Fenerbahçe nefesleri kesen derbide deplasmanda Galatasaray'ı 2-1 mağlup etti. Sarı-lacivertliler bu sonuçla puanını 23'e yükseltirken zirve yarışında pes etmeyeceğinin mesajını verdi

Kanarya'nın dirilişi!

Günlerden Galatasaray-Fenerbahçe, günlerden heyecan! Nefesler tutulmuş futbolumuzun iki asırlık çınarının Seyrantepe’deki buluşmasında çalacak ilk düdük bekleniyor. Trabzonspor’un zirvede yalnızları oynadığı ligde iki dev de kazanmayı hedefliyor.

Sarı-kırmızılılar cephesinde Fatih Terim, Halil’i en uçta başlatıyor. Onun yanında Mustafa Muhammed ya da Diagne’yi bekleyenleri yanıltmış deneyimli hoca. Bu tercihte Fenerbahçe’nin orta sahayı kalabalık tutmasının rolü olsa gerek. Genç forvetin stoperlerin arasında zorlanması muhtemel gözüküyor. Avrupa’da kontrollü futbolla lider olan Aslan, ligde malum daha farklı oynuyor. 55 bin taraftarın önünde ev sahibinin nasıl oynayacağı birçoklarına papatya falı baktırıyor.

Sarı-lacivertlilerde teknik direktör Vitor Pereira, dörtlüye dönmüş. Koltuğu sallantıda olan Portekizli çalıştırıcının başkanın açıklamalarından sonra üçlü savunmadan vazgeçmesi dikkat çekici. Gerçi bu kadro her an üçlüye dönebilir ya neyse. Tabii hoca öyle bir durumda ki kazansa da başarı ona ait olmayacak gibi duruyor. Özellikle sağ bekteki Ferdi’nin defansif olarak aksayıp aksamayacağı merak ediliyor. Altay’ın sakatlığında eldivenleri teslim eden Berke, kariyerinin en önemli maçında çıkadursun, gözler İrfan Can’la özellikle Mesut Özil’de olacak.

Dolu tribünler önünde taraflar birbirini tartarak başladı derbiye. 11’de Galatasaray tehlikeli geliyor; Kerem’in kaçırdığı Feghouli, çaprazdan Berke’yi geçemiyordu. 16’da ev sahibi öndeydi. Gelişen kontrada Morutan’ın “al da at” dediği Kerem, Berke’yi avlamıştı.

31’de Fenerbahçe skoru eşitliyordu. Galatasaray’ın kullandığı kornerde topu kapan İrfan Can’ın uzun pasını yakalayan Mesut, ağları bulmuştu. Skor avantajını eline alan bir takımın derbide, geriyi bu kadar boş bırakıp amatörce gol yemesi akıl alır gibi değildi. Bu golden sonra oyun kilitleniyor; tansiyon biraz yükseliyordu. İkinci yarı sanki gollerden kartlara her şeye gebeydi…

İkinci devreye Kanarya daha iyi başlıyordu. 57’de van Aanholt’un pasında Kim Min-Jae Hızır gibi yetişmişti. Sahada pek varlık gösteremeyen Halil’le Morutan’ı çıkaran Terim, Taylan’la Diagne’yi oyuna sokmuştu. Pereira’nın karşı hamlesi İrfan Can’la Sosa’nın yeri aldığı Osayi-Samuel’le Crespo’ydu. Kaliteli başlayan derbi, ilerleyen bölümde alıştığımız Galatasaray-Fenerbahçe maçlarına dönmüştü.

77’de yine Güney Koreli stoper, bu sefer Cicaldau’nun şutunu kesmişti. 81’de savunmanın gerisine sarkan Diagne Berke’yi geçemezken, hemen akabinde Tisserand ikinci sarıdan atılıyordu. 84’te van Aanholt’un kullandığı duran topa vuran Diagne ağları bulsa da VAR yardımıyla gol iptal edilmişti. 90’da Kerem’in vuruşu direkten auta gidiyordu.

Uzatmalarda bir kişi eksik oynayan Fenerbahçe öndeydi. Gelişen kontrada Crespo’nun şutu direkten içeri gidiyordu. Golden sonra Terim sahadan atılıyordu. Kalan dakikalarda Aslan bastırıyor, dayanan Kanarya üç puanı alıyordu.

Galatasaray öne geçtiği derbide yaptığı hatalarla ezeli rakibine verdi. Terim’in Halil ve Feghouli’ye bu kadar tahammül etmesi oyuna hükmedememesini sağladı. Dört maçtır kazanamayan Fenerbahçe, böylece yarışta “ben de varım” dedi. İrfan Can-Mesut ve Kim iyiydi. Tabii bu karşılaşmadan sonra uzunca bir süre hakemler konuşulacak. Programlara gün doğdu sanki!