Son günlerde moda bir laf var: “Cepheyi genişletelim, geçmişe çizgi çekelim” diye. Duyduğum en saçma öneridir bu. İktidarın faşist uygulamalarına karşı, geçmişte ona payanda olanlarla kol kola girecekmişiz. Ne için? Ucuz çıkar adına. Siyasi omurgası, öngörüsü olmayan, kolay kandırılan, üstelik bu yanılgısından bedel ödemeden sıyrılan biriyle kol kola giren kişi; o yanlışı yapan kadar tehlikelidir ve uzak durulması gerekendir!

Devir öyle ki “kandırıldım” deyince hemen kefeni yırtıyorsun. Peki, kandırılan kim? Eski siyasiler, kanaat önderleri, sanatçılar, akademisyenler. Kocaman insanlar. Kandırıldıkları konular neler? Siyasi İslamcıdan AB’ci yaratmak, hukukun üstünlüğünü sağlamak adına diktatörlük kurmak, Kürt barışı gelecek diye bölgeyi kan gölüne döndürmek ve nihayetinde büyük siyasi davalarla herkesi sindirip, sivil darbeye neden olmak. Kanmasaydınız kardeşim…

Anımsayalım, Hrant Dink öldürüldü. Göz göre göre. Kim tarafından? Herkesin bildiği o derin yapının ırkçı katilleri eliyle. Kim içeri atıldı, davayı soruşturan, yazan Nedim Şener. Peki, Agos’un başında kim vardı? Etyen Mahçupyan, Markar Eseyan. Biri milletvekili, diğeri siyasal İslam düşünürü oldu. Malatyalı Hrant hangi iktidar döneminde katledildi? AKP. Bu adamlar hangi partideler? AKP. E siz gidip onun koynuna giriyorsunuz. Yanılan kim peki? Hrant’ın arkadaşlarının pusulası bozuk. Ne diyeceğiz şimdi? Her biri “bir bebekten katil yaratan düzen” parçasıdır artık. Hiçbirinin hak ararken inandırıcı olma hakkı yoktur! Kanmasaydınız kardeşim… (Kaldı ki Eseyan ve Mahçupyan kandık demiyor. Diğer arkadaşlar pek safmış)

Faşizmin kurumsallaştığı Anayasa oylamasında “Yetmez Ama Evet” diyenler, böyle olacağını bilmezmiş meğer. Ne iyi kalpli insanlarmış bunlar. Açık biçimde her şey ortadaydı. Namuslu tüm hukukçular olacakları söyledi. Bilerek, isteyerek, Mustafa Kemal düşmanlığından dolayı alçaldınız ve gidip “Evet” dediniz. Şimdi zırlıyor ‘Minik Serçe’ Meğer Silivri evi olmuş… Peki, Kuddisi Okkır ölürken neredeydi serçe hanım? Ali Tatar’ın intihara giden sürecinde ne hissederdi acep? Asker aileleri sürünürken, zindanlara suçsuz insanlar tıkılırken evi değil miydi Silivri? Bugün biz affetsek, o bedel ödeyen aileler eder mi sanıyorsunuz? Kanmasaydınız kardeşim…

Konforlu yaşamları kaybetmemek için, patronlarının ağzıyla konuşan, hakikat açığa çıkınca kıvıran “Kabataş Yalancılarına” ne diyeceğiz mesela? Ya o gün kan gövdeyi götürse ne olacaktı? Çoluk çocuk parklarda toplanan insanlara siyasal İslamcılar saldırsa hesabını nasıl verecektiniz? İsmet Berkan ekranlarda fikir adamı olarak çalıp söylüyor. “Benim hıyarlığım” deyince iş bitiyor mu? Senin hıyarlığın yüzünden biz yargılanıyoruz. Ali İsmail, Berkin ve güzel Gezi ailelerine ne diyeceksin mesela? Kanmasaydın kardeşim…

Gelelim akil zatlara. Yahu hiç kuşku duymadınız mı: “Akitçilerle hangi barışı sağlayacağız?” diye. Bir yalana eklemlenirken sormak aklınıza gelmedi mi: “Yahu biz neyin halkla ilişkilerini yapıyoruz?” diye. Şimdi koca Baskın Oran hoca “Yanıldık” diyor. Yahu bizim memleketteki kadar çok yanılan aydın nerede bulunur? Bizdeki kadar her söze aldanan düşünür, yazar, çizer nerede vardır acaba? Şimdi kentler abluka altında, çocuklar vuruluyor, kan ağlıyor Kürtler. Hiç mi kuşkunuz yok? Kadir İnanır ne der mesela? Kanmasaydınız kardeşim…

Bir de Meclis’e girip Efkan Ala, Hakan Fidan, Yalçın Akdoğan’la kanka olan vekil(ler) var. Birlikte fotoğraf verirken sırıtan… Ben “Postacı” deyince küfürler yağdıran. Beni boş verin de, acılı Kürt halkına ne diyeceksiniz? Hiç payınız yok mu gelinen noktada? Hata ettiğinizi, ırkçı, dinci çevrelerle yakınlık kurarak bu sonu hazırladığınızı hiç mi fark etmediniz? Sadece “Kandırıldık” diyerek sıyrılacak mısınız siz de? Kandırılmasaydınız kardeşim…

Bir sözüm de Ara Güler’e. Artık sevmiyorum, saymıyorum sizi. Memleketimin en acılı anlarında, güllük gülistanlık bir sultanlık fotoğrafı çekmek size yakışmadı. Muhtemelen, siz de Adalet Ağaoğlu, Hilmi Yavuz gibi “kandırıldık” diyeceksiniz. Size bunca hayranlık besleyen bizlere ihanet ettiniz. Sık darbe yedik bu günlerde ama sizin ki ağır oldu be usta! Aydınlığa vurdunuz hançerinizi, yüreğimiz paralandı… Keşke kandırılmasaydınız da, sizden çok bize ait Ara Güler imgesi parıldamaya devam etseydi…

Kısa lafın uzunu; (Tarık Dursun’a saygıyla) Kişi kimle yan yana olacağına dikkat etmeli. Eğer topluma bir söz söylüyorsan ve yanılıyorsan bedelini ödeyeceksin. Geleceği karartan, savaş tamtamları çalan, insanlara kumpas kuranlara kanıyorsan ya çok safsın, ya ahmak, ya da daha kötüsü çıkarcısın!

Kanmasaydın kardeşim!