KCK Yürüme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, "Daha Sur direnişi sürerken “TOKİ Sur’a girsin, Sur’da yıkılan yerler daha modern yapılacak” demek, devletin kültürel soykırımcı karakterini göstermektedir. TOKİ ile Sur’a girilerek Sur’un tarihi dokusu yıkılacak, hiçbir ruhu ve anlamı olmayan beton yığınları Sur’a dikilecek ve bazıları bu kültürel soykırım amaçlı ruhsuz binaları satarak para kazanacak" dedi.

Kandil: TOKİ Sur'a giremez, girerse hedef olur

Özgür Gündem'de Hüseyin Ali mahlasıyla yazan Mustafa Karasu, "Sur’a TOKİ giremez! Hiç kimse orada tek bir beton yığını dikemez! TOKİ de, oraya bina dikenler de Kürt halkının ve Özgürlük Hareketi’nin hedefi olur. Bunu herkes şimdiden bilmelidir" görüşünü dile getirdi.

Mustafa Karasu'nun Özgür Gündem'in bugünkü (25 Aralık 2015) nüshasında yayımlanan yazısı şöyle:

Türk devleti Kürdistan’da soykırım saldırıları yürütüyor. Fiziki katliamlarla halkın iradesini kırıp bunun üzerinden kültürel soykırımı geliştirmek istiyor. Tayyip Erdoğan’ın her gün tek millet, tek vatan, tek devlet, tek bayrak demesi bu anlama gelmektedir. Zaten direnişleri kırdıklarında daha fazla karakol yapacaklarını, çocukları daha iyi eğiteceklerini, asimile edeceklerini; gerekirse çocukları Türkiye’nin başka yerlerine götüreceklerini; yani Kürt halkına karşı çıkacak eğitim sistemi içine alacaklarını söylüyorlar.

Şimdiye kadar kadın, yaşlı, genç, çocuk yüzlerce insanı katleden AKP hükümeti tam bir utanmazlıkla kendi yaptıklarını başkasına yüklüyor. Tankıyla, topuyla yıkıyor, şehirlerin altını üstüne getiriyor; kadın, çocuk demeden öldürüyor, camileri bombalıyor, tarihi eserlere, binlerce yıllık tarihi dokuya saldırıyor, trafoları, su depolarını patlatıyor, ondan sonra da halkın direnişini vandallıkla suçluyor. Türkiye halklarını kandırmak için sürekli yalan söylüyorlar. Kendileri zulüm yapıyorlar; bunu Kürtler kendi kendilerine yapmış gibi gösteriyorlar. Her gün 5-10 insan öldürüyorlar, ondan sonra “PKK sivilleri öldürüyor” diyerek Türkiye halklarını aldatıyorlar. Başta faşist yüzlü, kara yüzlülerin şefi Tayyip Erdoğan olmak üzere AKP hükümeti Türkiye halklarını aldatıyor, kandırıyor. Aslında bu konuşmaları Türkiye halkını kandırmak için yapıyorlar. Çünkü Kürt halkı gerçekleri yaşayarak görmektedir.

Şimdi en büyük saldırılardan biri Amed Sur’da yapılmaktadır. Amed’in ruhu, tarihi Sur Kenti kuşatılarak ortadan kaldırılmak istenmektedir. Sur’da sadece halkın direnişi kırılmak istenmiyor; aynı zamanda Sur’la birlikte tüm Amed halkı, Amed’in ruhu ortadan kaldırılmak isteniyor. Bir zamanlar nasıl ki Diyarbakır 5 nolu zindanında PKK’li tutsaklar şahsında Kürt halkının umudunun kökü kazınmak istenmişse, şimdi de Sur yerle bir edilerek Amed’in ruhunun kökü kazınmak istenmektedir. Amed’e ruhunu veren Sur’dur, Sur’un tarihidir, Sur’un mimarisidir, Sur’un yarattığı kültürdür; insanların iç içe yaşaması, ruhlarının, gönüllerinin birbirine akmasıdır. Şimdi Amed’in ruhu olan Sur yıkılarak Kürdistan’daki en büyük kültürel soykırım yapılmak isteniyor. Tüm Kürtler, tüm yurtseverler bu gerçeği görmelidir. Bunun için Sur direnişi etrafında bir barikat kurulmalıdır; bir an bile Sur direnişi yalnız bırakılmamalıdır.

Sur’daki direniş, tüm Kürt tarihinin, tüm özgürlük tarihimizin direnişidir. ŞÍx Sait direnişidir, zindan direnişidir, Vedat Aydın direnişidir, 2006 kahramanlık haftası direnişidir, Zekiye Alkan’ın direnişidir. Sur yıkılarak, yakılarak tüm bu direnişlerin kökü kazınmak isteniyor. Bu açıdan Sur direnişi tarihsel ve stratejiktir. Sur’un fiziki yapısını ve mimari yapısını korumak da en büyük direnişlerden biridir. Kültürel soykırımcı sömürgecilik daha şimdiden Sur’u ortadan kaldırmanın hesabını yapıyor. Böylece tarihten bugüne direnişin tüm izlerini ortadan kaldırmak ve kök kazımak istiyor. Öyle ki, şimdiden Sur’u tümden ortadan kaldırmanın zeminini hazırlamaya çalışıyorlar. Tanklarıyla, toplarıyla, iş araçlarıyla Sur’un tarihi dokusunu oluşturan evlerin yakılarak, yıkılarak ilerlenmesi, bu uğursuz amacı ortaya koymaktadır. Türk devleti Sur’daki evleri talimatla ve bilerek yıkmaktadır. Orada sadece yıkılan tarihi evler değil, tüm Amed ortadan kaldırılmak istenmektedir. Çünkü Sur ortadan kaldırıldığında ortada kapitalist modernitenin kültürel soykırımcı kültürünün ruhundan başka bir şey kalmayacaktır. Çünkü bugün bile Amed’in bütün mahallelerine ve ilçelerine ruhunu veren Sur’dur. Amed’in bu direnişçi ruhu, kültürü ortadan kaldırılarak Kürdistan’ın ruhu ve kalbi olan Amed ortadan kaldırılmak istenmektedir. Bu nedenle Sur’a atılan her top, her kurşun ve her bomba tüm Amed’e ve tüm Kürdistan’a atılmaktadır. Bu açıdan Sur direnişiyle bütünleşmek ve Sur’daki saldırıları püskürtmek tarihsel önemdedir.

Daha Sur direnişi sürerken “TOKİ Sur’a girsin, Sur’da yıkılan yerler daha modern yapılacak” demek, devletin kültürel soykırımcı karakterini göstermektedir. TOKİ ile Sur’a girilerek Sur’un tarihi dokusu yıkılacak, hiçbir ruhu ve anlamı olmayan beton yığınları Sur’a dikilecek ve bazıları bu kültürel soykırım amaçlı ruhsuz binaları satarak para kazanacak. Amed’in ruhunun kökünün kazınması ve tüm Amed’in öldürülmesi karşılığında bazıları zengin edilecek. Bu, bir toplumun fiziki ve kültürel soykırımıdır. Bu açıdan Sur’da tarihi dokunun tek bir evini yıkıp yerine beton yığını dökmek bir soykırımdır. Kürt halkı vatanını korur gibi Sur’daki tek bir evi bile koruyacaktır, korumalıdır.

Sur’a TOKİ giremez! Hiç kimse orada tek bir beton yığını dikemez! TOKİ de, oraya bina dikenler de Kürt halkının ve Özgürlük Hareketi’nin hedefi olur. Bunu herkes şimdiden bilmelidir. Devlet tankıyla topuyla Sur’un tek bir evini ya da mimari yapısını bozmuşsa halk ve belediye onu eski haliyle yeniden yapacaktır, yapmalıdır. Tarihi dokuyu korumak da bir öz savunmadır, vatan savunmasıdır. Kürt artık tarihi eserlerine bir taş olarak bakmıyor, onun kendi ruhu, tarihi, bugünü ve geleceği olduğunu biliyor. Büyük direniş neden Sur’da oluyor? Çünkü orada sadece bugün değil, tarih ve kültür direniyor. Herkes bunu böyle bilmelidir. Sur, kültürel soykırımcı işgalcilere karşı direndiği gibi, Sur’un tarihi dokusunu yıkıp Sur’u beton yığını haline getirmek isteyenlere de direnecektir. Bu, en büyük yurtseverlik ve özgürlük direnişidir. Amed halkı, Kürt halkı binlerce yıldır oluşturduğu kültürün ve ruhun öldürülmesine izin vermeyecektir. Hiç kimse Sur deyip geçmesin! Hiç kimse başka bir yere el uzatır gibi Sur’a el uzatacağını sanmasın! Sur’a el uzatanı tarih çarpar, kültür çarpar, direniş ruhu çarpar ve el atana öyle bir tarihi sille vurur ki, neye uğradığını şaşırır.