür mirası olduğu belirtilen raporda, “Dolayısıyla arkeolojik alanlar ve kültür varlıkları hakkında, mevcut durumun eksikli anlatımı dışında uygulamaya yönelik önlem ve tedbirleri içeren bir ÇED raporundan söz etmek mümkün değildir” denildi.

BİLİMSEL DEĞİL

Bilirkişiler keşif sonrası hazırladıkları raporda, birçok veri ve tablonun kopyala- yapıştır olduğuna dikkat çekti. Marmara Denizi’ne yürütülen makroomurgasız çalışmalarıyla ilgili iki farklı kaynak gösterilen ÇED dosyasında, çalışma yılları ve istasyonları farklı olmasına rağmen tür listelerin aynı olduğu görüldüğü belirtildi. Bilirkişiler bu durumu şöyle yorumladı: “Önceki çalışmalarda elde önceki çalışmalarda elde farklı tarihlerde yapılan çalışmalarda aynı tablonun oluşmasının edilen verilerin kopyalanıp günümüzde yapılmış gibi gösterilmiştir ki bu bilimsel olarak kabul edilebilir bir şey değildir.” Yine raporda, deniz memelileri bölümünün eksik ve doğru olmayan bilgiler içerdiğine dikkat çekildi.

ÇALIŞMA BULUNAMADI

ÇED dosyasında var olmayan bir çalışmanın, bölgedeki ‘makrobentik fauna’ya kaynak gösterildiği belirtildi: “Gülhan (2007)’nin yaptığı çalışmadan bahsedilmiş fakat kaynaklar içinde olmadığı gibi böyle bir çalışma bulunamamıştır.”

Yine ÇED dosyasında yer alan ‘Ekosistem Değerlendirme Raporu’nu hazırlayan kişilerin yetersiz olduğu bazılarının da kaleme aldığı alanda yayınının dahi olmadığı belirtildi.

ÇED dosyası deniz biyolojisi ve orman disiplini açısında da ‘uygun olmadığı’nı kaydedildi.