Kanarya, Konya'dan çıkamadı

Eskişehir’de kritik randevu. Evet, Eskişehir’de! Maç neden burada deseniz, fıkradan hallice. İslami Dayanışma Oyunları’nın açılışında Konya Büyükşehir Belediye Stadyumu’nun zemini zarar görünce, yeşil-beyazlılar yuvasından oldu. Orada berbat sahada Vaduz karşısında yaşadıkları hüsran camiada biraz canları sıksa da malumunuz Türkiye’de hayat biraz böyle akıyor. Memleketin bahsi açılmışken de haliyle çuvaldızı sporu idare edenlere batırmadan olmuyor.

Bir kulübü yönetenlerin iş bilmezliğinin kalesi olan şehirdeyiz. Arkasındaki harika taraftara rağmen memleketin süper sahnesinde yer aldıktan sonra serbest düşüşe geçen Eskişehirspor, akıllara Necip Celal’in unutulmaz tangosu düşürüyor. Mazi kalplerde bir yara ama futbolda dün yok!

Bugüne gelince… Ligin hiç gol yemeyeniyle en çok atanı karşı karşıya… Bir tarafta İlhan Palut, diğer yanda Jorge Jesus… İki takımın da teknik patronları heyecanlandıradursun, milyonlar santrayı iple çekiyor.

Ev sahibi konumundaki arabam.com Konyaspor’da hedef, şüphesiz geçen sezonun üstüne koyabilmek. Palut’un gözü şüphesiz takımın sol açığı Bytyqi’de olacak. Yeşil-beyazlılarda 100 metrecilere taş çıkartacak Michalak yok. Polonyalı oyuncu, Onyekuru gibi sarı-lacivertli defansı felç edebilirdi. Ligde üç karşılaşmada kalesini gole kapatan ekibin, leblebi gibi gol atan rakibine karşı yapacağı savunma merak ediliyor.

Haftaya lider başlayan Kanarya’da Jesus, yine üçlü savunmayla başlıyor. Giderek formasına ısınan Peres olmasa da Lemos yine acaba dedirtiyor. Orta sahanın ortasını Zajc’la Arao’ya teslim eden Portekizli hocanın oynattığı oyun dikkatleri çekmiş durumda. Dinamo Kiev’e elendikleri günden beri üstüne koyan Fenerbahçe’de zengin kulübe camiaya güven, rakiplere korku veriyor. Eskişehir’de ülkenin en iyi savunma yapan takımlarından birine karşı gösterecekleri performansı herkes merak ediyor.

İlk dakikalarda top beklendiği gibi deplasman ekibindeydi. Konyaspor defansta beklerken, tahmin edilebileceği gibi hızlı kontralar kovalıyordu. Karşılaşma tam dengelendi derken, 22’de Arda Kardeşler Valencia’ya kırmızı kart göstermişti. Üç haftanın yıldızı olan Ekvadorlu forvet, Adil’e yaptığı müdahale yüzünden atılmıştı. Karar belli ki çok konuşulacaktı…

İlk yarım saatte rakibini altı kere ofsayda düşüren Fenerbahçe savunması, şüphesiz alkışı hak ediyordu. Fakat bir kişi eksik oynarken, bu kadar ileride defans yapmak bir soru işaretiydi. 31’de Lemos’un yerine Serdar Dursun giriyor, Kanarya’da taşlar yeniden değişiyordu. Jesus dörtlüye dönmüş; Ferdi’yi sol, Lincoln Henrique’yi sol beke çekmişti. Artık sahada daha çok topa hâkim olan bir Konyaspor vardı. Sarı-lacivertliler kapanıyor, yeşil-beyazlılar üretemiyordu. Oyun tıkanmıştı; soyunma odasında müdahale şarttı.

İkinci yarıya Jesus hamlelerle başlıyordu. Emre Mor’la Lincoln’ün yerine Osayi-Samuel’le İrfan Can girmişti. Portekizli hoca sürekli takımına dokunurken, Palut izlemekle yetiniyordu.

50’de Konyaspor etkili geliyor, Altay yakın mesafeden Muric’e hayır diyordu. 54’te Osayi-Samuel’i indiren Adil, ikinci sarıdan atılmıştı. Maç adeta yeniden başlamıştı.

61’de dar açıdan Rossi şansını denese de Sehic başarılıydı. 66’da Konyaspor öndeydi. Bytyqi’nin ortasına Muhammet kafayı iyi vurmuştu. Rakip forveti kaçıran Peres hatalıydı.

70’te Konyaspor bir daha ağları bulsa da ofsayt kararı çıkıyordu. 83’teki frikikte İrfan Can’la Ferdi’nin anlaşmazlığı şaka gibiydi. Uzatmalarda Ikpeazu’nun şutu direkten auta çıkıyor, üç puan tek golle yeşil-beyazlıların oluyordu.

Sahada yaşananlardan sonra atanın kazanacağı günde Konyaspor, gol yememe geleneğini sürdürdü. Bir kişi fazla oynadıkları bölümde pozisyona girememeleri düşündürücü olsa gerek. Palut’un ana planı dışında senaryolara da çalışması sanki gerekiyor. Fenerbahçe’ye gelince… Ligin en kompakt takımlarından birine karşı pek bir tehlike yaratamadılar. Tabii bunda 22. dakikada on kişi kalmalarının da rolü var. Hakem şüphesiz çok konuşulacak. Keşke onun yerine Jesus’un alıştığımız hocalar gibi karara itiraz etmek yerine oyuncularını toplayıp onlara taktik vermesi konuşulsa… Sanki onun daha çok önemsendiği gün ileriye gideceğiz ya neyse…